Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1597
Karar No: 2019/9832
Karar Tarihi: 06.05.2019

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2019/1597 Esas 2019/9832 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2019/1597 E.  ,  2019/9832 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : İŞE İADE

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı, 15.05.2013 – 07.09.2016 tarihleri arasında davalı işverenlikte çalıştığını, iş akdinin haksız olarak feshedildiğini, fesih ihtarnamesinde “güvenlik gerekçesiyle hakkında duyulan şüphe” nedeniyle iş akdinin feshedildiğini, görevinden önce ve görevinden sonra hiç bir şekilde şuç teşkil edecek eylemlerde bulunmadığını beyanla feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesine ve boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakları ile işe başlatmama tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacının iş akdinin, 15 Temmuz 2016 ve sonrasında yaşanan gelişmeler sonucunda ülkemizin içinde bulunduğu fevkalade durum ve bu durum neticesinde ortaya çıkan güvenlik gerekçeleri ile davacı hakkında duyulan şüphe gereği iş ilişkisinin devamının mümkün olmadığından 4857 sayılı İş Kanunu"nun 25. maddesi gereği iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname"nin 4/2. maddesi uyarınca iptal davası ya da işe iade davası yolunun kapatıldığını, savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    İlk Derece Mahkemesi"nce, “Davalı kurum, ülke çapında yörünge haklarının korunması, uyduların işletilmesi, haberleşme, uydu ve kablo üzerine TV yayınları, e-devlet hizmetleri, bilişim alanında elektronik Doküman bilgi sistemleri, devlet kurumlarının evrak, Doküman, arşiv sistemi hizmetleri sağlanması gibi haberleşme sektöründe düzenleyici ve denetleyici hizmetler yapması nedeni ile kamu düzeni ve kamu güvenliğinin sağlanması bakımından son derece kritik faaliyetler yürütmektedir. Bu kapsamda davalı kurumun çalışanları ile arasındaki güven ilişkisi son derece önemlidir. Davalı kurum haberleşme sektöründe sektöründe düzenleyici ve denetleyici otorite niteliğinde bir kurum olmakla, son derece hassas olan bu görevi nedeniyle çalıştıracağı kişiler hakkında soruşturma ve araştırma yapma, güvenlik yönünden uygun olmadığını tespit ettiklerini çalıştırmama hakkına sahiptir. Davalı kurum tarafından yapılan araştırma ve inceleme sonucunda, davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibatı ve ilişkisinin bulunduğu yönünde şüphenin var olması nedeni ile taraflar arasındaki güven ilişkisi zedelenmiştir.Ortada karşılıklı güven ve birlikte çalışmayı ortadan kaldıran bir durum sözkonusudur. Kritik öneme sahip olan davalı kurumun bu yönde almış olduğu tedbirler ve alınan kararlarda hukuka aykırı bir durum bulunmamaktadır. Davacının hizmet akdinin feshedilmesinin, 4857 sayılı İş Kanununun 25/III maddesinde yazılı zorlayıcı sebepten kaynaklanan geçerli sebebe dayandığı” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Mahkemece davanın reddine dair verilen karar üzerine Davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi’nin 26.04.2017 tarihli, 2017/1117 esas – 2017/978 karar sayılı kararında “Davalı kurumun üstlendiği görevlerinin stratejik öneme haiz olması ve Ülkenin olağanüstü durumu nedeniyle güven ilişkisi içinde olmadığı işçiyle çalışması beklenemez. Bu nedenle iş sözleşmesini geçerli nedenle feshettiğinin kabulü gerekmektedir. Açıklanan nedenle tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, mantıksal ve hayatın olağan akışına uygun, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı” gerekçesi ile davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi’nin davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair verdiği kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 11.12.2017 tarihli, 2017/44351 esas - 2017/28320 karar sayılı ilamı ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının “Somut olayda davacının iş akdinin feshine neden olan bilgi ve belge işverence ibraz edilememiştir. Davacının iş akdinin feshine dayanak objektif değerlendirmelerin neler olduğu, hangi bilgi ve belgelerin feshe gerekçe yapıldığı davalı Kurumdan araştırılmalı; ayrıca davacı hakkında mevcut ise adli ya da idari soruşturma evrakları, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı"nın Terörle Mücadele, Kaçakçılık, Organize Suçlar ve İstihbarat ile ilgili birimlerinden ve Bilgi Teknolojileri Kurumundan varsa davacı ile ilgili bilgi ve belgeler ile yine Bank Asyaya açılmış mevduat hesapları, hesap hareketleri ve bankacılığa ilişkin işlemler olup olmadığı sorulmalı, tüm bilgi ve belgeler değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Eksik incelemeyle yazılı gerekçe ile davanın reddi hatalı olup bozmayı gerektirir..” gerekçesi ile bozulmasına ,dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi tarafından bozmaya uyulmasına karar verilerek devam edilen yargılama sürecinde Davacının iş akdinin feshine dayanak objektif değerlendirmelerin neler olduğunun hangi bilgi ve belgelerin feshe gerekçe yapıldığına dair davalı kuruma müzekkere yazılmış, yine Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığının Terörle Mücadele Kaçakcılık ve Organize Suçlar ile İstihbarat ile ilgili birimleri ve Bilgi Teknolojileri Kurumu’na ayrı ayrı müzekkere yazılarak davacı ile ilgili varsa bilgi ve belgelerin