22. Hukuk Dairesi 2019/2923 E. , 2019/9833 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde bobinajcı olarak çalıştığını, iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini, ödenmeyen alacaklarının bulunduğunu ileri sürerek kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda tanık beyanlarına göre davacının haftanın 6 günü 08:00–19:00 saatleri arasında 1,5 saat ara dinlenme ile çalıştığını belirleyerek hesaplama yapılmıştır. Çalışma düzenine yönelik olarak tanık beyanları incelendiğinde davacı tanığı Neşe Suvan iş yeri çalışanı da olmayıp görgüye dayalı bilgisi yoktur. Diğer davacı tanığı ...’ün ise beyanından davalı işyerinde 2005 yılında 2 ay kadar çalıştığı anlaşılmaktadır. Dinlenen davalı tanıklarından ... işyeri çalışanı değildir. Davacı tanıkları ve davalı tanığı Cemal’in beyanları ile davacının çalışma düzeninin belirlenmesi mümkün değil ise de davalı tanığı ...’ın beyanı uyarınca hükme esas alınan çalışma düzenine ilişkin tespit yerindedir.
Ne var ki, bilirkişi tarafından dosyaya ibraz edilen kök rapor ve ek raporlar arasında dönemlere göre belirlenen haftalık çalışma saatleri arasında çelişki bulunmaktadır. Hükme esas alınan davacının haftanın 6 günü 08:00–19:00 saatleri arasında 1,5 saat ara dinlenme ile çalıştığına dair tespit uyarınca davalının zamanaşımı def’i gözetilerek dönemlere göre denetime elverişli şekilde davacının haftalık çalışma saatleri belirlenmelidir. Açıklanan nedenlerle Mahkeme kararı hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.