14. Hukuk Dairesi 2016/19243 E. , 2019/3896 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.12.2013 gününde verilen dilekçe ile yüklenicinin temlikine dayalı tapu iptali ve tescil, tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne, tazminat isteminin kısmen kabulüne dair verilen 01.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, yüklenicinin temlikine dayalı tapu iptali ve tescil ile tazminat istemine ilişkindir.
Davacı, davalı yüklenici ile aralarında yaptıkları 25.07.2011 tarihli ""daire satış sözleşmesi"" ile 2034 ada 11 parsel A blokta bulunan mesken niteliğindeki 29 No"lu bağımsız bölümü davalıdan 155.000,00TL karşılığında satın aldığını, satış bedelini nakden ve peşinen ödediğini, sözleşmenin ""teslim süresi "" başlıklı V-1. maddesinde teslimin en geç 30.12.2011 tarihinde yapılacağının, ""cezai şartlar"" başlıklı VII-1. maddesinde ise daire alıcı tarafından satıcıya tanınan ek sürede tamamlanmaz ise satıcı tarafından alıcıya rayiç kira bedeli ödeneceğinin kararlaştırıldığını, dairenin davalı tarafından zamanında tamamlanarak teslim edilmediğini, ancak daireyi satabilmek ve dolar karşılığı aldığı borcu geri ödeyebilmek için daireye 01.01.2013 tarihinde taşınmak zorunda kaldığını, dairedeki eksik ve ayıplı işleri davalıya sözlü olarak ihbar ettiği halde bunların giderilmediğini, davalının dairenin tam ve eksiksiz teslim edildiğine dair 21.05.2013 tarihli sözleşmeyi de imzalamadığını ve dairenin tapusunu devretmekten kaçındığını ileri sürerek dava konusu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile adına tescilini; eksik ve ayıplı işler ile geç teslimden kaynaklanan kira alacağı için de toplam 15.000,00TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davacının 25.07.2011 tarihinde 50.000,00TL ve 15.08.2011 tarihinde 100.000,00TL ödediğini, dolayısıyla davacının daire satış bedelinden 5.000,00TL borcu kaldığını, davacının bu borcu ödemeye yanaşmadığını, davacının teslim almaktan kaçındığı dairedeki ufak tefek eksik ve ayıplı işleri giderdiğini, ayrıca yasal süre içerisinde yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmadığını davanın reddini savunmuş; yargılama sırasında ise dairenin tapusunun davacıya devredildiğini bildirmiştir.
Mahkemece, tapu iptali ve tescil isteminin kabulü ile dava konusu 29 No"lu bağımsız bölümün davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline; tazminat isteminin kısmen kabulü ile 30.12.2011-01.01.2013 tarihleri arasındaki kira bedeli 6.300,00TL dairedeki eksik ve ayıplı imalatların toplam bedeli 3.668,50TL ortak alanlardaki eksik ve ayıplı imalatlardan dava konusu dairenin arsa payına isabet eden kısım 393,99TL ve değer düşüklüğü bedeli 4.650,00TL olmak üzere toplam 15.011,99TL"den davalının alacağı olan 5.000,00TL mahsup edildikten sonra kalan 10.011,99TL"nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır.
Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. Söz konusu taşınmazın da bir konut satış sözleşmesiyle satın alındığı belirtilerek bu dava açılmıştır.
Anılan kanunun 3. maddesinin (k) bendindeki tanıma göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
(l) bendindeki tanıma göre de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesinin (1) bendi gereğince de bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir.
Somut olayda da; davacı tüketici, davalı yüklenicinin temlikine dayalı olarak tapu iptali ve tescil ile tazminat isteğinde bulunduğundan, o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi, aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması yasadan kaynaklanan bir zorunluluktur.
Mahkemece, kamu düzeninden olan görev hususu re’sen gözetilerek yukarıda yazılı olduğu şekilde işlem yapılması gerekirken çekişmenin esasının incelenip hükme bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 02.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.