Esas No: 2016/14194
Karar No: 2021/2134
Karar Tarihi: 28.04.2021
Danıştay 10. Daire 2016/14194 Esas 2021/2134 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/14194
Karar No : 2021/2134
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- Kendi adına asaleten küçük çocukları …, … ve …'e velayeten …
2- …
3- …
4- …
5- …
6- …
7- …
8- …
9- …
VEKİLLERİ : Av. …
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
İSTEMLERİN_KONUSU : Taraflarca, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının aleyhe olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacıların mirasbırakanı …'ün davalı idare bünyesinde Tren Teşkil Memuru olarak görev yaptığı dönemde Muş Kale-Kurt istasyonları arasında vagonu mobil araca bağlarken iş kazası geçirmek suretiyle vefat etmesi sebebiyle uğranıldığı öne sürülen toplam 129.000,00 TL manevi zararın kazanın meydana geldiği 17/11/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazmini istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının Dairemizin 17/09/2015 tarih ve E:2012/7739, K:2015/3837 sayılı kararı ile olayda … İdare Mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesi ile bozulması üzerine, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacıların mirasbırakanı …'ün ölüm olayı ile ilgili olarak … Asliye Ceza Mahkemesi'nin E:… sayılı dosyasında yapılan yargılamada dosyanın Adli Tıp Kurumu'na gönderildiği, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi'nin … tarih ve … sayılı raporunda, ...'ün mesai arkadaşı operatör ...'ün Trenlerin Hazırlanması ve Trafiğine Ait Yönetmeliğin 74. maddesine aykırı olarak bağlama işinin ... tarafından yapılmasına müsaade ederek tedbirsiz-dikkatsiz davrandığı ve olayın meydana gelişinde asli kusurlu olduğu, refakat memuru …'ın ise aynı gerekçelerle ama daha düşük oranda tali kusurlu olduğu, ...'ün ise görevi olmadığı halde vagonların arasına girerek tedbirsiz-dikkatsiz davranarak olayın meydana gelmesine katkıda bulunduğu ve talî kusurlu olduğu yönünde görüş bildirildiği, … Asliye Ceza Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile ...'ün taksirle ölüme sebebiyet vermekten, …'ın ise görevi kötüye kullanma suçundan hüküm giydiği ...'ün ise olayın meydana gelmesinde müterafik kusurunun bulunduğunun görüldüğü, olayın meydana gelmesinde davacıların mirasbırakanı ...'ün de kusuru bulunmakta ise de kusurlu bulunan davalı idare çalışanları tarafından gerçekleştirilen fiil sonucunda davacıların elem duydukları açık olduğundan eş … için 15.000,00 TL, baba … için 10.000,00, çocuklar …, … ve … için 10.000,00'er TL, kardeşler …, …, …, …, …, … ve … için ise 5.000,00'er TL olmak üzere toplam 90.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 20/07/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, Borçlar Kanunu'nun 47.maddesi ve Medeni Kanun'un 4. maddesi nazara alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarlarının düşük olduğu, manevi tazminata hükmedilirken olayla ilgili olarak maddi tazminat davası açmadıklarının da gözetilmesi gerektiği, faiz başlangıç tarihinin olayın meydana geldiği 17/11/2009 tarihi olması gerekirken idareye başvuru tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verildiği, davalı idare lehine reddedilen miktar üzerinden hesaplanan vekalet ücretinin yanlış ve yüksek olduğu,
Davalı idare tarafından, yerel mahkeme kararında davacıların müteveffanın mirasçıları olarak nitelendirildiği, birinci derece mirasçılar var iken ikinci ve üçüncü derece mirasçıların tazminat kapsamına dahil edilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğu, olayda müteveffanın da kusurunun bulunduğu, hükmedilen tazminat miktarlarının müterafik kusura oranla fahiş olduğu, …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile hükmedilen 71.000,00 TL'nin davacılara ödendiği, kararın yetki yönünden bozulması üzerine … İdare Mahkemesince 90.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği, aradaki 19.000,00 TL'lik fark için tehiri icra kararı verilmesi gerektiği, ilk derece mahkemesi kararının aleyhlerine olan kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN_SAVUNMALARI :Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Tarafların temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların ve davalı idarenin temyiz istemlerinin reddine,
2. Davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yönündeki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.