(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi 2012/5156 E. , 2012/6134 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
.
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 03.11.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dilekçesinde murisleri babaları Fehmi Kaplan adına düzenlenen 17.12.1984 tarihli tapu tahsis belgesine dayanarak imar uygulaması sonucu müstakil parsel haline gelen 7123 ada 15 tashihen 7123 ada 18 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adlarına tescilini istemiştir.
Davalı ... davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli ve 1996/14-763-864 sayılı kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili için yeterli değildir. Tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil edilebilmesi için;
-Hukuki yönden geçerliliğini koruyan bir tapu tahsis belgesinin bulunması,
-Tahsise konu yerde 3194 sayılı Yasanın 18.maddesi uyarınca imar planı veya 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasa uyarınca ıslah-imar planlarının yapılmış olması,
-İlgilisine, tapu tahsis belgesi gereğince bir başka yerden tahsis yapılmamış olması,
-Tahsise konu yerin kamu hizmetine ayrılmamış ve imar planına göre konut alanında kalmış olması,
-Tahsise konu yer ile tescili istenilen taşınmazın aynı yer olup olmadığı ve taşınmazın niteliklerinin belirlenmesi amacıyla mahallinde uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılması,
-Tahsise konu arsa bedelinin ödenmiş olması, ödenmemiş ise taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin uzman bilirkişiler aracılığı ile saptanarak hükümden önce mahkeme veznesine veya belirlenecek tevdi mahalline depo edilmiş olması.
-İmar parsellerinin oluşturulması sırasında, şuyulandırmaya tabi tutulan parselden 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasanın 18/b-c maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payı kesilip kesilmediğinin, kesilmiş ise uygulanan oranın saptanması gerekir,
-Mahkemece, yukarıda belirtilen koşullar doğrultusunda yapılacak inceleme sonucunda, tescil isteğinin kabulü için yasal koşulların oluştuğu kabul edildiği takdirde, 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasanın 10/C-2 maddesi gereğince tahsise konu yerde uygulanan düzenleme ortaklık payının (DOP) davacıyı da bağlayıcı nitelikte olduğu dikkate alınarak tahsis miktarından bu oranda yapılacak indirimden sonra kalan miktarın tesciline karar verilmelidir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; mahkemece davacıların dayandığı 17.12.1984 tarihli ve 1698 numaralı tapu tahsis belgesi yerine Fehmi oğlu ... adına düzenlenmiş 06.02.1985 tarihli ve 1695 numaralı tahsis belgesi gereğince düzenlenen bilirkişi raporuna itibar edilerek, davanın kabulü ile 7123 ada 18 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline karar verildiği görülmüştür.
Mahkemece bu konuda yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Dosya içerisinde davanın dayanağı olan 17.12.1984 tarihli ve 1698 tahsis numaralı tapu tahsis belgesine ilişkin şuyulandırma cetvelleri bulunmamaktadır. Mahkemece kabul edilen tahsis belgesinde 14 sayılı parselden 305 m2, 15 sayılı parselden ise 95 m2 yer tahsis edildiği, davacıların dayanağı tapu tahsis belgesinde ise 234m2 yer tahsis edildiği görülmektedir. Ayrıca her iki tapu tahsis belgesinin hak sahipleri de farklıdır.
Bu durumda davacıların dayanağı tapu tahsis belgesi esas alınarak dairemizin yukarıda açıklanan ilkeleri doğrultusunda şuyulandırma cetvelleri getirtilerek davacıların murisinin üzerinde gecekondusunun bulunduğu müstakil
imar parseli belirlenmeli, tahsis edilen miktardan tahsise konu yerde uygulanan oranda düzenleme ortaklık payı oranında indirim yapıldıktan sonra kalan miktar payda kabul edilerek davacılar adına ve davalı idare adına tescil edilmesi gereken paylar belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 30.04.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.