Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/3779
Karar No: 2022/5957
Karar Tarihi: 20.06.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/3779 Esas 2022/5957 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2022/3779 E.  ,  2022/5957 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 19.HUKUK DAİRESİ



    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen sözleşmenin feshi ve bedelin iadesi davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile düzelterek yeniden esas hakkında verilen kararın, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; satın alınan aracın ayıplı çıkması nedeniyle; davalı tarafa ödenen 114.017,50-TL araç bedelinin aracın satış tarihinden itibaren uygulanacak avans faizi ile; Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/48 değişik iş sayılı tespit dosyasında yapılan yargılama masraf bedeli olan 633,80-TL'nin de dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı; aracın ayıplı olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince; ‘--davacı tüketicinin davalı satıcıdan 12/06/2015 tarihinde 114.017,50-TL karşılığında 34 ND 1706 plakalı ... aracı satın aldığı, 26/08/2016 - 27/10/2016 - 13/01/2017 - 28/07/2016 - 01/03/2016 - 10/03/2017 tarihli servis kayıtlarına göre yağ eksiltme şikayetinin bulunduğu buna göre ; 0,268 litre / 1000 km oranında yağ tükettiğinin tespit edildiği, bu değerin aracın ve günümüz motor teknolojisine oldukça uzak ve motorun yağ tüketmesi gereken değerin oldukça üzerinde olduğu, yağ fitltrelerinn, karterin ve yağ haznesi göz önüne alındığında aracın periyodik bakımlarında yağ tüketiminin oldukça yüksek olacağı ve yağ seviyesinin alt çizgisinin oldukça altına düşeceği ve 15.000 km'de 4,02 litre yağ tüketiminin hesaplandığı bu durumun günümüz motor teknolojisi ile bağdaşmadığı, davacı tüketicinin sürekli servise gitmesi gerektiği bundan dolayı zaman ve maddi kaybın oluşacağı belirtilen bu eksikliğin 6502 sy. 8/1. Maddesine göre imalata dayalı satış sırasında basit bir inceleme ile anlaşılamayacak ve aracın kullanılması ile ortaya çıkacak tüketiciden kaynaklanmayan gizli ayıplı mal niteliği taşıdığı --’ gerekçesiyle ‘’1-6502 sy. 8/1. Maddesi gereği dava konusu aracın ayıplı olduğunun tespitine, 2-6502 sy. 11. Maddesi gereği davacı ve davalı arasındaki satış sözleşmesinin feshi ile araç satış bedeli olan 114.017,50-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-Ayıplı aracın davalıya üzerinde herhangi bir sınırlama olmaksızın ayıpsız olarak davalıya iadesine..’karar verilmiş; karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince; ‘--davalının araçta ayıp bulunmadığına ilişkin istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir. ---Davalının faize ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesinde ,dava konusu araç davacı tarafından halen kullanılmakta olup iade edilmediğine göre davacı ancak aracın iade tarihinden itibaren faiz talep edebileceği halde faize dava tarihinden hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğu --’ gerekçesiyle ‘’Davalının istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, sair istinaf taleplerinin REDDİNE,
    Bakırköy 1. Tüketici Mahkemesi 27/12/2018 tarih, 2018/120 Esas, 2018/700 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 6502 sy. 8/1. Maddesi gereği dava konusu aracın ayıplı olduğunun tespitine, 6502 sy. 11. Maddesi gereği davacı ve davalı arasındaki satış sözleşmesinin feshi ile araç satış bedeli olan 114.017,50-TL'nin dava konusu ayıplı aracın davacı tarafından davalıya iade tarihinden başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Ayıplı aracın davalıya üzerinde herhangi bir sınırlama olmaksızın ayıpsız olarak davalıya iadesine, karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
    Dava, dava konusu aracın gizli ayıplı olduğu gerekçesiyle araç bedelinin iadesi talebine ilişkindir.
    Satış tarihi itibari ile uygulanması gereken 6502 sayılı Kanun'un 8. maddesinin ilgili bölümü şöyledir; "Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır.
    Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir".
    6502 sayılı Kanun'un 10. maddesine göre; "Teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilir. Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz".
    6502 sayılı Kanun'un 11/1 maddesinde tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiş olup, buna göre; "Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici, satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür".
    11/2 maddesine göre, Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici ve ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı malın kendisi tarafından piyasa sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz.
    11/3 Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması halinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır. " şeklinde düzenleme mevcuttur.
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; verilen hükmün taraflarca temyiz edildiği, davacı tarafından dosyaya sunulan 28.03.2022 tarihli, davalının temyizine cevap dilekçesinde ‘-- değişen ekonomik koşullar, Türk Lirasının dava tarihinden bu güne kadar %320 değer kaybetmiş olması, ülkemizde dolara endeksli sıfır ve ikinci el araç fiyatlarının dava tarihinden bu yana anormal düzeyde değişikliğe uğramış olması, dava konusu araca takdir edilen değerin günümüz değerleri ile hiçbir surette örtüşmemesi nedenleriyle zaten hükümde yer alan ana para davacının ayıplı mal dolayısıyla uğradığı zararı hiçbir şekilde karşılamayacaktır. Hal böyle iken tüketici mevzuatında davacı lehine yapılan düzenlemenin sonucu davacının aleyhine sonuç doğurmaktadır. Öyle ki davalı tarafın ayıp oranında bedel indirimi şeklindeki hak dahi daha davacı lehine sonuç doğuracak hale gelmiş olup davalının temyiz taleplerinin bu yönden değerlendirilmesi...’şeklinde beyan etmiş olmakla, davacının bedel indirimi hakkı yönünden değerlendirme yapılması gerektiği anlaşılmıştır.
    Bu itibarla bölge adliye mahkemesince; ayıbın niteliği ve davacı vekilinin beyanı doğrultusunda seçimlik hakları yönünden değerlendirilip tartışılmak üzere bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
    2-Bozma nedenine göre, tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 371. maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, HMK’nın 373/2 maddesi uyarınca dava dosyasının bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 20/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi