Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2823
Karar No: 2020/4349
Karar Tarihi: 23.09.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/2823 Esas 2020/4349 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı ve birleştirilen davada davacı mirasbırakanın ölümünden önce taşınmazın davalıya temlik edildiğini ve bunun miras payları oranında iptal edilerek adlarına tescil edilmesini istemişti. İlk kararda hüküm kurulmuş ancak Dairece bozulmuştu. Yapılan ikinci yargılamada, davacıların miras payları oranında tapu iptali ve tescile karar verilmiştir. Ancak, hüküm sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık, şüphe uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir ve bu ilke doğrultusunda mahkemece asıl davada davacıların miras payları oranında iptal ve tescile, kalan payın ise kayıt maliki davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, muris muvazaası hukuksal sebebine dayalı davalarda dava değeri, taşınmaz ya da taşınmazların tümünün değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların miras payına isabet eden değer olup, bu değer üzerinden yargılama gideri, vekalet ücreti ve harca hükmedilmesi gereklidir. Kanun maddeleri ise şöyledir: 6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesi, 1086 sayılı HUMK\"un 438/7. maddesi.
1. Hukuk Dairesi         2018/2823 E.  ,  2020/4349 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
    Davacı ve birleştirilen davada davacı, mirasbırakan ...’ın 27/08/2007 tarihinde ölümü ile eşi ve kardeşinin mirasçısı kaldığını, mirasbırakanın ölmeden son 8 yılını hastanede geçirdiğini, kullandığı ilaçlar nedeniyle bilinçsizliğinden de faydalanılarak ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile 463 parsel sayılı taşınmazın davalıya temlik edildiğini, mirasbırakanın çekişme konusu taşınmazı davalıya temlik etmesini gerektirir bir durumunun söz konusu olmayıp taşınmazın diğer mirasçılardan mal kaçırma amacıyla devredildiğini, devre dayanak vekaletnamenin okur-yazar olan mirasbırakanın parmak bastırılmak suretiyle düzenlendiğini, vekaletnamenin imza atamayacak durumda iken alındığını ileri sürerek 463 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı; işlem tarihinde mirasbırakanın akıl sağlığının yerinde olduğunu, muvazaanın söz konusu olmadığını, mirasbırakanın hastalığı süresince davacıların ilgilenmeyip, bakımının kendisi tarafından yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Asıl ve birleştirilen davanın kabulüne dair verilen karar Dairece “davacının ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine birlikte dayandığı, hukuki ehliyetin kamu düzeni ile ilgili olması nedeniyle mahkemece kendiliğinden gözetilerek öncelikle incelenmesi gerektiği, mahkemece ehliyetsizlik yönünden hüküm kurmaya elverişli ve yeterli bir araştırma yapılmadığı, tarafların delilleri eksiksiz toplanmak suretiyle tahkikat yapıldıktan sonra mirasbırakanın ölünceye kadar bakım sözleşmesinin düzenlendiği 30/07/2007 tarihinde hukuki ehliyeti haiz olup olmadığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı isteğin değerlendirilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir ” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece ilk kararda direnilmesine ve davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece, “ Ne var ki; eldeki davada davacı olmayan mirasçıları da kapsayacak şekilde çekişme konusu 463 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile veraset ilamında belirtilen payları oranında mirasbırakanın mirasçıları adına tesciline karar verilmesi doğru olmamıştır.Hâl böyle olunca; yalnızca davacı ve birleştirilen davada davacının miras payları oranında iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken talep aşılmak suretiyle ve tasarruf ilkesi de gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir.” gerekçesi ile bozulması üzerine mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın kabulü ile asıl ve birleştirilen davalardan davacıların payları oranında tapu iptali ve tescile karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

    -KARAR-

    Hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca yazılı şekilde asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalının işin esasına yönelik yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine.
    Ancak; Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesi uyarınca, hüküm sonucu kısmında; istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği ve hakimin doğru sicil oluşturma görevi gözetilerek her bir taşınmaz bakımından usul hükümleri uyarınca infazda tereddüt yaratmayacak biçimde hüküm oluşturulması gerekmektedir.
    Somut olaya gelince, mahkemece doğru sicil oluşturma ilkesi uyarınca asıl ve birleştirilen davada davacıların miras payları oranında iptal ve tescile, kalan payın ise kayıt maliki davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken taşınmazın tamamının tapusunun iptaline ve davacı adına miras payı oranında tesciline karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davalının vekalet ücretine yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince,
    Bilindiği üzere, muris muvazaası hukuksal sebebine dayalı davalarda dava değeri, taşınmaz ya da taşınmazların tümünün değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların miras payına isabet eden değer olup, bu değer üzerinden yargılama gideri, vekalet ücreti ve harca hükmedilmesi gerekmektedir.
    Somut olay gelince, asıl davanın 55.000 TL, birleştirilen davanın 55.000 TL değer gösterilmek suretiyle açıldığı, yapılan keşif sonucu dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değerinin 103.200 TL olarak saptandığı, asıl davada davacının payına (5/10) düşen değerin 51.600 TL, birleştirilen davada davacının payına (1/10) düşen değerin ise 10.320 TL olduğu anlaşılmakla, bu değerler üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, fazla harç ve vekalet ücretine karar verilmiş olması doğru değildir.
    Ne var ki, bu hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden;
    Hükmün 1.bendinin hükümden çıkarılarak yerine 1.bent olarak; “ Asıl dava yönünden davanın KABULÜ ile; Dava konusu ... ili, ... ilçesi, Pirimehmetpaşa Mahallesi, Karaali Çeşmesi Mevki, 53 ada 463 parsel sayılı taşınmazın, ...3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 03/09/2007 tarih, 2007/983 esas, 2007/849 karar sayılı veraset ilamındaki davacı ... hissesi oranında tapu kaydının iptali ile bu oranda davacı ... adına tesciline, kalan payların davalı ... üzerinde bırakılmasına”
    Hükmün 2.bendinin hükümden çıkarılarak yerine , “Birleştirilen 2008/485 E.sayılı dava yönünden davanın KABULÜ ile; Dava konusu ... ili, ... ilçesi, Pirimehmetpaşa Mahallesi, Karaali Çeşmesi Mevki, 53 ada 463 parsel sayılı taşınmazın ...3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 03/09/2007 tarih, 2007/983 esas, 2007/849 karar sayılı ilamındaki davacı ... hissesi oranında iptali ile bu oranda davacı ... adına tesciline, kalan payların davalı ... üzerinde bırakılmasına, hükmün 5. bendinin hükümden çıkarılarak yerine 5. bent olarak “Asıl davada harçlar yasası uyarınca alınması gerekli 3.524.79 TL harçtan peşin alınan 742.50 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 2.782.29 TL harcın (tahsilde tekerrüre neden olmayacak şekilde) davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
    Hükmün 7. bendinin hükümden çıkarılarak yerine 7. bent olarak “ Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T göre hesaplanan 6.026 -TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacı ..."a verilmesine, hükmün 8.bendinin hükümden çıkarılarak yerine 8.bent olarak “ Birleştirilen 2008/485 Esas sayılı dosyada harçlar yasası uyarınca alınması gerekli 704.95 -TL harcın peşin alınan 742,50-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 37.55 TL harcın davacıya iadesine,(daha önce yazılan 18.02.2014 tarihli harç tahsil müzekkeresi ile alınan 14.55 TL harcın davalıya iadesine,
    Hükmün 10.bendinin hükümden çıkarılarak yerine 10.bent olarak “ Birleştirilen davada davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T göre hesaplanan 2180-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacı ..."a verilmesine” cümlelerinin yazılmasına davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi