Esas No: 2021/4619
Karar No: 2022/4703
Karar Tarihi: 14.06.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/4619 Esas 2022/4703 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2021/4619 E. , 2022/4703 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 600.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
Davacının manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
İstanbul Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 05.10.2016 tarih, 2016/49 - 2016/310 sayılı davacının maddi tazminat talebinin reddiyle, davacı lehine 750.000 TL manevi tazminat takdir edilmesine ilişkin hükmünün davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin 10.05.2017 tarih, 2017/1400-2017/1603 sayılı istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine dair kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 08.06.2020 tarih, 2019/13607-2020/3135 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verildiği, Dairemizin bozma ilamına uyularak İstanbul Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucu kurulan 29.12.2020 tarihli hükmün davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine CMK'nın 307/3. maddesi gereğince dosya Dairemize gönderilerek yapılan temyiz incelemesinde;
Dairemizin 08.06.2020 tarih ve 2019/13607 Esas - 2020/3135 Karar sayılı bozma ilamı öncesi, maddi tazminatın reddine yönelik yerel mahkemece verilen 05.10.2016 tarihli hükmün istinaf talebinin esastan reddine dair 10.05.2017 tarihli Bölge Adliye Mahkemesi hükmünün açıkça onanmadıkça kesinleşmiş sayılamayacağı gözetilmeden, bozma sonrası yapılan yargılama sonunda maddi tazminat konusunda karar verilmemiş ise de bu hususta mahallinde her zaman karar verilmesi mümkün görülmüştür.
Tazminat davasının dayanağını oluşturan İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/155-2015/359 sayılı ceza dava dosyası kapsamında davacının, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek, Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek, silahlı terör örgütüne üye olmak, tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme, sayı ve nitelik bakımından vahi olan silah veya mermileri satın almak, taşımak, bulundurmak suçlarından 24/04/2009-27/01/2014 tarihleri arasında 1739 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonucunda davacının beraatine hükmedildiği, hükmün 19/11/2015 tarihinde kesinleştiği, gözaltı ve tutuklama tarihi itibariyle davanın yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK'nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
Davacının 151.100 TL maddi, 5.000.000 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece, maddi tazminat talebinin reddiyle 750.000 TL manevi tazminatın 24.04.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesi üzerine davacı vekili ve davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda manevi tazminat miktarının 210.000 TL olarak düzeltilmesi suretiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, hükmün davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dairemizce yapılan incelemeyle manevi tazminat miktarının yetersiz olduğundan bahisle bozulması üzerine yerel mahkemece 600.000 TL manevi tazminatın 24.04.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesinde,
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtayın görevi ülke genelinde uygulama birliğinin sağlanması ve benzer olaylarda aynı çözüm tarzının oluşturulmasıdır. Bu görev yerine getirilirken hukukun genel ilkeleri, ülkedeki pozitif hukuk normları ve uluslararası temel insan haklarına ilişkin kural ve kabullere uygun bir yorum ve uygulama benimsenmelidir.
Bu ilke yalnızca denetim mahkemeleri için değil, hüküm mahkemeleri için de geçerlidir. Hukuk devletinin en belirgin özelliği hiçbir kurum ve makam ayrımı gözetilmeden herkesin hukuk kurallarına uymasıdır.
Dairemizin yerleşik kararlarında da vurguladığı üzere, nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak ve emsal uygulamaların da üzerinde olacak şekilde fazla manevi tazminata hükmolunması,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, açıklanan nedenlerle hükmün isteme uygun olarak, 5271 sayılı CMK'nın 302/2. madde ve fıkrası uyarınca BOZULMASINA; 14.06.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.