Esas No: 2022/1779
Karar No: 2022/4645
Karar Tarihi: 13.06.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2022/1779 Esas 2022/4645 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, uyuşturucu suçlamasıyla 29 gün tutuklu kalmış ve sonrasında beraat etmiştir. Bu nedenle koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davası açmış ve yerel mahkeme, kısmen kabul ederek davalıdan 1.000 TL manevi tazminat ve 528,065 TL maddi tazminatın ödenmesine karar vermiştir. Ancak, davacının tutuklu kaldığı süreye, sosyal-ekonomik durumuna ve suçun niteliğine uygun olarak belirlenmesi gereken manevi tazminatın miktarının az olduğu gerekçesiyle, karar temyiz edilmiştir. Yapılan inceleme sonucunda, davacının tutuklu kaldığı süre ile mahsup durumu gibi hususların eksik şekilde değerlendirildiği ve kararın kanuna aykırı olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle, mahkeme kararı isteme uygun olarak bozulmuştur. CMK'nın 142/1, 144/1-a ve 321. maddeleri bu kararda yer almaktadır.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Davacının davasının kısmen kabulüyle 528,065 TL maddi; 1.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tazminat davasının dayanağı olan Kütahya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/339 Esas, 2016/29 karar sayılı dava dosyasının incelenmesinde; davacının uyuşturucu veye uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan 04.06.2009 – 03.07.2009 tarihleri arasında 29 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 01.03.2016 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı, kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
Davacının 1.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece davacının tazminat talebinin kısmen kabulüyle; 528,065 TL maddi; 1.000 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedildiği anlaşılmakla,
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nasafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, davacı lehine belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda az manevi tazminata hükmolunması, aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılamamıştır.
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden yapılan araştırmada davacının tutuklu ve hükümlü olduğu başka suç kayıtlarına da rastlanıldığı dikkate alınarak, gözaltına alındığı gün farklı olay ve soruşturma dosyaları nedeniyle de hakkında tutuklama kararı verilip verilmediği, verilmiş olması halinde bahse konu soruşturma dosyalarının sonuçlarının araştırılması gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2-CMK'nın 144/1-a. maddesinin yürürlükten kaldırılması nedeniyle mahsup durumu tazminata engel oluşturmamakla birlikte, haklarında mahsup işlemi yapılmayan kişilerle tutukluluğu başka mahkumiyetinden mahsup edilenler arasındaki dengenin, hak ve nesafetin sağlanması gerektiği dikkate alınarak, davacının tutuklu kaldığı sürenin başka mahkumiyetinden mahsup edilip edilmediğinin araştırılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de;
a-Maddi tazminatın, davacının tutuklu kaldığı döneme ilişkin net asgari ücret üzerinden hesaplanan "509,66" TL yerine, hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak bu miktarın üstünde kalacak şekilde "528,065" TL olarak tayin edilmesi suretiyle, davacı lehine fazla maddi tazminata hükmolunması,
b-Kararın gerekçe kısmında davacının gerçek maddi zararının 510,849 TL olarak kabul edilip, hüküm kısmında ise 528,065 TL maddi zarara hükmedilerek hükümle gerekçe arasında çelişki bulunması,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 13.06.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.