Esas No: 2021/7477
Karar No: 2022/4584
Karar Tarihi: 08.06.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/7477 Esas 2022/4584 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ceza Dairesi tarafından taksirle öldürme suçundan verilen bir mahkumiyet kararı temyiz edilmiştir. Kararda, sanığın savunma hakkına ilişkin önemli bir kural olan son söz hakkının ihlal edildiği belirtilmiştir. CMK'nın 216. maddesinde yer alan bu kurala göre hükümden önce son söz mutlaka sanığa verilerek duruşma bitirilecektir. Ancak bu kurala uyulmadığı için mahkumiyet kararı bozulmuştur. Kararda, Kanun maddeleri TCK’nın 85/2, 62/1, 53/6, 63 ve 5271 sayılı CMK'nın “Delillerin tartışılması” başlıklı 216. maddesi olarak belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK’nın 85/2, 62/1, 53/6, 63. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle yapılan inceleme sonunda gereği düşünüldü;
Yapılan yargılamaya, incelenen dosya kapsamına göre;
1412 sayılı CMUK'un 251. maddesine benzer hükümler içeren 5271 sayılı CMK'nın “Delillerin tartışılması” başlıklı 216. maddesinin üçüncü fıkrasında; “Hükümden önce son söz, hazır bulunan sanığa verilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Bu hüküm uyarınca katılmış olduğu takdirde son söz mutlaka sanığa verilerek duruşma bitirilecektir. Ceza muhakemesinde sanığın en önemli haklarından biri de savunma hakkı olup, hazır bulunduğu oturumda son söz sanığa verilmeden hüküm kurulması, savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracaktır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16.02.2021 tarihli, 2021/21-2021/37 sayılı ve süreklilik arz eden çok sayıdaki kararlarında açıkça belirtildiği üzere, savunma hakkı ile yakından ilgili olan son sözün sanığa ait bulunduğuna ilişkin usul kuralı emredici nitelikte olup, bu kurala uyulmaması hukuka kesin aykırılık oluşturmaktadır.
Kovuşturmanın sona erdirilip hükmün kurulması ve tefhimine geçilmesinden önce son söz alan tarafın sanık olması gerektiği şeklinde anlaşılması gereken “son sözün sanığa verilmesi” kuralına uyulmaması hali, gerek “savunma hakkının sınırlandırılamayacağı” ilkesine gerek CMK'nın 216. maddesinin üçüncü fıkrasına açık aykırılık teşkil edecek ve bu durum temyiz incelemesi aşamasında hükmün esasına geçilmeden önce bozma nedeni kabul edilecektir.
Açıklanan gerekçelerle yargılamanın sanık ile sanık müdafisinin bulunduğu 29/05/2019 tarihli oturumunda, Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaasından sonra sanık ile sanık müdafine, mütalaaya karşı diyeceklerinin sorulmasından sonra CMK'nın 216. maddesinin üçüncü fıkrasına aykırı olarak, hazır bulunan sanığa son sözü sorulmadan sanık hakkında hüküm kurulması ve tefhim edilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeksizin hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 08.06.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.