Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1808
Karar No: 2020/4350

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2019/1808 Esas 2020/4350 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava bir tapu iptali ve tescil davasıdır. Davacı, satın aldığı taşınmazın 4 numaralı bağımsız bölümünü davalıya teminat olarak vermiş ve daha sonra muvazaalı olarak tapu devrinin gerçekleştiğini ileri sürerek tapu iptali ve tescilini istemiştir. Davalı iddiaların doğru olmadığını savunmuş ve karşı dava olarak taşınmaz üzerindeki elatmanın önlenmesini talep etmiştir. İlk kararda asıl dava açılmamış sayılmış, karşı davanın kabul edilmesine karar verilmiştir. Ancak bu karar Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından bozulmuştur. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak bu karar da Yargıtay tarafından bozulmuştur. Bozma kararlarına uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece gerekli araştırma ve inceleme yapılmamış, iyiniyetli olup olmadığı değerlendirilmemiş ve ödenmemiş borç konusunda karar verilmemiştir. Bu nedenle, davacı-karşı davalının temyiz itirazları yerinde görülmüş, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- İnançlı işlem: Borçlar Kanunu'nun 81. maddesi
- Muvazaalı işlem: Borçlar Kanunu'nun 228. maddesi
- İyiniyetli edinim: Türk Medeni Kanunu'n
1. Hukuk Dairesi         2019/1808 E.  ,  2020/4350 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-ELATMANIN ÖNLENMESİ

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil – elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı- karşı davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Asıl dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, karşı dava elatmanın önlenmesi isteklerine ilişkindir.
    Davacı maliki olduğu 14 parsel sayılı taşınmazdaki 4 nolu bağımsız bölümü dava dışı ablası ... ile yakın dostları ..."in borcuna karşılık teminat olarak davalı ..."a tapuda yapılan satış işlemi ile temlik ettiğini,..."ın taşınmazı davalı ..."ye muvazaalı olarak devrettiğini ileri sürerek tapu iptali ve tescili isteğinde bulunmuştur.
    Davalı ...; iddiaların doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... davanın reddini savunmuş, karşı davasında, davacı ..."in çekişme konusu taşınmaza elatmasının önlenmesini istemiştir.
    Mahkemece asıl davanın açılmamış sayılmasına, karşı davanın kabulüne dair verilen karar Dairece ; “Olaya yukardaki ilkeler ışığında bakıldığında, vekilin istifa ettiği, davacıya tebliğ edilmediği halde, durumu öğrenen ve mazereti kabul edilen davacının davasının 1.12.2006 günlü oturumda müracaata bırakılması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile bu tarih itibariyle açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece önceki kararda direnilmesine ilişkin olarak verilen karar, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca; “ Yukarıda izah edilen dosya kapsamına ve somut olayın özelliğine göre, Yerel Mahkemenin dosyanın işlemden kaldırılmasına ve davanın açılmamış sayılmasına dair kararı usul ve yasaya aykırıdır. Yerel Mahkemenin direnme kararı açıklanan bu değişik gerekçe ile bozulmalıdır.” gerekçesi ile bozulması üzerine,bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “ Somut olaya gelince; mahkemece davacının iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine karar verildiği, oysa taraflar arasında düzenlenen 10.04.2001 tarihli belgenin 05.02.1947 tarih, 20/6 sayılı İnançları Birleştirme Kararının öngördüğü bir belge olup olmadığı konusunda mahkemece bir değerlendirme yapılmaksızın neticeye gidilmiş olmasının doğru olduğu söylenemez. Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde anılan belgenin değerlendirilmesi ve öngörülen İnançları Birleştirme Kararının kabul ettiği belge niteliğinde olduğunun mahkemece benimsenmesi halinde Borçlar Kanununun 81.maddesi hükmü de gözetilmek suretiyle bir hüküm kurulması gerekirken eksik tahkikatla yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece , “ Hâl böyle olunca; mahkemece davacıya önel verilmek suretiyle ödenmediği belirlenen borcun davalı ..."a ödenmek üzere mahkeme veznesine depo ettirilmesi, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, davalı-karşı davacı ... tarafından karar düzeltme yoluna başvurulması üzerine, bu kez Dairece, “ Ancak; mahkemece yukarıdaki ilkeler uyarınca bir araştırma ve inceleme yapılmamış, ikinci el konumundaki davalı ..."nin TMK "nun koruyuculuğundan yararlanıp yararlanmayacağı tartışılmamıştır.” gerekçesi ile de bozulması üzerine mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hemen belirtilmelidir ki, bozma kararına uyulmuş olmakla kazanılmış hak kuralı uyarınca bozma kararında gösterilen şekilde inceleme yapılarak belirtilen hukuki esaslar gereğince karar verilmesi zorunludur. Bu hususun kamu düzeniyle ilgili olduğu tartışmasızdır.
    Somut olayda; Dairenin 14.04.2014 ve 05.05.2015 tarihli bozma ilamlarında; ikinci el konumundaki davalı ...’nin TMK 1023.maddesi koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamacağı, iyiniyetli olup olmadığı hususunun araştırılması, ayrıca davacıya önel verilmek suretiyle ödenmediği belirlenen borcun davalı ..."a ödenmek üzere mahkeme veznesine depo ettirilmesi, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği hususları belirtilmiş olmasına rağmen bozma sonrası yapılan yargılamada mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen bozma gereklerinin yerine getirilmediği görülmektedir.
    Şöyle ki, davacı tanıkları ... ve...’ın alınan beyanlarında davalı ...’nin iyiniyetli olup olmadığına ilişkin hususların araştırılmadığı, sadece diğer davalı ... ile davacı arasındaki hususların incelendiği anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, davacı tanıklarının tekrar dinlenerek davalı ...’nin dava konusu taşınmazı ediniminde TMK 1023. maddesi kapsamında iyiniyetli olup olmadığı konusunda beyanlarının alınması, ayrıca ödenmediği belirlenen borcun davalı ...’a ödenmek üzere mahkeme veznesine depo ettirilmesi için davacıya süre verilmesi, toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve noksan inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davacı-karşı davalının değinilen yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi