Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2016/3777
Karar No: 2021/2144
Karar Tarihi: 28.04.2021

Danıştay 10. Daire 2016/3777 Esas 2021/2144 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/3777
Karar No : 2021/2144

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı/ ANKARA
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACILAR) : … ve …'ye velayeten … ve …
VEKİLLERİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : Davalı idare tarafından, ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının kabule ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem:
15/06/2008 tarihinde Bingöl ili, … köyü, … mevkiinde bulunan piknik alanının yanındaki askeri güvenlik bölgesi içinde 11 (…) ve 15 (…) yaşlarında olan ve … ve …'nin velayeti altında bulunan çocuklarının, yerde bulunan roket parçasını taşa vurmaları sonucunda roket parçasının infilak etmesiyle parçayı taşa vuran …'nin "sağ ön kol amputasyonu", …'nin "sağ göz perforasyonu"na sebep olacak şekilde yaralanmaları olayında davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle … için (miktar artırım dilekçesi ile artırılan) 72.035,04 TL maddi, 30.000,00 TL manevi, … için (miktar artırım dilekçesi ile artırılan) 144.070,08 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının Dairemizin 10/02/2015 tarih ve E:2010/11728, K:2015/358 sayılı kararı ile bozulması üzerine, bozma kararına uyularak verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karar ile, … mevkiinde bulunan piknik alanının yanındaki askeri güvenlik bölgesi içine giren stabilize yol üzerindeki çitin yıkılmış ve uyarı levhasının yere atılmış olduğu, davacıların bu kısımdan içeri girdikleri, olayın yerleşim yerine yakın askeri güvenlik sahasında meydana geldiği, patlamamış roket parçasının sahada bırakıldığı ve söz konusu sahanın iyi korunamadığı, dolayısıyla davalı idarenin sunduğu güvenlik hizmetinin yeterince iyi yürütülmediğinin açık olduğu, olay tarihi itibarıyla 11 ve 15 yaşlarında olan davacıların, söz konusu roket parçası ile oynayarak patlamasına neden olduğu anlaşıldığından, çocukların kendilerinin ve olayın meydana gelmesinde gözetim ve denetim sorumluluğunu gereğince yerine getirmeyen anne ve babanın da kusurunun bulunduğu, bu nedenle maddi tazminata hükmedilirken bilirkişi incelemesi sonucu hesaplanan maddi zarar üzerinden davacıların %50 oranında müterafik kusurlarının bulunduğunun kabulü gerektiği, 14/12/2015 tarihli bilirkişi raporunda; …'nin çalışma gücü kaybının peşin değerinin 144.070,08 TL ve …'nin çalışma gücü kaybının peşin değerinin 72.035,04 TL olmak üzere toplam çalışma gücü kaybının 216.105,12 TL olarak hesaplandığı, bilirkişi raporuna davalı idare vekilince yapılan itiraz raporu kusurlandıracak mahiyette görülmediğinden raporun hükme esas alındığı, meydana gelen yaralanma ve sakatlanma olayı sonucu davacıların uğradığı tartışmasız olan manevi sıkıntı ve elem nedeniyle davalı idarenin kusuru da göz önünde bulundurularak, takdiren …'ye 15.000,00 TL ve …'ye 15.000,00 TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL manevi tazminatın 02/01/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte hesaplanarak davacılara ödenmesi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle; davacıların maddi tazminat isteminin kabulüne, davacılardan … için 144.070,08 TL ve … için 72.035,04 TL olmak üzere toplam 216.105,12 TL maddi tazminatın davanın açıldığı 02/01/2009 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine, davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile … için 15.000,00 TL ve … için 15.000,00 TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL manevi tazminatın davanın açıldığı 02/01/2009 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin ise reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, olayla ilgili olarak yapılan soruşturmada askeri personel hakkında kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiği, olayda hizmet kusurunun bulunmadığı, denetim ve gözetim yükümlülüğünü yerine getirmeyen anne ve babanın müterafik kusurunun %50'den daha fazla olduğu, hükmedilen maddi ve manevi tazminat tutarlarının yüksek olduğu, hükmedilen tazminata olay tarihi yerine karar tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği, harçtan muaf olduklarından kendileri aleyhine harca hükmedilemeyeceği gerekçeleriyle temyizen incelenen kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ :Temyize konu Mahkeme kararının, hükmedilen maddi tazminata yürütülen yasal faizin başlangıç tarihine ilişkin kısmının düzeltilerek onanması, diğer kısımların onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın, kabulüne karar verilen maddi tazminat miktarına işletilecek yasal faizin başlangıç tarihine ilişkin kısmı dışındaki kısımları usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Temyiz istemine konu Mahkeme kararının, kabulüne karar verilen maddi tazminat tutarına 02/01/2009 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine ilişkin kısmı yönünden incelenmesinde;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, temyiz incelemesi sonunda Danıştay'ın, kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği; bu isteklerinin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabileceği kuralı yer almakta olup, anılan maddede, idari eylemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini için idareye başvuruda bulunulmasının, dava ön şartı olarak öngörülmesi ve zararın idare tarafından en erken bu tarihte sulhen ödenebilecek olması nedeniyle yargı yerince hükmedilecek tazminat miktarına, ön karar için idareye yapılan başvuru tarihi, adli yargıda dava açılması halinde ise adli yargıda dava açıldığı tarih itibarıyla yasal faiz uygulanması, Danıştay'ın yerleşik içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacılar tarafından, 02/01/2009 tarihinde … Asliye Hukuk Mahkemesi kayıtlarına giren dilekçe ile … için 70.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi, … için 70.000,00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminat talebiyle bakılmakta olan davanın açıldığı, dava dilekçesinde talep edilen miktara olay tarihi olan 05/04/2009 tarihinden itibaren faiz işletilmesi isteminde bulunulduğu, 12/01/2015 tarihli miktar artırım dilekçesi ile talep edilen maddi tazminat tutarlarının ... için 72.035,04 TL'ye, … için 144.070,08 TL'ye yükseltildiği, miktar artırım dilekçesinin 22/01/2016 tarihinde davalı idarenin kayıtlarına girdiği, İdare Mahkemesince hükmedilen maddi ve manevi tazminat tutarlarının tümüne davanın açıldığı 02/01/2009 tarihinden itibaren faiz işletilmesi yönünde karar verildiği görülmektedir.
Danıştay'ın içtihatları uyarınca, miktar artırımı ile artırılan kısım bakımından miktar artırım dilekçesinin idarenin kayıtlarına girdiği tarihten itibaren faiz işletilmesi gerektiği açıktır.
Bu durumda, İdare Mahkemesi kararının hüküm fıkrasında yer alan "davacılardan … için 144.070,08 TL ve … için 72.035,04 TL olmak üzere toplam 216.105,12 TL maddi tazminatın ilk davanın açıldığı, 02/01/2009 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine" ibaresinin "davacılardan … için 70.000,00 TL maddi tazminatın davanın açıldığı 02/01/2009 tarihinden, miktar artırım dilekçesi ile artırılan 74.070,08 TL maddi tazminatın miktar artırım dilekçesinin idare kayıtlarına girdiği 22/01/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle, davacılardan … için 70.000,00 TL maddi tazminatın davanın açıldığı 02/01/2009 tarihinden, miktar artırım dilekçesi ile artırılan 2.035,04 TL maddi tazminatın miktar artırım dilekçesinin idare kayıtlarına girdiği 22/01/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine" şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kısmen kabulüne,
2. Davacıların maddi tazminat isteminin kabulü, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü kısmen reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının hüküm fıkrasında yer alan "davacılardan … için 144.070,08 TL ve … için 72.035,04 TL olmak üzere toplam 216.105,12 TL maddi tazminatın ilk davanın açıldığı, 02/01/2009 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine" ibaresinin "davacılardan … için 70.000,00 TL maddi tazminatın davanın açıldığı 02/01/2009 tarihinden, miktar artırım dilekçesi ile artırılan 74.070,08 TL maddi tazminatın miktar artırım dilekçesinin idare kayıtlarına girdiği 22/01/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle, davacılardan … için 70.000,00 TL maddi tazminatın davanın açıldığı 02/01/2009 tarihinden, miktar artırım dilekçesi ile artırılan 2.035,04 TL maddi tazminatın miktar artırım dilekçesinin idare kayıtlarına girdiği 22/01/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine" şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi