17. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/1780 Karar No: 2019/1297
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/1780 Esas 2019/1297 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2016/1780 E. , 2019/1297 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 12.02.2019 Salı günü davacı ve davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ... hakkında takip başlatıldığını, takibin semeresiz kaldığını, mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazını 16.05.2012 tarihinde davalı ..."a satıldığını belirterek, bu tasarrufun iptalini istemiştir. Davalı ... vekili, müvekkilinin diğer davalı ile akrabalığının olmadığını iyiniyetli olduğunu belirterek haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı ..., duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece, iptali istenilen tasarrufun borcun doğumundan önce yapıldığı, davalılar arasında yakınlık ve akrabalık olmadığı, taşınmazın tapudaki satış bedeli ile gerçek değeri arasında önemli bir oransızlık olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere, göre davacı alacaklı vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı alacağı 25.11.2012-25.12.2012 ve 25.03.2013 tarihli çeklerden kaynaklanmakta olup taşınmaz bu tarihten önce 16.05.2012 tarihinde satılmıştır. Davacı alacaklı borcun tasarruf tarihinden önce doğduğunu yazılı belge ile ispatlayamamıştır. Bu halde davanın bu ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2.maddesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ve gerekçe ile davanın esastan red edilerek nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki,bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 Sayılı HMK"nin geçiçi 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nin 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 7.bendindeki "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 6.220,20-TL" ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine "A.A.Ü.T 7/2.maddesi uyarınca 1.500,00 TL maktu" ibaresinin yazılmasına kararın bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 12.02.2018 oybirliği ile karar verildi.