Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/4388
Karar No: 2022/6125
Karar Tarihi: 22.06.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/4388 Esas 2022/6125 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2022/4388 E.  ,  2022/6125 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA



    Taraflar arasında birleştirilerek görülen alacak davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davada karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davada zamanaşımından davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalı idare ile beş ayrı yerin ... İşinin yapımı konusunda anlaştıklarını, bu işlerin şirket tarafından eksiksiz ve usulüne uygun bir şekilde yapılarak davalı idareye teslim edildiğini, ancak davalı idarenin yapılan işler karşılığı hak ettiği ücreti ödemediğini, beş iş için mahkeme kanalıyla tespit yaptırdığını, toplam 65.582,47 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, 21/05/2004 tarihli noter ihtarnamesi ile davalıya ihtarname keşide ederek bilirkişi raporu ile tespit edilen bedelin ödenmesinin istendiğini, ancak hiç bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 10.000 TL'nin 21/05/2004 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine ilişkin verilen 19/03/2012 tarihli karar, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 19/03/2014 tarihli ve 2013/6009 E. 2014/1877 K. Sayılı ilamıyla; davacının ileri sürdüğü vakıalara göre taleplerinin dayanağı ve hukuki sebebinin vekâletsiz iş görme hükümleri olduğunun kabulü gerektiği, vekâletsiz iş görmede yasalarımızda ayrı bir zamanaşımı süresi belirtilmediğinden vekâletsiz iş görmeden doğan alacak davalarının aynı Kanun’nun 125. maddesi hükmünce 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, teslim tarihi dosya kapsamından tam olarak anlaşılamamakla birlikte işlerin yapıldığı ileri sürülen 2002 yılından davanın açıldığı 20/08/2010 tarihine kadar 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçmediği, mahkemece işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
    15/05/2014 tarihinde açılan ve asıl dava ile birleştirilen davada davacı; bakiye 55.582,47 TL alacağın işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Bozmaya uyan mahkemece; asıl dava yönünden; vekaletsiz iş görme bedeli olan 10.000 TL nin 21/05/2004 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalı belediyeden tahsiline, birleşen dava yönünden; birleşen davada dava dilekçesinin davalı tarafa tebliğ edilmeyişi, ilk itirazlarını sunma imkanı verilmediğinden evrak üzerinden birleşme kararı verildiğinden, davalı tarafın asıl davaya ve alacak kaydına karşı zamanaşımı itirazında bulunduğundan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 11/06/2015 tarihli kararı, tarafların temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 13/03/2018 tarihli ve 2016/19119 E. 2018/3022 K. sayılı ilamıyla; asıl davada; davalının sair temyiz itirazlarının reddine, birleşen dava yönünden; zamanaşımı süresinin hangi tarihten itibaren başlatıldığının ve nedenlerinin gerekçeli kararda belirtilmediği, yapılan işlerin teslim tarihlerinin tespit edilmesi ve zamanaşımının başlangıç tarihinin belirlenmesi gerektiğini, olayda zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı hususunda yeterli inceleme yapılmadan yetersiz gerekçe ile birleşen davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.
    Bozmaya uyan mahkemece; asıl davada verilen karar Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davacının dava dilekçesine ekli 16/09/2002 tarihli davalı belediyeye hitaben yazdığı dilekçe içeriğine göre, 2002 tarihi itibariyle işlerin tamamlandığının belirtildiği gerekçesiyle birleşen davanın zamanaşımından reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından birleşen dava yönünden temyiz edilmiştir.
    HMK'nın 166. maddesine göre, ayrı ayrı açılmış davaların aralarında bağlantı bulunmaları koşulu ile birleştirilerek bakılabilmeleri mümkündür.
    Bu karar, sadece birleştirilen davaların tahkikat safhalarının müşterek cereyan etmesi sonucunu doğurmaktadır. Diğer bir anlatımla, asıl ve birleşen davalar birbirinden bağımsız, müstakil davalardır. Bu nedenle, asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı karara bağlanması, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin de ayrı ayrı tayin edilmesi gerekmektedir.
    Zamanaşımı, bir talep ve dava hakkının kanunda belirtilen süre içinde kullanılmaması halinde usul hukukunca öngörülen şekilde ileri sürülmek koşuluyla borçluya borcunu ödememe imkanı veren bir hukuki müessesedir. Zamanaşımı bir itiraz olmayıp, def'i olduğundan ileri sürülmedikçe hakim tarafından doğrudan doğruya (re'sen) gözönünde tutulamaz.
    Somut uyuşmazlıkta; davacı tarafından Asliye Hukuk Mahkemesine 15/05/2014 tarihinde açılan ek davada; asıl davanın konusu oluşturan vekaletsiz iş görme nedeniyle toplam 65.582,47 TL alacağın 10.000 TL'sinin asıl dava ile talep edildiği belirtilerek, bakiye 55.582,47 TL nin tahsili talep edilmiştir.
    Birleştirilen davaya ilişkin olarak davalı tarafça cevap verilmediği ve zamanaşımı def'i ileri sürülmediği halde, mahkemece birleşen dosyada dava dilekçesinin davalı tarafa tebliğ edilmediği, ilk itirazlarını sunma imkanı verilmediği, evrak üzerinden birleşme kararı verildiği, davalı tarafın asıl davaya ve alacak kaydına karşı zamanaşımı def'inde bulunduğu gerekçesiyle, davanın zamaşımından reddine dair verilen karar, Yargıtayca zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı hususunda yeterli inceleme yapılmadan yetersiz gerekçe ile birleşen davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.
    Yukarıda anlatılan maddi olay ve hukuki bilgiler çerçevesinde, somut olayın değerlendirilmesinde; ek davanın konusunu oluşturan hukuki sebep ile asıl davanın konusunu oluşturan hukuki sebep aynı olsa da; asıl ve birleşen davanın birbirinden bağımsız, müstakil davalar olmasına rağmen mahkemece, asıl davaya ilişkin olarak 23/09/2010 tarihinde yapılan zamanaşımı def'inin birleşen davaya da ilişkin olduğu kabul edilerek zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
    Buna göre mahkemece yapılacak iş; birleşen dava yönünden süresinde, usulüne uygun şekilde ileri sürülmüş bir zamanaşımı def'i bulunmadığı gözetilerek, işin esasına girilmesi ve ulaşılacak sonuca göre bir karar vermek olmalıdır.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle birleşen davaya ilişkin hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi