Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/6471
Karar No: 2018/150

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2017/6471 Esas 2018/150 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı erkek, Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesine dayanarak açtığı boşanma davasını kazanmıştır. Ancak mahkeme davayı görüştüğü sırada kadının boşanmayı gerektirecek bir davranışı olmamıştır ve davacı erkek de evlilik birliği yükümlülüklerini yerine getirmemiştir. Bu nedenle mahkeme, davacı erkeğin kendisine kusur yüklü olduğunu belirlemiştir. Davalı kadın tarafından talep edilen manevi tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri, davacı tarafın açık muvafakati olmadığı için reddedilmiştir.
İlgili Kanun Maddeleri:
- Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesi: \"Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürme temeline dayanır. Eşlerden her biri, evlilik birliğinin gerektirdiği sadakat, hizmet, yardım ve özen yükümlülüklerine uymakla yükümlüdür. Evlilikte ortak hayatı sürdürememeleri nedeniyle evlilik birliği temelinden sarsılmış olursa, diğer eş boşanma davası açabilir.\"
- Türk Medeni Kanunu'nun 166/2. maddesi: \"Evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle açılacak boşanma davasında, her iki eş de kusurluysa veya kusur belirlenememişse, hakim tarafların mal varlığı ve gelecekteki güvenlikleri dikkate alarak karar ver
2. Hukuk Dairesi         2017/6471 E.  ,  2018/150 K.

    "İçtihat Metni"

    ...
    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Tüm dosya kapsamından; davacı erkek tarafından açılıp reddedilen ve bu davada da delil olarak ileri sürdüğü ilk boşanma davasının 2011 yılında açıldığı, davanın, kadının boşanmayı gerektirir kusurlu bir davranışı kanıtlanamadığından ve de evlilik birliğinin kendisine yüklediği bakım, kollama, saygı ve sevgi gibi yükümlüklerine aykırı davranan, eşini başka kadınlarla aldatan erkeğin tamamen kusurlu olmasından dolayı reddedildiği, bu kararın da 09.09.2013 tarihinde kesinleştiği, bu tarihten sonra tarafların bir daha bir araya gelmedikleri ancak reddedilen boşanma davası devam ederken kadının eşine "Seni vurduracağım" diyerek tehdit ettiği anlaşılmaktadır. Yine davacı erkek, temyize konu eldeki bu davayı Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı olarak evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile açmıştır. Mahkeme, erkeğin davasını TMK’nun 166/1. maddesi uyarınca, davalı kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kabul etmiş ise de; retle sonuçlanan ve temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen erkeğin ilk boşanma davasında, kadının boşanmayı gerektirir kusurlu bir davranışı kanıtlanamadığına göre, bu tarihten önceki olaylar artık kadına kusur olarak yüklenemeyecektir. Bir başka deyişle, bu tarihten sonra fiili ayrılık döneminde kadının davacı erkeği tehdit ettiğine ilişkin vakıa dışında kalan eldeki dosyada dinlenen tanık anlatımlarına istinaden ilk boşanma davasından önce yaşandığı iddia olunan olaylara ilişkin kadının, davacı erkeğin ailesini istememesi ile erkeğe fiziksel şiddet uygulaması vakıaları davalı kadına kusur olarak atfedilemez. Öyleyse, bu durumda evlilik birliğine ilişkin yükümlülükleri yerine getirmeyen ve eşini başka kadınlarla aldatan davacı erkek, kendisini fiili ayrılık döneminde tehdit eden eşine nazaran boşanmaya neden olan olaylarda daha ziyade kusurludur. Hal böyleyken, bu durumla çelişen ve ilk davadan önceki olaylara ilişkin olan davacı tanık beyanlarına dayanılarak davalı kadının tamamen kusurlu olduğunun kabulü usul ve yasaya aykırı ise de, mahkemenin boşanma kararı bakımından Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşulları gerçekleştiği ve böylelikle boşanma kararı sonucu itibarıyla doğru olduğundan davalı kadının, bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile, hükmün kusura ilişkin gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanmasına karar vermek gerekmiş ve davalı kadının (HMK m.438)/son) aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.









    2-Hakim talepten fazlasına hükmedemez.(HMK m. 26). Davalı kadının maddi tazminat (TMK m. 174/1) talebi olmadığı halde, kesin hüküm oluşturacak şekilde “Ret” hükmü kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
    3-Taraflar, cevaba cevap ve 2. cevap dilekçeleri ile serbestçe, ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia ve savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra ise diğer tarafın açık muvafakati ve ıslah dışında iddia ve savunma genişletilemez yahut değiştirilemez (HMK m. 141/1). Davalı kadın süresinde sunduğu cevap dilekçesinde manevi tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden bir beyanda bulunmamış, daha sonradan sunduğu 22.05.2015 havale tarihli beyan dilekçesiyle manevi tazminat ve yoksulluk nafakası talebinde bulunmuş, davacı tarafın ise bu taleplere yönelik açık muvafakati olmamıştır. İşbu talepler iddianın ve savunmanın genişletilmesi niteliğindedir. Davalı tarafından bu konuda usulünce yapılmış bir ıslah işlemi de bulunmamaktadır. O halde, davalının manevi tazminat (TMK m. 174/2) ve yoksulluk nafakası (TMK m. 175) talepleri hakkında “Karar verilmesine yer olmadığına” karar verilecek yerde yazılı şekilde reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olmuş ve bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma dışında kalan yönlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple boşanma kararının gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 09.01.2018(Salı)



    ...









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi