Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/4287
Karar No: 2022/6070
Karar Tarihi: 22.06.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/4287 Esas 2022/6070 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2022/4287 E.  ,  2022/6070 K.

    "İçtihat Metni"


    Asıl ve birleşen davada davacı ... ile asıl davada davalılar ..., .........., ... ile birleşen davada davalı ... aralarında birleştirilerek görülen adi ortaklığın tespiti ve alacak davalarına dair İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 18/10/2018 tarihli ve 2014/342 E. - 2018/1124 K. sayılı hükmün bozulması hakkında Dairece verilen 25/01/2022 tarihli ve 2021/4866 E. - 2022/412 K. sayılı karara karşı, taraflarca kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
    Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı asıl ve birleşen davada; davalılardan ... ve ... şirketi ile aralarında kurulan ortaklık ilişkisi kapsamında "amerikadaniste.com" adı altında internet tabanlı ... sayfasını oluşturduklarını, Amerika Birleşik Devleti'nde faaliyet gösteren sanal mağazalardan yapılacak alışverişler için bu ... sitesi üzerinden müşterilere teslimatın gerçekleştirilmesinin amaçlandığını; bahse konu sitenin, Amerika'daki işlemlerinin davalılardan ...'in sahibi olduğu yine davalı ....şirketi tarafından, Türkiye'deki işlemlerinin ise kendisine ait... Tic. Ltd. Şti. tarafından gerçekleştirildiğini, hesabında biriken parayı da duyduğu güven nedeniyle davalı ...'in hesabına havale ettiğini, davalı ...'in de hesabında toplanan bu parayı diğer davalılar ... ve ...'ın hesabına yönlendirdiğini; ancak, bir süre sonra davalı ...'in haksız ve kötü niyetli olarak işyerinin kilidini ve internet şifrelerini değiştirmek suretiyle şirkete el koyarak akde aykırı davrandığını, bu hususta açılan ceza davasının halen derdest olduğunu, 24/07/2009 tarihinden bu yana ortaklıktan kar payı alamadığını ileri sürerek; davalılardan ... ve .... şirketi ile aralarındaki adi ortaklık ilişkisinin varlığının tespitini, ortaklık faaliyeti kapsamında elde edilen kardan, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik payına düşen 50.000 USD'nin fiili ödeme tarihindeki ... Bankası efektif döviz kuru üzerinden 24/07/2009 tarihinden itibaren işleyecek reskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, bahse konu ... sitesinin % 50'sinin kendisine aidiyetinin tespitini talep etmiştir.
    Asıl davada davalılar ... ve ...; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacı ile aralarında herhangi bir şekilde sözleşmesel ilişkinin bulunmadığını, taraflarına husumet yöneltilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
    Asıl davada davalı ...: davacı ile aralarında adi ortaklık ilişkisi bulunmadığı gibi diğer davalı ... şirketinin ortağı olması nedeniyle de şahsi sorumluluğuna gidilemeyeceğini, kaldı ki davacı ile davalı şirket arasındaki ilişkinin hizmet akdine dayandığını, şirket faaliyetleri kapsamında tahsilat işlemlerinin davacı tarafından gerçekleştirildiğini, tahsil ettiği yaklaşık 85.000 USD tutarındaki tahsilat bedelini davalı şirkete iade etmemek adına eldeki davayı haksız ve kötüniyetli olarak açtığını; davaya konu ... sitesi ve ... sitesine dair markanın davalı şirket adına tescilli olduğunu, davacının bu marka üzerinde de herhangi bir şekilde tasarruf yetkisinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Birleşen davada davalı ...; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, aralarındaki ilişkinin adi ortaklığa değil hizmet akdine dayandığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davacı ile birleşen davada davalı şirket arasındaki ilişkinin hizmet akdine dayandığı, iddiaya konu adi ortaklığın varlığının ispatına yönelik somut ve kesin herhangi bir delil sunulamadığı, yemin teklifinde bulunup bulunmayacağı hususunda davacıya hatırlatma yapılmasına rağmen, verilen süre dahilinde dosyaya geçerli bir yemin metninin de sunulmadığı; davalıların "hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma" suçundan sanık olarak yargılandığı ceza davasında beraat ettikleri, bu sebeplerle davalılardan ... ve ... şirketine yönelik açılan asıl ve birleşen davanın ispat edilemediği; diğer davalılar ... ve ...'ya ise, husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen karar, davacı tarafın temyizi üzerine; Dairece verilen, 25/01/2022 tarihli ve 2021/4866 E. 2022/412 K. sayılı kararla; davalıların "hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma" suçundan sanık olarak yargılandığı ceza davasında; katılan olarak yer alan davacı ile davalılar arasındaki ilişkinin ortaklığa değil hizmet akdine dayandığı, davalı ... şirketinin Türkiye'deki faaliyetlerine yönelik tahsilat işlemlerinin gerçekleştirilmesi amacıyla ücret karşılığında davacıya yetki verildiği, amerikadaniste.com sitesi aracılığı ile yapılan tüm işlemlerin davalı ...'in yetkilisi olduğu ... şirketi adına yapıldığı, bahse konu ... sitesinin malikinin ise davalı ... olduğu, yine davacı ile diğer davalı sanıklar ... ve ... arasında da herhangi bir sözleşmesel ilişkinin bulunmadığı maddi vakıa olarak tespit edilerek, davalı sanıkların ayrı ayrı beraatlerine karar verildiği, ceza yargılamasında maddi vakıaya yönelik tespitin hukuk hakimini bağlayacağı; bu nedenle, ceza mahkemesi kararının kesinleşmesi beklenilmekle birlikte, iddiaya konu ortaklık ilişkisinin varlığının ispatında, elektronik posta yazışmaları delil başlangıcı olarak kabul edilip, senetle ispat kuralının istisnası olarak bu hususta tanık dinlenilebileceği gözetilerek, diğer takdiri delillerin değerlendirilmesi suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
    Bozma kararına karşı, taraflarca karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
    1- Düzeltilmesi istenilen Yargıtay kararında benimsenen mahkeme kararındaki gerekçelere göre, HUMK'nın 440 ıncı maddesindeki yazılı hallerden hiç birisine uymayan davacı tarafın karar düzeltme isteminin reddi gerekir.
    2- Davalıların karar düzeltme isteminin incelenmesinde;
    Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir ( TBK. 620/1 md. ).
    Adi ortaklık sözleşmelerinde "şekil serbestisi" ilkesi uygulanmakta olup, ortaklık ilişkisinin sözlü olarak da kurulabilmesi mümkündür. Adi ortaklık sözleşmesinde şekil, ispat açısından önem arz etmektedir.
    İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir (HMK m.190/1). Taraflar arasında ortaklık ilişkisinin varlığına dair ihtilaf çıktığında, ispat yükü, ortaklık ilişkisinin varlığını iddia edene düşer.
    Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nın 620 inci maddesinde de tanımlandığı gibi sözleşme temeline dayanmakta olup, aynı zamanda bir hukuki işlemdir. Bu nedenle, parasal sınırın üzerindeki ortaklık ilişkisinin varlığının ispatında, kural olarak, senetle ispat zorunluluğu geçerlidir.
    TBK'nın 74 üncü maddesinde; “Hakim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hakimini bağlamaz.” şeklindeki bu açık hüküm karşısında, ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hâkimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, hukuk hâkiminin yukarıda açıklanan bu bağımsızlığı sınırsız değildir. Gerek öğretide ve gerekse Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında, ceza hâkiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hâkiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir. Başka bir deyişle, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını belirleyen ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır.
    Yargıtayın yerleşik uygulamasına ve öğretideki genel kabule göre, maddi olgunun tespitine ilişkin ceza mahkemesi kararı hukuk hâkimini bağlar. Ceza mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 10.11.2020 tarihli ve 2012/17-2112 E. - 2020/850 K. Sayılı kararı)
    Somut olayda; davacı, davalılardan ... ve diğer davalı şirket ile aralarında adi ortaklık ilişkisinin kurulduğunu iddia etmiş, bahse konu davalılar ise savunmalarında ortaklığın varlığını inkar etmişlerdir.
    Taraflar arasındaki ceza davasında; katılan olarak yer alan davacı ile hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanma suçundan yargılanan davalı gerçek kişiler arasındaki ilişkinin ortaklığa değil hizmet akdine dayandığı, davalı ... şirketinin Türkiye'deki faaliyetlerine yönelik tahsilat işlemlerinin gerçekleştirilmesi amacıyla ücret karşılığında davacıya yetki verildiği, amerikadaniste.com sitesi aracılığı ile yapılan tüm işlemlerin davalı ...'in yetkilisi olduğu ... şirketi adına yapıldığı, bahse konu ... sitesinin malikinin ise davalı ... olduğu, yine davacı ile diğer davalı sanıklar ... ve ... arasında da herhangi bir sözleşmesel ilişkinin bulunmadığı maddi vakıa olarak tespit edilerek, davalı sanıkların ayrı ayrı beraatlerine karar verildiği ve işbu ceza mahkemesi kararının Dairemizin bozma kararı sonrasında kesinleştiği görülmektedir.
    Buna göre; davacı tarafından, ortaklığın varlığına dair yazılı delil sunulmadığı, aynı zamanda ceza yargılamasında taraflar arasında adi ortaklık bulunmadığına dair maddi vakıaya yönelik tespitin hukuk hakimini bağlayacağı dikkate alındığında, adi ortaklığın ispatlanamadığı anlaşılmaktadır.
    Ne var ki, mahkeme kararının açıklanan bu hususlar gözetilerek onanması gerekirken, zuhulen bozulduğu bu defa yapılan inceleme ile belirlendiğinden, davalıların bu yöne ilişkin karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın karar düzeltme isteminin reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle HUMK'nın 440 ıncı maddesi gereğince davalıların karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairece verilen 25/01/2022 tarihli 2021/4866 E. 2022/412 K. sayılı bozma ilamının kaldırılarak mahkeme kararının ONANMASINA, peşin alınan karar düzeltme harçlarının istek halinde düzeltme isteyen davalılara iadesine, 660,00 TL para cezasının düzeltme isteyen davacıdan alınarak hazineye gelir kaydettirilmesine, 22/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi