Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı ................. AŞ. vekili tarafından 16 adet çeke dayalı olarak 312.100,00 TL alacağın tahsili amacıyla kambiyo senetlerine mahsus yol ile icra takibine başlandığı, borçlu ..................’a örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine, adı geçenin vekilinin icra mahkemesine yasal sürede başvuruda 13 adet çekte her hangi bir sıfatlarının bulunmadığını ve bu çeklere konu borçtan sorumlu olmadıklarını belirterek borca itiraz ettiği, mahkemece itirazın kabul edilerek 61.400,00 TL alacağı aşan kısım yönünden takibin iptaline karar verildiği görülmüştür.
İİK. nun 169/a-6.maddesi hükmüne göre; “borçlunun itirazının icra mahkemesince esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde kötü niyeti veya ağır kusuru bulunan alacaklı, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilir.” Somut olayda, takibe konu çeklerin yetkili hamili olan takip alacaklısı tarafından 13 adet çekte keşideci, ciranta veya aval veren durumunda olmayan ve bu çekler yönünden borçlu sıfatı bulunmayan ........................ takip edildiğine göre, takip yapan alacaklının kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir.
O halde, mahkemece borca itirazın kabul edildiği asıl alacak üzerinden borçlu yararına tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile tazminat isteminin reddi isabetsizdir. 
SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA),  07.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.