Esas No: 2019/283
Karar No: 2021/6233
Karar Tarihi: 28.04.2021
Danıştay 6. Daire 2019/283 Esas 2021/6233 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/283
Karar No : 2021/6233
DAVACI : … Tarım Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …-Av. …-Av. …
DAVALILAR : 1- …
2- … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
3- … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Gelemen Lojistik Merkezinden (Samsun) Tekkeköy Lojistik Merkezine Demiryolu Bağlantısı Projesi Yapımı amacıyla bazı taşınmazların üzerlerindeki muhdesatla birlikte T.C. Devlet Demir Yolları İşletmesi Genel Müdürlüğü tarafından acele kamulaştırılmasına ilişkin 25/06/2018 tarih ve 30459 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ... tarihli ve ... sayılı Bakanlar Kurulu kararının davacıya ait … ada … ve … parsel ve … ada … ve … parsel sayılı taşınmazlar yönünden iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI : Dava konusu işlemin, acelelik kararı alınması için gerekli koşulları taşımadığı, acele kamulaştırma yolunun istisnai bir yöntem olduğu, acele kamulaştırma yapılmasını gerektiren nedenlerin somut olarak ortaya konulmadığı, acelelik halinin üstün kamu yararının ve kamu düzeninin korunmasını gerektiren hallerin açıklanmadığı, taşınmazların demir yolu projesi güzergahında olmasının tek başına acele kamulaştırma yapılmasına gerekçe teşkil etmeyeceği, bu şekilde alınan acele kamulaştırma kararının mülkiyet hakkının korunması yönünden belirsizlik yaratacağı, mülkiyet hakkı ile sınırlandırılması arasındaki dengeyi zedeleyeceği, davacı şirket tarafından kullanılan jips sahalarının kullanımının olumsuz etkileneceği ve kapasite artışının imkansız hale geleceği, jips sahalarının öngörülen ömrünün ciddi oranda kısalacağı, davacı şirketin tesis kullanım alanının ciddi oranda azalacağı, işletmesel sorunlara ve telafisi mümkün olmayan mali kayıplara sebep olacağı, söz konusu proje güzergahının jips depolama sahasının yakınından geçmesinin demir yolu hattının güvenliği açısından ciddi risk oluşturacağı ileri sürülmektedir.
DAVALILARIN SAVUNMASI : Davanın süresinde açılmadığı, davaya konu Bakanlar Kurulu kararının, kamu yararı ve hizmet gerekleri gözetilerek mevzuata uygun tesis edildiği, Kamulaştırma Kanununda öngörülen acelelik halinin gerçekleştiği, projenin Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı Projesi kapsamında yürütüldüğü, karayolu ağındaki yük taşımacılığı yoğunluğunun azalması sağlanarak can ve mal kaybının azalacağı, proje ile birlikte güvenli, ucuz ve hızlı taşımacılık sağlanacağı, proje kapsamında güzergah etüdü, jeolojik ve jeoteknik tetkiklerin ve sanat yapıları çalışmalarının ardından güzergah planlarının onaylandığı, alanda alternatif güzergahların çalışılarak anılan projenin seçildiği, planlanan koridorun davacı şirkete ait atık sahanın yanından geçerek DSİ Genel Müdürlüğüne ait azot kanalı projesi ile yan yana olacak şekilde projelendirildiği, onaylı güzergahın geometrik standartları en yüksek, fabrika sahalarındaki yapılaşmalarla en az etkileşimin olduğu, maliyetin en düşük olduğu koridorun seçilerek projelendirildiği, alternatif çalışmalardaki diğer güzergahların yüksek maliyet, sahil kesimine inşa edilen limana ulaşımın olumsuz etkilenmesi ve güzergahlar üzerinde fabrikalara ait tesislerin bulunması nedeniyle uygun görülmediği, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ:
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun "Acele kamulaştırma" başlıklı 27. maddesinde; 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın 10. madde esasları dairesinde ve 15. madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10. maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabileceği kuralına yer verilmiştir.
Anayasanın 13. ve 35. maddesı hükümleri uyarınca mülkiyet hakkının kamu yararı amacıyla Anayasaya uygun olarak yasayla sınırlandırılması mümkündür. Ancak buna ilişkin düzenlemeler öncelikle kamu yararına dayanmalıdır. Buna göre, bir taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının kamulaştırma yolu ile kaldırılması (mülkiyetin el değiştirmesi) kamu yararının karşılanması zorunluluğunun özel mülkiyet hakkının korunmasından üstün tutulması şartına bağlıdır. Bu çerçevede, 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi incelendiğinde, kamulaştırma işlemlerinde öngörülen yöntemlerin bir kısmının uygulanmayarak taşınmaza acele el konulabilmesi yolu istisnai olarak başvurulabilecek bir yöntem şeklinde düzenlendiğinden, madde hükmü ile üç durumda acele kamulaştırma yolu ile taşınmaza el konulmasına olanak tanınmıştır. Bu koşullardan ikisinde Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya özel kanunlarda öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olması halleri şeklinde açıkça sayılmak suretiyle üstün kamu yararının ve kamu düzeninin korunmasının gerçekleştirilmesi amacıyla acele kamulaştırma yoluna gidilebileceği belirtilmiştir. Bu kapsamda, üçüncü koşul olan aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar verilebilmesi için de kamu yararı ve kamu düzenine ilişkin olma halinin maddede yer alan diğer iki koşula paralel nitelik taşıması gerekmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden; Gelemen Lojistik Merkezi Projesi kapsamında bulunan uyuşmazlığa konu taşınmazların ve üzerindeki muhdesatın kamulaştırılması amacıyla T.C.D.D. İşletmesi Yönetim Kurulunca kamu yararı kararının alındığı, bu kararın Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından onaylandığı, adı geçen Bakanlık tarafından söz konusu proje kapsamındaki taşınmazlara yönelik kamulaştırma işlemlerinin 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca "acele kamulaştırma" usulü ile yürütülmesine ihtiyaç duyulduğundan bahisle, Bakanlar Kurulu kararı alınmasının istenilmesi üzerine 25/06/2018 tarih ve 30459 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ... tarih ve ... sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile söz konusu taşınmazların 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda; lojistik merkezi projesi sınırları içerisinde ihtiyaç duyulan taşınmazlarla ilgili olarak, öncelikle ilgili idarece taşınmaz malikleri ile anlaşma yoluna gidilmesi, anlaşmanın gerçekleşememesi halinde de yine ilk önce olağan kamulaştırma yolunun tercih edilmesi, ancak 2942 sayılı Kanunun 27. maddesinde yer alan acelelik halinin bulunduğunun saptanması halinde anılan madde uyarınca acele kamulaştırılması zorunlu bulunan taşınmazlara yönelik olarak gerekli tespitler yapılıp sebepleri de belirtilmek suretiyle başvuruda bulunulması ve bunun sonucunda da başvuruda bulunulan taşınmazlara yönelik inceleme yapılarak koşulların gerçekleşmesi halinde Bakanlar Kurulunca 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca aceleliğine karar verilmiş olan taşınmazlara yönelik olarak acele kamulaştırma işlemlerinin yürütülmesi gerekmektedir.
Bu durumda; Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından Başbakanlığa gönderilen ilgili yazıda, proje kapsamında ihtiyaç duyulan taşınmazlara yönelik kamulaştırma işlemlerinin 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca "acele kamulaştırma" usulü ile yürütülmesine ihtiyaç duyulduğu belirtilmekle birlikte; hangi gerekçelerle acele kamulaştırma usulünün uygulanmasının istenildiği konusunda yeterince açıklamaya yer verilmediği, lojistik merkezi kurulacak olmasının tek başına acele kamulaştırma yapılması için yeterli olmadığı, bununla birlikte; Bakanlar Kurulu kararında 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinde öngörülen acele kamulaştırma prosedürünün uygulanması için gerekli olan olağanüstü durumların ve bu yönteme başvurulması ile amaçlanan kamu yararının somut olarak ortaya konulmadığından, dava konusu acele kamulaştırma işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptali gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI …'IN DÜŞÜNCESİ :
Dava, Gelemen Lojistik Merkezinden (Samsun) Tekkeköy Lojistik Merkezine Demiryolu Bağlantısı Projesinin yapımı amacıyla bazı taşınmazların üzerlerindeki muhdesatla birlikte T.C. Devlet Demir Yolları İşletmesi Genel Müdürlüğü(TCDD) tarafından acele kamulaştırılmasına ilişkin 25/06/2018 günlü, 30459 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ... günlü, ... sayılı Bakanlar Kurulu kararının … ada … ve … parsel, … ada … ve … parsel sayılı davacıya ait taşınmazlar yönünden iptali istemiyle açılmıştır.
Davalı idarelerin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacıya ait uyuşmazlığa konu taşınmazların bölgede yapılan imar uygulaması sonucunda oluştuğu, işlem sonucu … ada, … parsel numarası alan taşınmazın dava konusu kamulaştırma işleminin dayanağı proje kapsamında bulunmadığı ve anılan parsel yönünden kamulaştırma kararı olmadığı anlaşılmakla, dava … ada, … parsel ve … ada, … ve … parsel sayılı taşınmazlara hasren incelendi.
Anayasa'nın 13. ve 35. madde hükümleri uyarınca mülkiyet hakkının kamu yararı amacıyla Anayasa'ya uygun olarak yasayla sınırlandırılması mümkündür. Ancak buna ilişkin düzenlemeler öncelikle kamu yararına dayanmalıdır. Ülkemizin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek 1 Nolu Protokolüyle de mülkiyet hakkı bir insan hakkı olarak kabul edilmiş ve bu hakkın orantılılık ilkesi çerçevesinde kamu yararı gözetilerek sınırlandırılabileceği ifade edilmiştir. Buna göre, bir taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının kamulaştırma yolu ile kaldırılması (mülkiyetin el değiştirmesi) kamu yararının karşılanması zorunluluğunun özel mülkiyet hakkının korunmasından üstün tutulması şartına bağlıdır. Bu çerçevede, 2942 sayılı Yasanın 27. maddesi incelendiğinde, kamulaştırma işlemlerinde öngörülen yöntemlerin bir kısmının uygulanmayarak taşınmaza acele el konulabilmesi yolu istisnai olarak başvurulabilecek bir yöntem olarak düzenlendiğinden, madde hükmü ile üç durumda acele kamulaştırma yolu ile taşınmaza el konulmasına olanak tanınmıştır. Bu koşullardan ikisi Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya özel kanunlarda öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olması halleri şeklinde açıkça sayılmak suretiyle üstün kamu yararının ve kamu düzeninin korunmasının gerçekleştirilmesi amacıyla acele kamulaştırma yoluna gidilebileceği belirtilmiştir. Bu kapsamda üçüncü koşul olan aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar verilebilmesi için de kamu yararı ve kamu düzenine ilişkin olma halinin maddede yer alan diğer iki koşula paralel nitelik taşıması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, Gelemen Lojistik Merkezinden Samsun Tekkeköy Lojistik Merkezine demiryolu bağlantı projesi kapsamında, Samsun İli, Tekkeköy İlçesinde belirlenen güzergaha isabet eden ve aralarında davacıya ait taşınmazların da bulunduğu yaklaşık 265.087 m2'lik alanın ve üzerindeki muhdesatların kamulaştırılması amacıyla TCDD İşletmesi Yönetim Kurulunun 21/05/2018 günlü, 13/111 sayılı kararıyla kamu yararı kararının alındığı, bu kararın Bakanlık makamınca 01/06/2018 tarihinde onaylandığı, adı geçen Bakanlık tarafından söz konusu proje kapsamındaki taşınmazlara yönelik kamulaştırma işlemlerinin 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca "acele kamulaştırma" usulü ile yürütülmesine ihtiyaç duyulduğundan bahisle, Bakanlar Kurulu kararı alınmasının istenilmesi üzerine dava konusu kararın alındığı, uyuşmazlığa konu taşınmazlara ilişkin bedel tespiti ve tescil istemiyle ... Asliye Hukuk Mahkemesinin E:…, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin E:… ve ... Asliye Hukuk Mahkemesinin E:…, E:… ve E:… sayısına kayıtlı davaların açıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı idareler tarafından, Samsun Tekkeköy Lojistik Merkezinin bir "inte-model terminal" olarak düşünülmesi ve proje kapsamında inşa edilecek demiryolu ağına bağlanacak olması, anılan hattın zamanında tamamlanamaması halinde projeye aktarılan AB finansmanının iadesinin gerekeceği, projenin Katılım Öncesi Mali Yardım projesi kapsamında yürütülmesi, karayolu ağındaki yük taşımacılığı yoğunluğunun azalmasının sağlanarak can ve mal kaybının azalacak olması, ulaşımda çevresel olumsuz etkilerin azalacağı, projenin hayata geçmesi ile güvenli, ucuz ve hızlı taşımacılığın sağlanacağı, ülke genelinde bütünsel taşımacılığın kolaylaşacağı gerekçeleriyle dava konusu işlemin tesis edildiği belirtilmiştir.
Diğer taraftan, Samsun İli, Tekkeköy İlçesinde "Lojistik Köy Projesi Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı" ilan edilmesine ilişkin 15/12/2013 günlü, 28852 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 04/11/2013 günlü, 2013/5629 sayılı Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Altıncı Dairesi'nin 14/03/2018 günlü, E:2014/383, K:2018/2201 sayılı kararı ile anılan Bakanlar Kurulu kararının iptaline karar verildiği ve kararın Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 03/04/2019 günlü, E:2018/2330, K:2019/1494 sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği anlaşıldığından, dava konusu acele kamulaştırma işlemine ilişkin Bakanlar Kurulu kararının dayanağının ortadan kalktığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, dava konusu işlemde, acele kamulaştırma yapılmasını gerektiren nedenlerin somut olarak ortaya konulmadığı, acelelik halinin, kamu yararının ve kamu düzeninin korunmasını gerektiren hallerin açıklanmadığı anlaşıldığından, dava konusu Bakanlar Kurulu kararında 2942 sayılı Yasa'nın 27. maddesinin amacına, uygulanma koşullarına ve hukuka uyarlık görülmediği gibi Tekkeköy "Lojistik Köy Projesi Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı" nın iptal edilmesi nedeniyle acele kamulaştırma işleminin dayanağı da ortadan kalkmış bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, ... günlü, ... sayılı Bakanlar Kurulu kararının uyuşmazlığa konu taşınmazlar yönünden iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince duruşma için taraflara önceden bildirilen 03/02/2021 tarihinde, davacı vekilleri Av. …-Av. …'ın ve davalı idare vekilleri Av. …-Av. …'in geldiği, Danıştay Savcısı …'ın hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Aynı gün verilen ara kararı üzerine gelen cevaplar ile dosyadaki belgeler incelendikten ve Danıştay Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Gelemen Lojistik Merkezinden (Samsun) Tekkeköy Lojistik Merkezine Demiryolu Bağlantısı Projesi yapımı amacıyla bazı taşınmazların üzerlerindeki muhdesatla birlikte T.C. Devlet Demir Yolları İşletmesi Genel Müdürlüğü tarafından acele kamulaştırılmasına ilişkin 25/06/2018 tarih ve 30459 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ... tarih ve ... sayılı Bakanlar Kurulu kararının davacıya ait … ada, … ve … parsel ve … ada, … ve … parsel sayılı taşınmazlar yönünden iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 35. maddesinde: "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." hükmü yer almaktadır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek 1 No.lu Protokolünün "Mülkiyetin korunması" başlıklı 1. maddesinde: "Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez." hükmüne yer verilmiştir.
Anılan mevzuat hükümleri açısından bakıldığında, özel mülkiyet hakkının korunması gereken temel insan hakları arasında öngörüldüğü, anayasa ve uluslararası sözleşmelerde mülkiyet hakkını korumaya yönelik düzenlemelere yer verildiği, bu düzenlemelerde mülkiyet hakkına müdahalelerin olabileceğinin öngörüldüğü, ancak bu müdahalelerde kamu yararı gerekçesi, kanuni düzenleme gereği ve ölçülülük yada orantılılık gibi uluslararası hukukun genel ilkelerinin varlığının dikkate alınması gerektiği, aksi durumda müdahalenin mülkiyet hakkı ihlaline neden olacağı kabul edilmiştir. Nitekim Anayasa Mahkemesi kararları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarıyla da bu hususların açık bir şekilde ortaya konulduğu görülmektedir.
Bu açıdan, kamu gücü kullanılarak özel mülkiyetteki taşınmazların kamu eline geçirilmesini ifade etmesi anlamında kamulaştırmanın yargısal incelemesinde, mülkiyet hakkına söz konusu müdahalede yukarıda yer alan hükümler çerçevesinde kamu yararının varlığının, kanuni düzenleme gereğinin ve orantılılık noktasında adil dengenin sağlanıp sağlanmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Usule ilişkin olarak:
Davalı idarelerin usule yönelik itirazları yerinde görülmemiştir.
Esasa ilişkin olarak:
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinde 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın 10 uncu madde esasları dairesinde ve 15 inci madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10 uncu maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabileceği, bu Kanunun 3 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında belirtilen hallerde yapılacak kamulaştırmalarda yatırılacak miktar, ödenecek ilk taksit bedeli olduğu düzenlemesine yer verilmiştir.
Anayasa'nın 13. ve 35. madde hükümleri uyarınca mülkiyet hakkının kamu yararı amacıyla Anayasa'ya uygun olarak yasayla sınırlandırılması mümkündür. Ancak buna ilişkin düzenlemeler öncelikle kamu yararına dayanmalıdır. Buna göre, bir taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının kamulaştırma yolu ile kaldırılması (mülkiyetin el değiştirmesi) kamu yararının karşılanması zorunluluğunun özel mülkiyet hakkının korunmasından üstün tutulması şartına bağlıdır. Bu çerçevede, 2942 sayılı Yasanın 27. maddesi incelendiğinde, kamulaştırma işlemlerinde öngörülen yöntemlerin bir kısmının uygulanmayarak taşınmaza acele el konulabilmesi yolu istisnai olarak başvurulabilecek bir yöntem olarak düzenlendiğinden, madde hükmü ile acele kamulaştırmada olağan kamulaştırmaya oranla özel koşulların varlığı aranmış ve üç durumda acele kamulaştırma yolu ile taşınmaza el konulmasına olanak tanınmıştır.
Bu kapsamda, Bakanlar Kurulunca kamu yararının varlığı halinde kıymet takdiri dışındaki bazı kanuni işlemler sonraya bırakılarak, maddede öngörülen süre ve şekilde taşınmaza el konulması düzenlenmiştir.
İstisnai bir yöntem olan, acele kamulaştırmada kamu düzenine dair olan acelelik koşulunun bulunup bulunmadığının tespiti gerekir.
Dosyanın incelenmesinden, davalı idareler tarafından Samsun Tekkeköy Lojistik Merkezinin bir "inter-model terminal" olarak düşünülmesi ve proje kapsamında inşa edilecek demiryolu ağına bağlanacak olması, anılan hattın zamanında tamamlanamaması halinde projeye aktarılan AB finansmanının iadesinin gerekeceği, projenin Katılım Öncesi Mali Yardım projesi kapsamında yürütülmesi, karayolu ağındaki yük taşımacılığı yoğunluğunun azalmasının sağlanarak can ve mal kaybının azalacak olması, ulaşımda çevresel olumsuz etkilerin azalacağı, projenin hayata geçmesi ile güvenli, ucuz ve hızlı taşımacılığın sağlanacağı, ülke genelinde bütünsel taşımacılığın kolaylaşacağı gerekçeleriyle dava konusu işlemin tesis edildiği, başka bir anlatımla Gelemen Lojistik Merkezinden Tekkeköy Lojistik Merkezine Demiryolu Bağlantı Projesi (Demiryolu Bağlantı Projesi)'nin amacının "Samsun-Tekkeköy Lojistik Köyü ile demiryolu taşımacılığını entegre etmek, Yeşilyurt Limanı ile Lojistik Köy Bağlantısını sağlamak" olduğu belirtilmiştir.
Samsun İli, Tekkeköy İlçesinde "Lojistik Köy Projesi Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı" ilan edilmesine ilişkin 15/12/2013 tarih ve 28852 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 04/11/2013 tarih ve 2013/5629 sayılı Bakanlar Kurulu kararının Danıştay Altıncı Dairesi'nin 14/03/2018 tarihli, E:2014/383, K:2018/2201 sayılı kararı ile iptaline karar verildiği ve anılan kararın Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 03/04/2019 tarihli, E:2018/2330, K:2019/1494 sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği anlaşıldığından Dairemizin 03/02/2021 tarih ve E:2019/283 sayılı ara kararıyla uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için davalı idarelerden;
"1-Uyuşmazlık konusu "Gelemen Lojistik Merkezinden Tekkeköy Lojistik Merkezine Demiryolu Bağlantı Projesi (Demiryolu Bağlantı Projesi)"nin, Danıştay Altıncı Dairesi'nin 14/03/2018 tarihli, E:2014/383, K:2018/2201 sayılı kararı ile iptaline karar verilen "Samsun Tekkeköy Lojistik Köy Projesi Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı"na yönelik proje ile bağlantısının bulunup bulunmadığı, bu projeden ayrı ve müstakil bir proje olup olmadığı,
2-Tekkeköy Lojistik Köy Projesinin Dairemizin yukarıda anılan kararıyla iptaline karar verildiği gözetildiğinde, demiryolu taşımacılığına Tekkeköy Lojistik Köyü'nü hangi karara binaen entegre etmenin amaçlandığı sorularak, şayet müstakil bir proje olarak değerlendiriliyor ise, bu hususun gerekçelerinin açıklanması,
3-Gelemen Lojistik Merkezinden Tekkeköy Lojistik Merkezine Demiryolu Bağlantı Projesi (Demiryolu Bağlantı Projesi)'ne dayanak teşkil eden Tekkeköy Lojistik Köy Projesine ilişkin kararın gönderilmesi,
(Dava dışı) Çevre ve Şehircilik Bakanlığından;
-Samsun İli, Tekkeköy İlçesinde "Lojistik Köy Projesi Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı" ilan edilmesine ilişkin 15/12/2013 tarih ve 28852 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 04/11/2013 tarih ve 2013/5629 sayılı Bakanlar Kurulu kararının, Danıştay Altıncı Dairesi'nin 14/03/2018 tarihli, E:2014/383, K:2018/2201 sayılı kararı ile iptaline karar verilmesinden sonraki süreçte, söz konusu "Lojistik Köy Projesi" kapsamında yeni bir kararın alınıp alınmadığı, bu kapsamda yeni bir proje yapılıp yapılmadığı sorularak, var ise bu projelere yönelik işlem ya da kararların onaylı birer suretlerinin gönderilmesi" istenilmiştir.
Ara kararımıza cevaben, davalı idareler tarafından Gelemen Lojistik Köyü-Tekkeköy Lojistik Köyü Demiryolu Bağlantısı yapım işinin, Daire ara kararında sözü edilen "Samsun Tekkeköy Lojistik Köy Projesi Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı" projesinden ayrı ve müstakil bir proje olduğu, lojistik master planı, proje ön raporu ve güncellenmiş fizibilite raporu doğrultusunda deniz, demiryolu ve kara taşımacılığı entegrasyonu ile Yeşilyurt Lİmanı-Lojistik Köy bağlantısını sağlamak amacıyla projelendirildiği, buna ilaveten 2023 ve 2035 yılı hedefleri içerisinde bulunan Samsun-Çarşamba-Ünye-Fatsa demiryolu bağlantı projesi ile Delice-Çorum-Samsun HT projeleri entegre edilerek söz konusu projelerin Gelemen Lojistik Merkezi ve Liman Bağlantısı hali hazırda yürütülen Gelemen Lojistik Merkezinden Tekkeköy Lojistik Merkezine Demiryolu Bağlantı Projesine ilave edilmek suretiyle sağlanmasının planlandığı, bu yönüyle uyuşmazlık konusu demiryolu bağlantısı hali hazırda iltisak hattı olarak tanımlansa da gelecekte ana hat statüsüne yükseleceği bildirilmiştir.
Uyuşmazlıkta, gerçekleşecek kamu yararının karşılanması gereksinimini, taşınmaz malikinin yararından üstün olduğu gibi genel kamulaştırma usulü ile sağlanması amaçlanan kamu yararından farklı olarak, acele kamulaştırma yapılmasını gerektiren, aceleliği zorunlu kılan bir yarar olduğu görülmektedir. Öte yandan, uyuşmazlık konusu demiryolu bağlantı hattının müstakil bir proje olduğu ve gelecekte öngörülen lojistik merkez bağlantıları ile hızlı tren hat bağlantılarının kurulması açısından da kamu yararı taşıdığı, Lojistik merkez projesinin gerçekleşmesi durumunda ülke için sağlayacağı yararlar dikkate alındığında, zamanında yer tesliminin yapılabilmesi, projenin öngörülen sürede tamamlanabilmesi ve gecikmeden dolayı kamunun zarar görmemesi için acele kamulaştırma yapılmasının bir zorunluluk olduğu ve bu kapsamda mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin orantılı bir müdahale olduğu sonucuna varılmaktadır.
Bu durum karşısında, yatırımın bir an önce yapılabilmesi maksadıyla taşınmaza acele kamulaştırma yoluyla el konulmasına imkan veren dava konusu Bakanlar Kurulu kararında hukuka aykırılık görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için öngörülen … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 28/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.