Esas No: 2022/4038
Karar No: 2022/6087
Karar Tarihi: 22.06.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/4038 Esas 2022/6087 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalı kurumdan satın aldığı tıbbi malzemelerin ödemesinin yapılmadığını iddia ederek alacak davası açmıştır. İlk derece mahkemesi, davayı kabul ederek davalıdan 587.424,32 TL ödenmesine karar vermiştir. Davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu kısmen kabul kısmen reddedilmiştir. Dava, taraflar arasında yapılan sözleşmeye dayanan bir alacak davasıdır. Davacı, davalıdan 260 adet fatura tutarının ödenmediğini iddia etmiştir. Mahkeme, bilirkişi raporu doğrultusunda davacının talebini kabul etmiştir. Ancak kararda, davalının çevre ve şehircilik bakanlığı tarafından damga vergisinden muaf olduğu belirtilmesine rağmen, verginin hesaplanmadığı görülmüştür. Bu nedenle Yargıtay, asıl alacaktan damga vergisinin düşülmemesi sebebiyle kararın bozulmasına karar vermiştir. Kararda, Damga Vergi Kanunu’nun 1 sayılı tablosunun Makbuzlar ve Diğer Kağıtlar başlıklı 4. maddesinin Makbuzlar başlıklı 1. fıkrasının a bendinde belirtilen düzenlemeye de değinilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 18. HUKUK DAİRESİ
VEK. AV. ...
VEK. AV. ...
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının aralarında akdedilen tıbbi malzeme sözleşmesi ile ürettiği tıbbi malzemeleri satın aldığını, davalı kurumun 2014-2015-2016 yılları içerisinde satılan tıbbi malzemelere ilişkin olarak faturalandırılan, fatura neticesinde davalının muhasebe kayıtlarına giren alacağının 2-3 yıldır ödenmediğini, ödenmeyen 260 adet fatura toplamının 499.956,84 TL olduğunu, faturaların muhasebe kaydına girdikten 270 gün sonra temerrüde düştüğünü, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiz alacağının olduğunu, bu sebeple de 499.956,84 TL'nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiz tutarının hesaplanarak tahsili ayrıca masraf ve vekalet ücretinin davalı kuruma tahmilini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18.H.D.'nin 2019/2699 Esas 2022/527 karar sayılı kararı ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş olup; hüküm, bu kez davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, alacak bedeline ilişkindir. Davacı ile davalı firma arasında 4737 Sayılı Kamu ihale Kanununa dayalı olarak akdedilen tıbbi malzeme sözleşmesi gereği, davalı kurumun ödemesini gerçekleştirmediği 260 adet fatura toplamı tutarı olan 499.956,84 TL ile her bir fatura için temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsili dava edilmiştir. Davalı Üniversite ise, fatura alacağını ve yasal faizi kabul ettiklerini; avans faizi ve damga vergisi ödemeyi reddettiklerini, faturaları kayıtlarına aldıklarını ancak yetersiz bütçe sebebiyle ödeme sırasının gelmediğini beyan etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, bilirkişi raporu hükme esas alınarak, fatura tutarına damga vergisi de dahil edilerek, davanın kabulüne, 499.956,84 TL ve hesaplanan 87.467,48 TL faiz olmak üzere toplam 587.424,32 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş olup; davalı vekilinin istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince de aynı hüküm benimsenmiş olup, davanın kabulüne, 499.956,84 TL ve hesaplanan 87.467,48 TL faiz olmak üzere toplam 587.424,32 TL'nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, ayrıca davalı kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına şeklinde yeni hüküm kurulmuştur. Sözleşmenin ilgili maddesinde her türlü resim, harçtan vb. davacı yüklenicinin sorumlu olduğu belirtilmişse de; Damga Vergi Kanunu’nun 1 sayılı tablosunun Makbuzlar ve Diğer Kağıtlar başlıklı 4. maddesinin Makbuzlar başlıklı 1. fıkrasının a bendinde “Resmî daireler tarafından yapılan mal ve hizmet alımlarına ilişkin ödemeler (avans olarak yapılanlar dahil) nedeniyle kişiler tarafından resmî dairelere verilen ve belli parayı ihtiva eden makbuz ve ibra senetleri ile bu ödemelerin resmî daireler nam ve hesabına, kişiler adına açılmış veya açılacak hesaplara nakledilmesini veya emir ve havalelerine tediyesini temin eden kâğıtlardan” da damga vergisi kesileceği hüküm altına alınmıştır. İlgili Kanuna göre; damga vergisi ödeme sırasında ödeme yapan kurum tarafından kaynaktan kesilip vergi dairesine ödenmesi gerekmektedir. Nakit sıkıntısı sebebiyle henüz ödemeyi gerçekleştiremeyen davalı Kurum, ödeme sırasında kaynakta kesinti yaparak damga vergisini vergi dairesine ödemekle mükellef olduğundan, bu alacağın davacıya ödenmesi ile vergi dairesine de kaynakta kesinti ile ödeme yapacağından, mükerrer ödeme söz konusu olacaktır. Hal böyle olunca, asıl alacaktan damga vergisinin düşülmesi suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmektedir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının HMK'nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HMK'nin 373. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 22/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.