17. Hukuk Dairesi 2016/56 E. , 2019/1292 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki asıl davada davalılar ... ve ... vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 12.2.2019 Salı günü davacı vekili Av. ... geldi. Davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlular ... ve ... hakkında takip başlatıldığını, takibin semeresiz kaldığını, borçlulardan ..."in dava konusu taşınmazını davalı ..."e, borçlu ..."ın taşınmazını davalı ..."a onunda davalı ..."a devrettiğinden bu tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı borçlular vekili, davanın görülebilmesi için gerekli aciz belgesinin sunulmadığını belirterek davanın reddini istemişlerdir.
Diğer davalı ... ve ... vekili de, dava koşullarının oluşmadığını ve müvekkillerinin iyiniyetli olduklarından haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ..., cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, yapılan yargılama sırasında; davalılardan ..., ..., ... ile sulh olduklarını, sulhe konu taşınmaz hakkında da dava konusuz kaldığından, sulhe konu taşınmaz hakkında karşılıklı masraf, vekalet ücreti talepleri olmadığını bildirmekle, taraflar arasındaki "Sulh" nedeniyle, herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına, diğer taşınmaz ile ilgili olarak, her ne kadar davalı taraf taşınmazın gerçekte satılmadığını davalı ..."e boşanma davasının tazminatı olarak verildiğini iddia etmiş ise de; incelenen tapu kaydı ve akit tablosu ile taşınmazın davalılar arasında satış sözleşmesi ve bedeli karşılığı olduğu açıklaması ile devrinin yapıldığının anlaşıldığı, İİK"nın 278/1. bend uyarınca karı koca arasında yapılan ivazlı tasarrufların bağış niteliğinde bulunduğunun kabulü gerekeceği, davalıların kendi aralarında muvazaalı satış yaptıkları, aslında tazminat ödemesi olduğuna ilişkin savunmanın kimsenin kendi muvazaasına dayanamayacağı kuralı karşısında dürüstlük kuralına uygun bulunmadığı, davacının alacağını tahsil edemediği, geçici aciz durumunun gerçekleştiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1-İK"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir.
Somut olayda, davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemiştir.
Dava koşulları yönünden dosya incelendiğinde, davacının alacağının ... 3.İcra Müdürlüğünün 2011/20812 sayılı takip dosyasındaki alacağa dayalı olduğu, borcun kaynağının 2007 yılından gelen kredi sözleşmeleri olduğu, borçlular hakkındaki takibin kesinleştiği, alacağın gerçek olduğu sabittir. Ancak takip dosyasında borçlu ... için 12.02.2012 tarihinde Şenlikköy Mahallesi Otlukbeli sokak No:46/7 adresinde yapılan haczin anılan borçlunun ödeme emrinin tebliğ edildiği adres olmadığı gibi borçlunun adresten taşındığı tesbit edilmiştir. Anılan borçluya ödeme emri Firuzköy Mahallesi Bağlarcı caddesi No:30 ... adresine tebliğ edildiği halde bu adreste yapılmış haciz olmadığı gibi borçlunun başka adresi de araştırılmamış, borçlu hakkında bir aciz belgesi de sunulmamıştır. 12.02.2012 tarihli haciz tutunağı İİK"nun 105. maddesi kapsamında aciz belgesi niteliğinde olmadığından, davalılar ... ve ... hakkındaki davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
2-Davacı ile davalılar ..., ... ve ... arasında sulh sözleşmesi imzalandığından anılan 3 taraf yönünden konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesi gerekirken davalı ... isminin hükmün sulh bölümünde zikredilmemesi maddi hata olup mahkemece her zaman düzeltilmesi mümkün olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davalılar ... ve ... yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ..."e geri verilmesine 12.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.