Esas No: 2021/18261
Karar No: 2022/15976
Karar Tarihi: 09.11.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/18261 Esas 2022/15976 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, Türkiye'den yurt dışına çıkarılmak üzere olan araçta taklit markalar taşıyan eşyaların ele geçirilmesi sonucu suçlu bulunup mahkum edilmiştir. Ancak, suçun kanunda öngörülen suç tarifine uymadığı ve bu nedenle sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verildiği belirtilmektedir. Kanun maddelerine göre, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A-1. maddesi yalnızca mal veya hizmet üreten, satışa arz eden veya satan kişileri cezalandırmaktayken, 6769 sayılı Sınaî Mülkiyet Kanunu'nun 30. maddesi mal ve hizmet üretmek, satışa arz etmek veya satmak, ithal ya da ihraç etmek, ticari amaçla satın almak, bulundurmak, nakletmek veya depolamak eylemlerini de suç kapsamına almaktadır. Ancak ceza süresi yönünden değişiklik yapılmamıştır ve suç tarihinde hangi yasal düzenlemenin yürürlükte ise ona göre hareket edilmesi gerekmektedir. Kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verildiği belirtilen kararda, 5237 sayılı TCK'nun 2. maddesi de hatırlatılarak suçta ve cezada kanunilik ilkesine uyulması gerektiği vurgulanmaktadır. Kanun maddeleri: 556 sayılı KHK'nın 61/A-1. maddesi ve 6769 sayılı SMK'nun 30. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi
SUÇ : 556 sayılı KHK'ya muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Suç ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 5833 sayılı Kanun'un 3. maddesi ile değişik 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A-1. maddesinde, “Başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek mal veya hizmet üreten, satışa arz eden veya satan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.” şeklindeki düzenleme mevcut iken; hükümden sonra 10.01.2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınaî Mülkiyet Kanununun marka hakkına tecavüze ilişkin cezai hükümler başlıklı 30. maddesinin birinci fıkrasında “Başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek mal üreten veya hizmet sunan, satışa arz eden veya satan, ithal ya da ihraç eden, ticari amaçla satın alan, bulunduran, nakleden veya depolayan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Buna göre 556 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A-1. maddesinde yalnızca mal veya hizmet üretmek, satışa arz etmek veya satmak seçimlik hareketleri yaptırım altına alınmışken; 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 30. maddesinde mal üretmek veya hizmet sunmak, satışa arz etmek veya satmak, ithal ya da ihraç etmek, ticari amaçla satın almak, bulundurmak, nakletmek veya depolamak eylemleri seçimlik hareketlere eklenerek marka suçlarının kapsamı genişletilmiştir.
Bununla birlikte 556 sayılı KHK’nun 61/A-1. maddesinde düzenlenen ceza süresi yönünden, 6769 sayılı Sınaî Mülkiyet Kanununda sanıklar lehine değişiklik yapılmamış ve dolayısıyla 5237 sayılı TCK’nun 7/2. maddesinin uygulanma olanağı olmamış ve bu nedenle marka hakkına tecavüz suçları yönünden suç tarihinde hangi yasal düzenleme yürürlükte ise sanıklar hakkında o yasal düzenlemenin uygulanacağı anlaşılmıştır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; sanığın yetkili müdürü olduğu ... Tekstil ve Örme Sanayi Tic. Ltd. Şti. tarafından yurt dışına ihraç edilmek üzere 05.11.2013 günü Türkiye’den çıkış yapmak üzere Pendik gümrük müdürlüğüne gelen araçta yapılan aramada, katılan firmalar adına tescilli taklit markaları taşıyan eşyaların ele geçirildiği, katılan firmaların sanık hakkında yasal şikâyet süresi içerisinde şikâyetçi olması üzerine, sanık hakkında açılan kamu davasının yapılan yargılaması neticesinde yerel Mahkemece sanığın taklit ürünleri ticari amaçla bulundurduğu ve satışını yaptığı şeklindeki gerekçe ile mahkumiyet kararı verilmişse de;
Sanığın bu eyleminin suç tarihinde yürürlükte bulunan 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A-1 maddesinde yer alan seçimlik hareketlerin kapsamına girmediği anlaşılmış olup; 5237 sayılı TCK’nun 2. maddesinde “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.
(2) İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.” şeklinde düzenlenen suçta ve cezada kanunilik ilkesi gereğince sanığa atılı eylemin kanunda öngörülen suç tarifine uymadığı gözetilmeksizin, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.