Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/9731 Esas 2020/1201 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/9731
Karar No: 2020/1201
Karar Tarihi: 24.02.2020

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/9731 Esas 2020/1201 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2016/9731 E.  ,  2020/1201 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, taraflar arasındaki sözleşme nedeniyle, müvekkilinin davalıya ait iş yerinde güvenlik ve koruma hizmeti vermekte iken, davalı yanca sözleşmenin feshedildiğini, haklı bir fesihten söz edilebilmesi için sözleşmeyi fesh eden tarafın sözleşmede sayılan veya sayılmayan ancak haklı bir nedeninin bulunmasının sözleşme maddesinde şart koşulduğu, bu nedenle davalının fesih ihbarında gösterdiği “görülen lüzum üzerine” şeklindeki beyanının kabul edilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle davalının sözleşmeyi haksız olarak feshetmesinden dolayı müvekkilinin uğradığı zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi olmak üzere 20.000 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; sözleşmenin feshinin haklı sebebe dayandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamında; sözleşmenin 9.2.b. maddesindeki süre koşuluna uyulmak suretiyle davalı tarafça sözleşmenin usulüne uygun olarak feshedildiği, davacı tarafın usulüne uygun olarak feshedilen sözleşme nedeniyle davalıdan tazminat talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık, hizmet sözleşmesi uyarınca, sözleşmenin haksız feshi nedeni ile uğranılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Yanlar arasında imzalanan sözleşmenin 9/b maddesi “Müşteri işbu sözleşmede belirtilmeyen bir gerekçeyi ileri sürerek sözleşmeyi sona erdirmek istediği takdirde asgari 3 ay önceden noter marifeti ile feshi ihbar yapabilir...” hükmünü içermektedir.
    Davalı şirket tarafından gönderilen fesih ihbarnamesinde sözleşmenin 28.02.2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere feshedildiği görülmüştür.
    Sözleşmenin feshe ilişkin 8.5/c, 8.5/d ve 9.2/a maddeleri birlikte ele alındığında sözleşmede bazı fesih nedenlerinin ayrıca belirtildiği, 9.2/b maddesinde ise fesih nedenlerinin bunlarla sınırlı olmadığı, bir başka gerekçe ile de fesih yoluna gidilebileceğinin kararlaştırıldığı görülmektedir. Bu itibarla anılan hükümde mahkemenin de kabulünde olduğu gibi ilgili tarafa keyfi fesih hakkının tanındığının kabulüne imkan bulunmamaktadır.
    O halde davalının fesih için fesih ihbarının yapıldığı tarihte doğmuş olmak kaydıyla bir sebep göstermesi ve tazminatla sorumlu olmaması içinde bu sebebin haklı olması gerekmektedir.
    Bu durumda, mahkemece davalı tarafın fesih ihtarında belirtilmeyen ancak yargılama aşamasında ileri sürülen fesih sebebini açıklatarak, buna ilişkin delilleri toplayıp, konusunda uzman bilirkişi kurulundan sözleşme maddeleri de dikkate alınarak, açıklamalı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınıp uygun sonuç dairesince bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, temyiz harcının talep halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 24.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.