3. Hukuk Dairesi 2020/3756 E. , 2020/7537 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı idare ile aralarında 26/03/2009 tarihli kullanma izni sözleşmesiyle 49 yıl için devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan bir kısım kumluk ve deniz alanını boru hattı ve şamandıra tesisi kurmak amacıyla kullanma izni aldığını, davalının sözleşmenin 5.maddesine dayanarak kendisinden hasılat payı ve gecikme zammı istediğini ancak ilgili maddelerde yer alan hasılat payı isteme şartlarının kendisi için oluşmadığını var sayılsa bile hasılat payı miktarının belirtilen kadar olmadığını, temerrüde düşürülmediğini, yine de fesih yapılır korkusuyla ödemede bulunduklarını ileri sürerek davalı tarafından haksız olarak tahsil edilen 899.885,53 TL ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Davalı davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna ilişkin bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile ilk derece mahkemesinde açılan (yazılı yargılama usulüne tabi) bir davanın görülmesi ve karara bağlanması süreci beş aşamaya ayrılmıştır. Bunlar, dilekçeler aşaması, ön inceleme aşaması, tahkikat aşaması, sözlü yargılama ve hüküm aşaması ile kanun yolları aşamasıdır. Kanun koyucu, bu aşamaların her birisi için mahkemece yapılması gereken işleri emredici nitelikteki hükümlerle ayrıntılı olarak düzenlemiştir. 6100 sayılı Kanunun getirdiği en önemli yeniliklerden biri olan ön inceleme aşaması ile mahkemenin tam hazırlık yapmadan tahkikata başlamasının doğurduğu sakıncaların bertaraf edilmesi amaçlanmıştır. Tarafların haklarına en kısa sürede ve en ekonomik yolla ulaşması amacıyla öngörülen yargılama kesitlerine ilişkin usul kurallarının tam ve doğru olarak uygulanması anayasal adil yargılanma hakkının bir gereğidir.
Dava dilekçesinin verildiği anda dilekçeler aşaması başlar. Bu aşama, süresinde olmak kaydıyla tarafların ikinci dilekçelerini vermelerine kadar devam eder. Dilekçeler aşamasında taraflar iddia ve savunmalarını serbestçe genişletip değiştirebilirler.
Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder. Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir. Ön inceleme duruşmasında, taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verilir. Ön inceleme duruşması tamamlandıktan sonra, hâkim tahkikata başlamadan önce, hak düşürücü süreler ile zamanaşımı hakkındaki itiraz ve def"ileri inceleyerek karara bağlar.
HMK m.127/2 hükmü gereği ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemez ve tahkikat için duruşma günü verilemez. Taraflar, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra tahkikat için duruşmaya davet edilir (HMK m.147). Tahkikat aşaması delillerin toplandığı ve tarafların iddia ve savunmaları dikkate alınarak değerlendirildiği yargılama kesitidir. Hâkim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir. Tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder (HMK m.184).
Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılamaya geçer. Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir (HMK m.186).
Somut olayda Mahkemece, davalının sunduğu cevap dilekçesi davacıya tebliğ edilip dilekçeler aşaması tamamlanmadan, ön inceleme ve tahkikat aşamalarına ilişkin usul hükümleri izlenmeden sözlü yargılamaya geçilerek karar verildiği görülmektedir.
Şu halde Mahkemece öncelikle cevap dilekçesinin davacıya tebliğ edilip, davacının cevaba cevap verme süresinin dolması beklenmeli, davacının süresinde cevaba cevap vermesi halinde bunun davalıya tebliği ile davalının ikinci cevap dilekçesini verme süresinin dolması beklenmeli, dilekçeler aşaması tamamlandıktan sonra usulünce ön inceleme ve tahkikat yapılarak sözlü yargılamaya geçilip karar verilmesi gerekirken yargılama kesitlerine uyulmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz sebeplerinin incelenmesine şu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: 1.bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, 2.bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.