13. Hukuk Dairesi 2017/5903 E. , 2018/2487 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar, murislerinin 1989 yılında ...’dan zorunlu göçe tabi tutularak ...’ye geldiğini, Devlet Bakanlığı"nca hazırlanan göçmen evleri projesi kapsamında borçlandırılarak konut satın aldığını, bu bağlamda 12.800.000 TL (eski para) peşinat ödediğini, bu ödemenin konut maliyetinden düşülmesi gerekirken düşülmediğini ileri sürerek, bu ödemenin güncelleştirilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00 TL’nın yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemişlerdir.
Davalı ..., kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, zamanaşımı süresinin dolduğunu ve davanın haksız olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacıların murislerinin, Devlet Bakanlığı koordinatörlüğünde yapılan göçmen konutlarından daire satın aldığı, ilerde maliyet hesabından mahsup edilmek üzere 12.800.000 TL (eski para) ödediği, konutun murise teslim edilip tapuda devir işleminin yapıldığı, murisin dava dışı bankadan kredi kullanıp ödeme yaptığı, ancak maliyet hesabı çıkarıldığında arada oluşacak farkı da aynı koşullarda ödemeyi taahhüt ettiği konusunda ihtilaf yoktur. Uyuşmazlık, yapılan peşin ödemenin maliyet hesabına göre borçlandığı anlaşılan borçtan mahsup edilip edilmediği hakkındadır. Mahkemece, "Dosyada mevcut deliller, tarafların beyanları, mahsuba ilişkin olarak yazılan ... Bankası cevabi yazısı, 12.800.000.-TL düşülerek düzenlenen yeni itfa planı, davacı ismine ait hesap sütunu, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriği birlikte incelendiğinde; Göçmenevleri Projesi kapsamında davacılara tahsis edilen konutun, ..."da inşaa edilen konutlar arasında yer aldığı, davacının konut tesliminden önce ileride mahsuba esas olmak üzere 24/05/1991 tarihinde 12.800.000.-TL peşinat olarak ödendiği 89.049.995.-TL bedelli kredi sözleşmesi yapıldığı ve davacının bu bedel üzerinden kredi kullandığı ve bu fiyat üzerinden revize edilip itfa tablosu düzenlendiği, Bu durumda davacı tarafından ödenen 12.800.000.-TL peşinat tutarının davacının toplam borçlanma tutarından düşülerek mahsup edildiği " gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi kurulu raporunda; davacının ödediği peşinatın tümümün mahsuplaşma işlemine tabi tutulduğu, davacıya ödenmesi gereken bir tutarın olmadığı kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde, davacıların murisi ... ile dava dışı banka arasında imzalanan borçlanma sözleşmesinin 1. maddesinde "... borçlu, yukarıda belirtilen miktarın kullandırılmış krediye göre saptanmış olduğunu, borçlanmaya esas kesin maliyetin, inşaatın tamamlanması aşamasından sonra yapılacak kesin hesaplardan sonra tespit edileceğini ve kesin hesap sonucu bulunacak maliyete göre borç miktarının artması halinde, artan miktar için de işbu borçlanma sözleşmesinin aynen takbik edileceğini, bankaca kesin hesap şekline herhangi bir itirazı olmayacağını peşinatın ve taksit tutarlarının artış oranına göre yeniden belirlenecek bu sözleşme hükümlerine göre ödeneceğini, kabul ve beyan eder." şeklinde düzenlenmeye yer verildiği, dosyadaki bilgi ve belgelere göre, ..."ün dava dışı bankadan kredi kullanıp borçlandırma sözleşmesi ile 89.049.995 TL (eski para ) kredi kullanıp, ödeme yaptığı, ancak maliyet hesabı çıkarıldığında arada oluşacak farkı da aynı koşullarda ödemeyi taahhüt ettiği, borçlanma sözleşmelerinin ileride doğacak ilave maliyeti de kapsayacak şekilde düzenlendiği, Devlet Bakanlığınca konutun kesin maliyet hesabının her bir daire için 135.000.000 TL (eski para) olarak belirlendiği, kesin maliyet hesabının resmi verilere göre hazırlanması ve o tarihte taraflar arasında herhangi bir husumet bulunmaması nedeniyle bu kesin maliyet hesabına itibar edilmesi gerektiği ve böylece kullanılan kredi miktarı tutarında borçlandığı anlaşılmaktadır. Buna karşılık yapılan maliyet hesaplarında göçmen konutlarının şerefiyelendirmesi de gözetildiğinde maliyetlerin murisin borçlanmasının üzerinde kaldığı görülmektedir. Bu durumda mahkemece taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi incelemesi yaptırılarak, borçlandırma işleminin başlangıcında ve ödenmesi gereken taksitlerden mahsup işlemi yapılıp yapılmadığı saptanarak, konutun maliyet bedeli, borçlandırma bedelinden yüksek olduğu ve murisin maliyet bedelinden borçlanmayı kabul ettiği halde ödenen toplam borç tutarının maliyet bedelinden daha düşük olması hususunun açıklaması yaptırılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre davacıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.