Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/5313
Karar No: 2020/4371
Karar Tarihi: 23.09.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/5313 Esas 2020/4371 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, vasiyetnamenin ehliyetsizlik nedeniyle iptali olmazsa tenkis isteğine ilişkin bir dava işlemi görüyor. Davacılar, miras bırakanın aşırı bunama ve manevi baskı altında iken vasiyetname ile taşınmazlarını davalı kızına devrettiğini, vasiyetname ile saklı paylarının da ihlal edildiğini belirterek öncelikle vasiyetnamenin iptalini olmazsa tenkisini istemişlerdir. Mahkeme, miras bırakanın akıl sağlığının yerinde olduğunu belirledi ancak vasiyetname ile temlik edilen taşınmazlar nedeniyle davacıların saklı paylarının ihlal edildiği gerekçesiyle tenkis isteğinin kabulüne karar verdi. TMK'nın 9. maddesi fiil ehliyetine sahip olan kimsenin kendi fiilleriyle hak edinebileceğini ve borç (yükümlülük) altına girebileceğini belirtirken, 10. madde fiil ehliyetinin ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan bir ergin kişinin hakkı olduğunu belirtiyor. TMK'nın 15. maddesi, ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından bahseder.
1. Hukuk Dairesi         2018/5313 E.  ,  2020/4371 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : VASİYETNAMENİN İPTALİ- TENKİS


Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin iptali, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, ehliyetsizlik nedeniyle vasiyetnamenin iptali olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.
Davacılar, miras bırakanları...’ın 16.08.1995 tarihli vasiyetname ile beş parça taşınmazını aşırı bunama ve manevi baskı altında iken davalı kızı ...’e devrettiğini, vasiyetname ile saklı paylarının da ihlal edildiğini ileri sürerek öncelikle vasiyetnamenin iptalini olmazsa tenkisini istemişlerdir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, tanık beyanlarından miras bırakanın akıl sağlığının yerinde olduğunun anlaşıldığını ve bu itibarla iptalinin istenemeyeceğini ancak vasiyetname ile temlik edilen taşınmazlar nedeniyle davacıların saklı paylarının ihlal edildiği gerekçesiyle tenkis isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; miras bırakan ...’ın 22/10/2001 yılında ölümü ile geriye mirasçı olarak dava dışı eşi... kendisinden önce ölen oğlu ...’dan olma davacı torunları ile davalı kızının kaldıkları, miras bırakanın 385 ada 82 ve 85 parsel, 404 ada 4 parsel, 94 ada 4 parsel ve 211 ada 1 parsel sayılı taşınmazları 16/08/1995 tarihli vasiyetname ile davalı kızına vasiyet ettiği anlaşılmaktadır.
Eldeki davada, davacılar öncelikle, miras bırakanın vasiyetnamenin tanzim tarihinde ehliyetsiz olduğunu ileri sürerek vasiyetnamenin iptalini istemişlerdir.
Davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemez. Nitekim Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir” biçimindeki 9. maddesi, şahsın hak elde edebilmesi, borç (yükümlülük ) altına girebilmesi, fiil ehliyetine bağlanmış. 10. maddesi de, fiil ehliyetinin başlıca koşulu olarak ayırtım gücü ile ergin (reşit) olmayı kabul ederek “ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan bir ergin kişinin fiil ehliyeti vardır.” hükmünü getirmiştir. “Ayırtım gücü” eylem ve işlev ehliyeti olarak da tarif edilerek, aynı yasanın 13. maddesinde “yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk yada bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes bu kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir.” denmek suretiyle açıklanmış, ayrıca ayırtım gücünü ortadan kaldıran önemli nedenlerden bazılarına değinilmiştir. Önemlerinden dolayı bu ilkeler, söz konusu yasa ile öteki yasaların çeşitli hükümlerinde de yer almışlardır.
Hemen belirtmek gerekir ki, TMK"nın 15. maddesinde de ifade edildiği üzere, ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından, karşı tarafın iyiniyetli olması o işlemi geçerli kılmaz. Bu ilke 11.6.1941 tarih 4/21 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da aynen benimsenmiştir.
Yukarıda sözü edilen ilkelerin ve yasa maddelerinin ışığı altında olaya yaklaşıldığında; bir kimsenin ehliyetinin tespitinin şahıs ve malvarlığı hukuku bakımından doğurduğu sonuçlar itibariyle ne kadar büyük önem taşıdığı kendiliğinden ortaya çıkar.
Bu durumda, tarafların gösterecekleri, tüm delillerin toplanılması tanıklardan bu yönde açıklayıcı, doyurucu somut bilgiler alınması, varsa ehliyetsiz olduğu iddia edilen kişiye ait doktor raporları, hasta gözlem (müşahede) kağıtları, film grafilerinin eksiksiz getirtilmesi zorunludur. Bunun yanında, her ne kadar 6100 s. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 282. maddesinde belirtildiği gibi bilirkişinin “oy ve görüşü” hakimi bağlamaz ise de, temyiz kudretinin yokluğu, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk gibi salt biyolojik nedenlere değil, aynı zamanda bilinç, idrak, irade gibi psikolojik unsurlara da bağlı olduğundan, akıl hastalığı, akıl zayıflığı gibi biyolojik ve buna bağlı psikolojik nedenlerin belirlenmesi, çok zaman hakimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirmektedir.
Hele ayırt etme gücünün nispi bir kavram olması kişiye eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde en yetkili sağlık kurulundan, özellikle Adli Tıp Kurumu Dördüncü İhtisas Kurulu’ndan rapor alınmasını da gerekli kılmaktadır. Esasen TMK"nın 409/2. maddesi akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceğini öngörmüştür.
Somut olaya gelince, mahkemece ehliyetsizlik iddiası yönünden bir inceleme yapıldığını söylemek mümkün değildir.
Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan ilkeler ve yasa hükümleri çerçevesinde bir araştırma yapılarak tüm delillerin birlikte değerlendirilip, vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte miras bırakanın ehliyetli olup olmadığının saptanması, ehliyetsiz olması halinde vasiyetnamenin iptaline karar verilmesi, ehliyetli olması halinde ise tenkis isteğinin değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi doğru değildir.
Davacıların bu yönlere değinen ve yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi