14. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/4941 Karar No: 2012/6036 Karar Tarihi: 30.04.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/4941 Esas 2012/6036 Karar Sayılı İlamı
(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi 2012/4941 E. , 2012/6036 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.11.2004 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali mera olarak sınırlandırma istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 22.12.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R Davacı Hazine, 138 ada 4 sayılı parselin meradan kazanıldığını, davalılar adına oluşan tapu kaydının iptali ile taşınmazın mera niteliği ile özel siciline yazılmasına karar verilmesini istemiştir. Cevap veren davalılar, çekişmeli parselin tarım taşınmazı olduğunu, üzerinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliklerinin bulunduğunu, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava reddedilmiştir. Hükmü, davacı Hazine temyiz etmiştir. Kadastro işlemleri sırasında 16800 metrekare yüzölçümündeki 138 ada 4 sayılı parselin çayır niteliği ile vergi kaydı ve kazandırıcı zaman aşımına dayanılarak davalılar adına tescil edildiği görülmektedir. 4342 sayılı Mera Kanununun 3. maddesinde yapılan tanıma göre çayır, tavan suyunun yüksek bulunduğu veya sulanabilen yerlerde biçilmeye elverişli yem üretilen ve genellikle kuru ot üretimi için kullanılan yerdir. Kuşkusuz, çayır mera kaynakları arasına alınabileceği gibi özel amaçlarla üretilip yetiştirilmişse özel mülkiyete de konu teşkil edebilir. Ziraat bilirkişisi 19.09.2005 tarihli raporunda taşınmazın %15-20 eğimli olduğunu ve üzerinde tarlaayrığı, köygöçüren ile sarıot gibi tarla yabani otlarının bulunduğunu, kısmen çayır olmakla birlikte tarımsal amaçlarla kullanılan bir yer olduğunu belirtmiştir. Çekişme konusu taşınmaz üzerinde mevcut bitki türlerine göre bilirkişinin vardığı sonuç bir birbirine çelişkilidir. Mahkemece taşınmazı çevreleyen komşu taşınmazlara ilişkin kadastro tutanakları getirilmemiş, civarının mera niteliğindeki yerlerle çevrili olup olmadığı, çevrili ise mera bütünlüğünün bozulup bozulmayacağı üzerinde durulmamıştır. Yapılması gereken iş, taşınmazı çevreleyen kadastro tutanaklarını getirtmek, civar parsellerin niteliğinin ne olduğu yönü üzerinde durmak, yerinde yeniden keşif yaparak, üç kişilik ziraatçı bilirkişi kuruluna 4 sayılı parsel ile civarını inceletmek, HMK’nun 290. maddesi uyarınca taşınmazın niteliğinin denetlenmesi açısından keşifte çekilecek olan fotoğrafları keşif tutanağına eklemek, çayır niteliğindeki bu taşınmazı mera vasfı taşıyıp taşımadığını ayrıntılı ve gerekçeli raporla saptamak, dava konusu taşınmaz mera niteliğinde olmasa bile çevresi ile birlikte değerlendirerek mera bütünlüğünü bozup bozmadığını tespit ettirmek, davayı elde edilecek bu sonuçlara göre karara bağlamak olmalıdır. Eksik inceleme, araştırma ve bilirkişinin yetersiz raporuna dayanılarak yazılı olduğu şekilde davanın reddi doğru görülmediğinden, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, 30.04.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.