gönderilmesi istenmiş, ... C.Başsavcılığı’na müzekkere yazılarak davacı hakkında adli soruşturma bulunup bulunmadığı sorulmuştur. Mahkemece; “Davalı tarafça, davalı kurumun 5202 sayılı Savunma Sanayii Güvenliği Kanunu ile Milli Savunma Bakanlığına ait ilgili mevzuat kapsamında personel istihdam etmekte olup gizlilik dereceli bilgi, belge ve malzeme olarak tanımlanmış kriptografik ve atomal bilgi ve malzeme de dahil olmak üzere gizlilik dereceli içeriğe sahip her türlü kaydı yazılı ve sözlü haberleşme ortamını, mesajları belgeler ve yazılımlar ile donanımları bünyesinde " Tesis Güvenlik Belgesine " sahip olması nedeniyle bulundurduğu, davalı bünyesinde gizlilik dereceli projelerin de yürütülmesine nazaran FETO / PDY ilişkisi irtibatı ve iltisakı olan, olma şüphesi bulunan kişi veya kişilerin, kurum bünyesinde istihdamının kurum açısından geri dönüşü olmayan ve hatta devletin kurum bünyesinde yürütülen projeleri de dikkate alındığında ülkenin zaafiyete düşürülmesi sonuçlarını doğurabileceği savunulmuş olup, bu kapsamda davalı kurumun çalışanları ile arasındaki güven ilişkisi son derece önemlidir. Bu nedenle çalışan personelin FETO / PDY terör örgütü ile irtibatı ve ilişkisine ilişkin bir şüphenin varlığı yeterlidir. Esasen Yargıtay"ın da güçlü şüpheye dayanan feshin haklı ve geçerli neden olarak kabul edilebileceği yönünde kararları mevcuttur. Davacının FETO / PDY terör örgütüyle irtibat ve ilişkisinin bulunduğu yönünde şüphenin var olması nedeniyle taraflar arasındaki güven ilişkisi temelden zedelenmiştir. Davalı kurumun görevleri de nazara alındığında bu yönde alınan tedbir ve kararlarda hukuka aykırı bir durum bulunmamaktadır. Öte yandan 667 ( ve diğer Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnameleri gereğince ) sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında kamu görevinden çıkarılan kişilerin kamu hizmetinde bir daha istihdam edilemeyeceği, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemeyeceği açıkça bildirilmiştir.
    Davacının iş akdinin, davalı işveren tarafından 667 Sayılı Kanun Hükümünde Kararname gereğince feshedilmiş olması, şüphe halinde şüphe feshinin olduğu hallerde akdin feshinin geçerli nedenlere dayandığını kabul edilmesini gerektiği anlaşıldığından, davanın reddine dair” gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
    Temyiz:
    Karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    Davacının iş sözleşmesi 05.09.2016 tarihli; ”Sözleşmeniz 15 Temmuz 2016 tarihi itibariyle ülkemizin içerisinde bulunduğu fevkalade durum ve bu durum neticesinde ortaya çıkan güvenlik gerekçeleriyle hakkınızda duyulan şüphe gereği Kurumumuz ile iş ilişkinizin devamı mümkün olmadığından, ayrıca istihdam edildiğiniz görev ve işletmesel gereklerle 4857 sayılı İş Kanunu"nun 25. maddesi hükmü gereği tazminatsız olarak haklı nedenle feshedilmiştir” fesih bildirimi ile feshedilmiştir.
    Dairemizin 11.12.2017 tarihli, 2017/44351 esas - 2017/28320 karar sayılı bozma ilamı uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından feshe neden olabilecek bilgi ve belgelerin tespiti adına araştırma yapıldığı anlaşılmıştır.
    Mahkemece ilgili kurumlara yazılan müzekkerelere verilen cevaplarda; ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan UYAP sorgusunda davacı hakkında herhangi bir kayda rastlanmadığı, Jandarma Genel Komutanlığı tarafından 03 Mayıs 2018 tarihi itibariyle davacı hakkında herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanmadığı, ...Bankası A.Ş. İflas İdaresi tarafından davacı adına ait müflis Banka nezdinde açılmış herhangi bir hesap bulunmadığı belirtilmiştir. Mahkemece, iş akdinin feshine dayanak objektif değerlendirmelerin neler olduğunun hangi bilgi ve belgelerin feshe gerekçe yapıldığına dair davalı kuruma müzekkere yazılmış ise de davalı Kurum feshe dayanak belgeleri ibraz etmemiştir.
    Yukarıda bahsedilen araştırma sonuçları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı işçinin şüpheyi haklı kılacak herhangi bir davranışı tespit edilemediğinden feshin geçersiz olduğu ve davacının işe iadesine karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından, Mahkemece verilen davanın reddi kararı, 4857 sayılı İş Yasasının 20/3. maddesi uyarınca Dairemizce kaldırılmış ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
    1-... 34. İş Mahkemesinin 2018/26 esas - 2018/565 karar sayılı kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
    3-Davacının kanuni sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının işçinin dört aylık ücreti olarak belirlenmesine,
    4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine,
    5-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 44,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 15,20 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, davacının yatırdığı peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
    6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 2.725,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
    7-Davacı tarafından yapılan 245,93 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
    8-Taraflarca yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili tarafa iadesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
    Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 06.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi