22. Hukuk Dairesi 2013/36255 E. , 2015/15816 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, ikramiye, yıllık izin, ücret alacağı ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının, davalıya ait iş yerinde 04.02.2005 - 20.05.2009 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini, tazminat ve alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ilave tediye ücreti, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti ve ücret alacaklarının faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini tahep etmiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı kanuni süresi içinde taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle iş yerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İş yerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda takdiri indirim indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak, fazla çalışmanın taktiri delil niteliğindeki tanık anlatımları yerine, yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.
Somut olayda, mahkemece davacı tanıklarının beyanlarına göre, davacının haftanın altı günü 08:00-18:00 saatleri arasında bir saat ara dinlenmesi düşüldükten sonra haftalık ellidört saat çalıştığı, dokuz saat fazla çalışma yaptığı, dava dilekçesinde günlük bir saat, on dakika fazla çalıştığını beyan ettiğinden haftada altı gün yedi saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmiş ise de davacı tanıklarından ..., davacının cumartesi günleri 08:00-14:00 saatleri arası çalıştığını, diğer iki davacı tanığı ise cumartesi günleri iş olduğunda çalıştığını ancak çalışma saatlerini bilmediklerini, davalı tanıkları ise cumartesi günü çalışma olmadığını beyan etmişlerdir. Davacı tanıklarının cumartesi günü çalışmaları ile ilgili tereddüde yer vermeyecek şekilde beyanları olmadığı gibi, çalışma saatleri konusunda da çelişkili beyanları vardır. İş yerinin kamu iş yeri olduğu ve cumartesi günlerinin mesai günü olmadığı da dikkate alındığında, cumartesi çalışmalarının yapılmadığı kabul edilmelidir. Hafta içi beş gün ise 08:00-17:30 saatleri arasında çalıştığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacının haftalık kırkbeş saati geçen çalışması olmadığından bu talebin reddi yerine kabulü hatalıdır.
Kabule görede, tanık beyanlarına dayanılarak uzun bir süre için hesaplanan ve miktarı yüksek olan fazla çalışma ücretinden takdiri indirim yapılmaması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.04.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.