3. Hukuk Dairesi 2020/4137 E. , 2020/7505 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın reddine ve birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı müflis ... İflas İdaresi tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı asıl davada, davalılardan ... ile 1996 yılı Ağustos ayında yapılan mutabakat gereği 01.09.1996-03.04.1998 yılları arasında toplam tutarı 661.979.367.400 TL’ye ulaşan borç para verdiğini, bu paranın bir kısmının davalıların Toprakbank’a olan kredi borcunun ödenmesi suretiyle gerçekleştiğini, paranın önemli bölümünü teşkil eden diğer kısmının ise davalı ... ’ın yetkilisi bulunduğu davalı şirketin, dava dışı ...Kozmetik...AŞ’ye olan borçlarının ödemesi için keşidecisi dava dışı ... ve ... olan çeklerin ciro edilerek davalılara teslimi suretiyle verildiğini, davacıların muhtelif tarihlerde ödemelerde bulunduğunu, ancak 393.000 USD kısmını ödemediklerini ileri sürerek 393.000 USD asıl, bakiyesi faiz alacağı olmak üzere alacağından şimdilik 10.000 USD’lik kısmının tahsil tarihindeki TC Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden hesaplanan Türk Lirası karşılığının, alacağın tahsili sürecinde hesaplanacak yıllık % 18 temerrüt faizi ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir. Birleşen davada ise; davalılardan ... ve şoförü ...’ye ait banka hesabına havale edilen paralarla davalı şirketin piyasaya olan borçlarının ödendiğini, yine çalışanı ... ’ın kendisi adına davalı tarafa çek keşidesi suretiyle 18.902.106.442 TL verdiğini ileri sürerek toplam 208.420.553.442 TL alacağın muaccel olduğu 30.05.1998 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalılar, asıl ve birleşen davada davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, asıl davada; davalı Tasfiye Halinde ... Şirketi yönünden davanın reddine, davalı ... yönünden pasif husumet nedeniyle davanın reddine, birleşen davada; davalı ... yönünden davanın reddine ... yönünden pasif husumet nedeniyle davanın reddine, davalı ... şirketi yönünden 10.990,00 TL"nin 29/05/2003 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalı ... şirketinden alınarak davacı ... İflas İdaresine verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm davacı ... İflas İdaresi tarafından temyiz edilmiştir.
1- Eldeki asıl ve birleşen dosyanın yargılaması İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2005/448 E. sayılı dosyasıyla yapılmakta iken; Mahkemenin 02.12.2008 tarihli kararı ile davacılardan ...’in iflası nedeni ile 04.11.2008 tarihinde İİK’nun 194. maddesi gereği durdurulduğundan asıl ve birleşen davanın davacı yönünden tefrikine karar verilmiş ve söz konusu kararın taraflarca temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine Mahkemenin yeni esasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur. İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2005/448 (bozma öncesi
2002/309) Esas sayılı dosyasında, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2004/9595 E.-2005/7641 K. sayılı ve 14.07.2005 tarihli ilamı ile; öncelikle davalı ... ’nün savunması üzerinde durulup, hesaba gelen paraların davacı ... tarafından mı kullanıldığının araştırılması, bu savunma sabit görülmez ise bu defa davacılar vekilinin iddia ettiği şekilde davalı şirketin borçlarının kapatılmasında kullanılıp kullanılmadığının araştırılması, ...’nin hesabına gelen paralardan davalı şirketin yararlanıp yararlanmadığı ve şayet yararlanmış ise iadesi gerekip gerekmediği belirlenerek ve bu aşamada ...’ye husumet düşüp düşmeyeceği üzerinde durularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozma kararı verilmiştir. Bozma sonrası alınan bilirkişi heyet raporunda, davalı ... hesabına yatırılan ve gönderilen paraların tamamına yakınının ..., ... tarafından gönderildiği, hesaptan yapılan ödemelerin ise keşide edilen çekler, EFT ve havaleler ile yapıldığı, davacı ...’in ... hesabına toplam 59.990.000.000 TL gönderdiği belirtilmiştir. İtiraz üzerine yeni heyetten alınan bilirkişi raporunda davacı ... tarafından ... hesabına gönderilen 22.000 TL’nin ... mevduat hesabından EFT açıklaması ile çıktığı, ancak bu hususun davalı ekstre kayıtlarında göründüğü, işlem kaynağına ilişkin banka dekontu ya da fiş ibraz edilmediğinden davalı şirket için kullanıldığından söz edilemeyeceği, 5.590,00 TL ... tarafından ... hesabına gönderilen tutarın A- ... No.lu çek ile davalı Şirket emrine ciro ve devir suretiyle kullanıldığı, yine 5.400,00 TL tutarlı ... tarafından ... hesabına gönderilen tutarın ... No.lu çek ile davalı Şirket emrine ciro ve devir suretiyle kullanıldığı, böylece davacı ... tarafından 10.990,00 TL’nin ... hesabına, bu hesaptan da çek keşide etmek suretiyle davalı ... Aş lehine kullandırıldığı yönünde görüş bildirilmiştir. İtiraz üzerine alınan ek raporda ise; gönderilen 22.000 TL’nin, dava dışı ...AŞ hesabına yapılan EFT için kullanıldığı, buna göre davalı şirket yararına yapılan kullandırım miktarına 22.000 TL’nin ilave edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Tefrik sonrası eldeki davada Mahkemece, ikinci bilirkişi heyetine akademisyen bir bilirkişinin de katılması suretiyle rapor alınmış, bilirkişiler bu kez İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2005/448 E. sayılı dosyasında sunmuş oldukları kök rapordaki görüşlerini tekrar etmişler ve müflis tarafından ... hesabına gönderilen 22.000 TL tutarın “ Koçbank AŞ eft” açıklaması ile hesaptan çıkışının ... ekstre kayıtlarında göründüğü, ancak işlem kayıtlarına yönelik herhangi bir dekont ya da fiş ibraz edilmediğinden davalı Şirket tarafından kullanıldığının söz edilemeyeceği yönünde görüş bildirmişlerdir. Mahkemece, söz konusu bilirkişi raporu hükme esas alınarak davalı Şirketin 10.990.00 TL borçlu olduğuna karar verilmiş ise de; bilirkişi raporları arasında çelişki bulunmakta olup, Mahkemece raporlar arasındaki çelişki giderilmeksizin karar verilmiştir. O halde Mahkemece, raporlar arasındaki çelişkileri giderecek şekilde, somut verilere dayalı, gerekçeli, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu alınması, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre, iflas idaresini sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
3- Karar başlığında, asıl ve birleşen dosya taraflarının isimlerinin yazılmamış olması ve davacı ..."in iflası nedeni ile davacı olarak müflis ... iflas idaresi isminin yazılmamış olması mahallinde her zaman düzeltilebilir olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK" un 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz eden iflas idaresinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.