16. Ceza Dairesi Esas No: 2019/11898 Karar No: 2020/2946 Karar Tarihi: 23.06.2020
Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/11898 Esas 2020/2946 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanığın silahlı terör örgütüne üye olduğu suçlamasıyla verilen hüküm temyiz edilince dosyayı incelerken, sanığın çocuğunu kapatılan okula göndermesi ve yardım kuruluşuna bağışta bulunması suç olarak kabul edilemeyeceği sonucuna vardı. Ancak, sanığın örgütle iltisaklı olduğu belirlendi ve örgütün Devlete karşı eylemleriyle bağlantılı olduğu tespit edildi. Bunun üzerine, sanığın suçu işlediği kabul edildi. Temyiz talepleri reddedildi ve örgütle bağlantısı kabul edilen sanığın suçu işlediği tasdik edildi. Kararda, CMK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddeleri ile Devletin birliğini bozma ve ülke topraklarından bir kısmını Devlet idaresinden ayırma suçları ele alındı. Ayrıca, bozma kararı sonrasında sanık müdafiinin itirazları dikkate alınarak hükmün düzeltilmesine karar verildi.
16. Ceza Dairesi 2019/11898 E. , 2020/2946 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma Hüküm : TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın
İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü; Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi; Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, örgütle iltisaklı olması nedeniyle kapatılan okula çocuğunu göndermenin ve Kimse Yok Mu adlı yardım kuruluşuna bağışta bulunmanın müsnet suç yönünden delil ya da örgütsel faaliyet olarak kabul edilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede; Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın üyesi bulunduğu silahlı terör örgütünün, Devletin birliğini bozma ve ülke topraklarından bir kısmını Devlet idaresinden ayırma amacına yönelik olarak vahamet arz eden olayları gerçekleştirdiği, sanığın sübutu kabul olunan eylemlerinin amaç suçun işlenilmesi doğrultusundaki örgütsel bağlılık ile ülke genelindeki organik bütünlüğüne göre amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte olduğu belirlenip kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, Devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma suçunun sübutu kabul edilmiş, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosya kapsamına göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş, sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü sair nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine, ancak; Uygulanan kanun maddesi olarak Yargıtay bozma ilamı sonrası kazanılmış hak kuralını düzenleyen CMK’nın 307/5. maddesi yerine aynı maddenin 4. fıkrasının gösterilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeple BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5271 sayılı CMK"nın 303/1-c maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hükmün 4. bendinde “CMK’nın 307/4” ibaresinin çıkartılarak yerine “CMK’nın 307/5” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Konya 8. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.