11. Hukuk Dairesi 2018/758 E. , 2019/3101 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Alaşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 14/11/2017 tarih ve 2017/178-2017/319 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ...’nın 01.03.2006 tarihinde ilçede kurulacak yeni minibüs duraklarındaki reklam panolarının kullanma hakkını Alaşehir Belediye Spor Kulübü’ne devrettiğini, bunun üzerine davacı ile ... ve Alaşehir Spor Kulübü arasında 30.03.2006 tarihli 10 yıllık reklam işletme sözleşmesi imzalandığını, davacı tarafından sözleşmeye uygun olarak dolmuş duraklarının ve reklam panolarının imalat ve montajının yaptırıldığını, montajı yaptırılan durakların bir kısmının sözleşmeye aykırı olarak davalı tarafından söküldüğünü ve davacıya teslim edilmediğini, ayrıca davalı tarafından başka şirketlere de açık hava reklam hakkı verildiğini, bu yüzden davacı tarafından 28.09.2009 tarihinde sözleşmenin tek tarafln olarak feshedildiğini, davalının açık hava reklam panolarını ve dolmuş duraklarını haksız olarak sökmesi ve davacıya teslim etmemesi nedeniyle davacının maddi zararının olduğunu, ayrıca sözleşmenin haklı nedenle feshi nedeniyle davacının reklam geliri kaybı bulunduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 40.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında 30.03.2006 tarihli sözleşme imzalandığını, ancak davacının sözleşme ile belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmediğini, durakların bir kısmının montajının yapılmadığını ve durakların bakım ve onarımının gerçekleşmediğini, ayrıca ilan ve reklam vergilerinin ödemediğini, bu nedenle davalının sözleşmeyi fesih ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamada iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından yapılan masraflara ilişkin belge sunulamadğı, gerçek zararın tespit edilemediği, bilirkişi raporu ile tespit edilen ve davacı tarafından yapıldığı sabit olan yedi adet otobüs durağı ve yedi adet açık hava reklam panosu için, dava tarihi itibariyle uygulanması gereken mülga 818 sayılı BK"nın 42. maddesi uyarınca davacı yararına uygun bir miktar maddi tazminat takdiri gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 40.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin feshi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacı, dava dilekçesinde açık hava reklam panoları ve dolmuş durakları için yapmış olduğu masraflar ile reklam gelir kaybı zararı için toplam 40.000 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesinin 14.04.2015 tarihli kararı, sözleşmede saklı tutulmadığı takdirde sözleşmenin haksız feshine dayalı olarak aynı anda hem müspet hem de menfi zararın tazmini talebinin mümkün bulunmadığı, davacının açık hava reklam panoları ve dolmuş durakları için yapmış olduğu masraflar yönünden menfi zararının tahsilini istediği ve artık reklam gelir kaybı zararını talep edemeyeceği gerekçesiyle Dairemizin 10/04/2017 tarih 2015/13703, 2017/1965 sayılı ilamıyla bozulmuş ve yerel mahkemece de bozma ilamına uyulmuştur. Bu halde, mahkemece, davacının reklam gelir kaybı isteyemeyeceği dikkate alınarak, sadece menfii zararı yönünden hüküm kurmak gerekirken, mahkemece gizli talep aşımı yapacak şekilde tam kabul yönünde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ancak, mahkemece, davacıya hangi talebi için ne miktarda talepte bulunduğunu yargılamanın bu aşamasına kadar açıklattırmadığı da gözönüne alındığında, davacının müspet ve menfii zararları için yarı yarıya talepte bulunduğunun kabulüyle ve talep aşımına da yol açmayacak şekilde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 17/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.