Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/11484
Karar No: 2021/5903
Karar Tarihi: 16.09.2021

2863 sayılı Kanuna aykırılık - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/11484 Esas 2021/5903 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanığın, Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 1. derece doğal sit alanı olarak belirlediği bir bölgede, izinsiz olarak inşai ve fiziki müdahalede bulunduğu belirlenmiştir. Ancak mahkeme, suçun işlenmesi sırasında uygulanan tebliğ yönteminin yasal dayanağı konusunda gerekli incelenmeyi yapmamış ve sanığın iyi niyetini dikkate almamıştır. Bu nedenle, mahkeme kararı bozulmuştur.
2863 sayılı Kanun, kültür ve tabiat varlıklarını koruma hakkında kanundur. Suçun işlenmesi için 65/1. maddesi hükümleri uygulanır.
CMK'nın 223/2-c maddesi, hükümlü lehine olan beraat kararlarının temyizi konusunu düzenler.
6498 sayılı Kanun, kültür ve tabiat varlıklarını koruma hakkında kanunda değişiklik yapar ve işlemlerin tebliğ, yayım ve internet üzerinden duyuru yoluyla yapılmasını öngörür.
12. Ceza Dairesi         2020/11484 E.  ,  2021/5903 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
    Hüküm : CMK’nın 223/2-c maddesi gereğince beraat

    2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    1-2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliğin amacının, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı ya da sit alanı olarak tescil kararlarının, ilgililerince öğrenilmesini sağlamak olduğu, başka bir deyişle, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları yönünden tebliğ; sit alanları yönünden Resmi Gazete"de yayım ve internet üzerinden duyuru kurallarının, kişilerin, sahip oldukları veya kullandıkları taşınmazların durumunu bilmelerini ve ona göre hareket etmelerini sağlama amacı taşıdığı, belirtilen kuralların, 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde düzenlenen suçun oluşumu için şekil şartı niteliği bulunmayıp, aksi yöndeki kabulün, 6498 sayılı Kanunun amacına da ters düşeceği;
    Dolayısıyla, sözü edilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, şerhin varlığına veya tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;
    Diğer yandan, taşınmaz bir varlığın korunması gerekli kültür ve tabiat varlığı olarak tescil edilmesinin ya da bir bölgenin, doğal, tarihi ve kültürel özellikleri nedeniyle sit alanı olarak belirlenmesinin, taşınmazın veya bölgenin özel bir statüye tabi tutulması gerektiği ve taşınmaz üzerinde ya da bölge içerisinde keyfi uygulamalarda bulunulamayacağı anlamına geldiği, bu bakımdan kural olarak, 6498 sayılı Kanun değişikliği sonrası tebliğ - yayım - internette duyuru; anılan değişiklik öncesi ise şerh - ilan yöntemleri ile taşınmazın ya da bölgenin tescilinden ilgililerin haberdar olmalarının sağlanacağı;
    Bununla birlikte, Türk Medeni Kanununda yer alan “iyi niyet” kuralının genel bir hukuk ilkesi olarak kabul edilip, 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde düzenlenen suç tiplerine yönelik sübut değerlendirmesinde de dikkate alınmasının zorunlu olduğu, başka bir deyişle, 6498 sayılı Kanun değişikliği öncesinde yapılan tescil işlemleri yönünden, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde şerh bulunmayıp, tescil kararı mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilmemiş olsa dahi, failin, taşınmazın ya da bölgenin tescilinden haberdar olduğuna dair beyanının göz ardı edilemeyeceği, zira, maliki olduğu veya kullandığı taşınmazın korunması gerekli nitelik taşıdığını ya da sit özelliğiyle bölgesel bazda koruma altına alınan bir alanda bulunduğunu bilen kişinin, taşınmaz üzerinde dilediği zaman dilediği şekil ve kapsamda uygulama yapamayacağını, taşınmazın ya da bölgenin özel statüsünün mümkün kıldığı ölçüde, kamu kurumlarınca yürütülecek izin prosedürü çerçevesinde inşai ve fiziki müdahalelerde bulunabileceğini de bilmesi gerektiği, yapı ya da bölge bazında tescil kararından haberdar olduğu halde, ilgili kurumlara başvurarak, gerçekleştirmeyi düşündüğü inşai uygulamaya yönelik izin almayıp keyfi hareket eden kişinin iyi niyetinden söz edilemeyeceği, dolayısıyla, taşınmazın ya da bölgenin niteliğini bilerek izinsiz inşai ve fiziki müdahalede bulunan ya da başlangıçta bilmeyip, kamu görevlilerince düzenlenen zabıt ve tutanaklar ile durumu öğrendiği halde müdahalesine devam eden failin, hukuki koruma altına alınamayacağı;
    Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgenin, Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 19/04/1992 tarih 2412 sayılı kararı ile 1. derece doğal sit alanı olarak belirlendiği, bu kararın mahallinde mutad vasıtalar ile 1994-1995 yıllarında ilan edildiği, dava konusu yerin Bakanlar Kurulunun 22/12/2010 tarih 2010/1089 sayılı kararı ile “Saros Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi” olarak tespit edildiği ve kararın 22/12/2010 tarihli Resmi Gazetede ilan edildiği, sanığın savunmalarında, dava konusu yere 2003 yılında prefabrik konut yaptırdığını, daha sonra da garaj yaptırdığını beyan ettiği, mahallinde 25/11/2014 tarihinde icra edilen keşif neticesinde alınan bilirkişi raporu ile de dava konusu yapılardan konutun 2003 yılında, diğer yapıların ise keşif tarihinden geriye doğru 1,5 yıl önce yapıldığının tespit edildiği, bu hali ile dava konusu yerin koruma bölgesi içerisinde kaldığını bildiğinin kabulü gerektiği dosya kapsamında; sanığın doğal sit alanına izinsiz olarak inşai ve fiziki müdahalede bulunduğu, aynı zamanda beton zeminin kaplamış olduğu kısımların, sit alanına zarar verdiği anlaşılmakla; sanığın 2863 sayılı Kanunun 65/1. maddesi gereğince mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
    2- Dosya kapsamında tanık dinlenilmediği, ancak; mahkemece, gerekçeli kararın gerekçe kısmında “tanık beyanlarının sanık savunmasını desteklediği” şeklinde dosya kapsamı ile uygun düşmeyen gerekçeye yer verilmesi,
    Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 16/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi