Esas No: 2022/4312
Karar No: 2022/5796
Karar Tarihi: 15.06.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/4312 Esas 2022/5796 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı şirketle davacı arasındaki menfi tespit davasında, davalı şirketin yaptığı kaçak elektrik tahakkukları ve işletilen faizlerin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla 68.088,75 TL'den fazla talepte bulunulmuştur. Dava kısmen kabul edilerek, davacının 32.475,10 TL borçlu olmadığı tespit edilmiş, fazlaya ilişkin talep ise reddedilmiştir. Yargıtay bozma kararı vererek, işlemiş faize yönelik bilirkişi raporu istenilmesi gerektiğini belirtmiştir. Ancak, sonraki hükümde davalının lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu göz ardı edilerek, işlemiş faizin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Bu nedenle, davalının sair temyiz itirazları reddedilirken, hüküm Humk.'nın 428. maddesi gereğince davalı yararına bozulmuştur. Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri: Humk.'nın 428. maddesi, HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440.maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
VEK. AV. ...
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; elektrik abonesi olduğu davalı şirketin kaçak elektrik kullandığı gerekçesiyle hakkında 24.673 TL ve 43.415,75 TL olmak üzere iki ayrı kaçak elektrik tahakkuku yaptığını, yapılan tahakkukun haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek; dava konusu kaçak tahakkuku ve işletilen faiz olmak üzere toplam 68.088,75 TL'den fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 9.000 TL borçlu olmadığının tespitini talep etmiş, 22/05/2013 tarihinde talebini 66.842,65 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı; davacının tesise ve sayaca müdahale suretiyle kaçak elektrik kullandığının tespiti üzerine, mevzuata uygun olarak kaçak elektrik tahakkuku ve ek tahakkuk yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacının 68.088,75 TL miktarlı borç nedeniyle 32.475,10 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair karar, davalı tarafın temyizi üzerine, Dairece verilen 26/04/2018 tarihli ve 2016/17544 E. 2018/4623 K. sayılı kararla; sair temyiz itirazları reddedilerek, davalının talep edebileceği 15.649 TL kaçak ve 27.537 TL ek kaçak tahakkuku haricinde işlemiş faiz yönünden hesaplama yapılmadığından bahisle bozulmuştur.
Bozma kararına uyan mahkemece bu defa; işlemiş faize yönelik bilirkişiden rapor alınarak, davanın kısmen kabulü ile davacının 68.088,75 TL miktarlı borç nedeniyle 32.475,10 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 7.692,55 TL yasal faiz tutarının dava tarihinden itibaren işlemek üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Uyuşmazlık, davacı hakkında düzenlenen kaçak ve ek kaçak tahakkuku ile dava tarihine kadar işlemiş faize yönelik menfi tespit istemine ilişkindir.
Taraflardan yalnız birinin temyizi halinde, Yargıtay, hükmü temyiz edenin aleyhine bozamaz (Aleyhe bozma yasağı). Bundan başka, taraflardan yalnız birinin hükmü temyiz etmesi halinde, Yargıtay'ın (temyiz eden tarafın lehine olarak) verdiği bozma kararına uyan yerel mahkeme de artık, temyiz eden tarafın, önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm veremez. Buna da "aleyhe hüküm verme yasağı" denir. Taraflardan yalnız birinin temyizi üzerine verilen bozma kararına uyan mahkemenin temyiz eden tarafın, önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm vermemesi ilkesi, usule ilişkin kazanılmış hak müessesesi ile de yakından ilgilidir." (Prof.Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, Cilt;5, 2001, s; 4732-4737)
Usuli kazanılmış hak kurumu, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; bozma öncesi hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre, davalı ... şirketinin 15.649 TL kaçak ve 27.537 TL ek kaçak bedeli talep edebileceğinin belirlendiği, bozma kararında ise; tahakkuk miktarlarına yönelik temyiz isteminin reddine karar verilerek, sadece tahakkuk miktarlarından kaynaklanan işlemiş faizin hesaplanarak menfi tespit miktarına eklenmesi hususunun bozma nedeni yapıldığı, buna göre, davalı yönünden usuli kazanılmış hak oluşmasına karşın, mahkemece aleyhe hüküm verme yasağı ihlal edilerek işlemiş faiz miktarının davalıdan tahsiline karar verildiği anlaşılmaktadır.
O halde; mahkemece; ilk hükmün davalı yararına bozulduğu ve davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu göz önünde bulundurularak, davalı tarafından düzenlenen kaçak ve ek kaçak tahakkuku ile işlemiş faize yönelik, davacının dava değeri olarak belirlediği 66.842,65 TL’den, belirlenen 15.649 TL kaçak, 27.537 TL ek kaçak bedeli ile 7.692,55 TL işlemiş faiz miktarının mahsubu ile bakiye kısım yönünden davacının menfi tespit talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işlemiş faizin ayrıca davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nın 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.