Esas No: 2020/4252
Karar No: 2022/4699
Karar Tarihi: 14.06.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/4252 Esas 2022/4699 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2020/4252 E. , 2022/4699 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : 1- Sanıklar ... ve ... hakkında;
CMK 223/2-e maddesi gereğince BERAAT
2- Sanık ... hakkında; TCK 85/1, 62, 53/1.
maddeleri uyarınca mahkumiyet
3-Sanık ... hakkında; TCK 85/1, 62/1, 51/1-3, 53/1
maddeleri uyarınca mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanıklar ... ve ...’in beraatlerine ilişkin hüküm katılanlar vekili; sanık ... ve ...’nun mahkumiyetlerine ilişkin hükümler ise sanıklar müdafileri ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suç tarihinin gerekçeli karar başlığında “09/03/2015” olarak belirtilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışı olarak değerlendirilmiştir.
1-Katılanlar vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Vekaletnamesinde davadan feragat yetkisi bulunan katılanlar vekilinin hükümden sonra 25.01.2018 tarihli dilekçe ile şikayetten vazgeçtiklerini beyan etmesi nedeniyle 5271 sayılı CMK'nın 243. maddesi uyarınca katılma hükümsüz kaldığından, sanıklar hakkındaki hükmü temyize hakları bulunmadığından, şikayetçiler vekilinin temyiz taleplerinin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2- Sanıklar ... ve ... hakkındaki mahkumiyet hükmüne yönelik sanıklar müdafilerinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Olayın meydana geldiği 7 katlı binanın yapımı işinin arsa sahibi tarafından, yüklenici müteahhit firma ... İnşaat şirketine “inşaat yapım sözleşmesi” ile verildiği, sözleşmeye göre inşaatın bütün işlerinin yapımının müteahhit firma olan ... şirketine ihale edildiği, sözleşmenin 4. maddesinde ise kanunlardan ve iş güvenliği ile ilgili bütün işlerden yüklenici firmanın sorumlu olduğu hususlarına yer verildiği;
Olay tarihinde saat 19:00 sıralarında, inşaatın 2. katında çalışan yüklenici firmanın kalıp işçisi ...’in iskeleden düşerek öldüğü olayda; bilirkişilerin hazırladığı raporlarda, olay yeri inceleme ekibi tarafından olay günü olay yerinde çekilen fotoğrafların incelenmesi sonucunda, iskelelerin nizami olmadığı, perde ve korkuluklarının olmadığı, aralarında trabzan olmadığı, inşaat alanının Yapı ve İş Güvenliği Yönetmeliği doğrultusunda düzenli olmadığı hususlarının tespit edildiği;
İnşaatın yapım çalışmasını yüklenen ... inşaat şirketinin yetkili müdürü sanık ... tarafından şantiye şefi olarak makine mühendisi olan sanık ...’nun görevlendirildiği, şantiye şefinin görev ve yetkilerinin düzenlendiği olay tarihinde yürürlükte olan , 16 Aralık 2010 Perşembe günü 27787 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yapı Müteahhitlerinin Kayıtları İle Şantiye Şefleri ve Yetki Belgeleri Hakkında Yönetmeliğin 10. maddesine göre; “şantiye şefinin yapı müteahhidi adına, yapım işinin ruhsata ve ruhsat eki etüt ve projelere uygun olarak gerçekleştirilebilmesi için gerekli olan inşaat ve iş organizasyonunu sağlamak, mevzuatın öngördüğü her türlü tedbiri almak, uygulamak ve uygulatmakla sorumlu olduğu” hükümlerine yer verildiği, şantiye şefinin olayın meydana geldiği iskelenin kurulumunu ehil bir kimse gözetiminde gerçekleştirilmesini sağlamadığı, anılan iskelenin mevzuata uygunluğunun denetimini yaptırmadığı, işçilerin kişisel koruyucu donanımlarını kullanıp kullanmadığının kontrolünü gerçekleştirmediği, inşaattaki eksiklikleri asıl işverene bildirmediği ve işçilerin çalışmasını yalnızca onların kendi insiyatifine bıraktığı;
Müteahhit şirket sahibi sanık ...’nın ise inşaatla bizzat ilgilendiği, şantiye şefini kendisinin atadığı, iş güvenliği uzmanı tayin edilmediği, işçilere eğitim verilmediği, kazanın gerçekleştiği platformun yapımının ve kurulumunun ehil bir kişi tarafından yapılması hususlarını bilmesi ve yerine getirmesi gerekirken, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 4 ve 17. maddeleri gereğince işverenin çalışanların eğitimi ile ilgili her türlü tedbiri almakla yükümlü kılındığı, gerekli iş organizasyonu ile kontrolü yaparak alınması gereken tedbirleri belirlemesi gerektiğinden, her iki sanığın da kusurlu olduğu yönündeki bilirkişi raporları ve bu raporlar doğrultusunda mahkemenin kabul ve takdirinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafilerinin bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Taksirli suçtan mahkum olan sanık hakkında TCK'nın 53. maddesinde yer alan hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkrasındaki hak yoksunluğuna ilişkin kısımların hükümden çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14.06.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.