Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/467
Karar No: 2022/6179
Karar Tarihi: 23.06.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/467 Esas 2022/6179 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2022/467 E.  ,  2022/6179 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 46. HUKUK DAİRESİ
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ..........


    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tespit ve alacak davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda;tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik karara süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, davalı ile arasında 03.07.2012 tarih 2012/118 sayılı ve 23.11.2012 tarih 2012/189 sayılı “Eğitim Hizmetleri Sözleşmeleri” yapıldığı,sözleşmelerde “...” mesleğinde eğitim alacak kursiyerlere verilecek eğitimin usul ve esaslarının düzenlendiği, ilk sözleşmenin imzalanmasını müteakip davalının ... ... Merkezinin muhatap alınarak bilgi ve belge akışının sağlanacağının bildirildiği,... ... Merkezinin gönderdiği 12.12.2013 tarihli yazıda, 118 sayılı sözleşme kapsamında “sosyal medya uzmanlığı kursu ve istihdam sürecinde” idareye teslim edilen evrakların kontrollerinde “sahte belge düzenlendiği ibaresi kullanılarak, sözleşmenin 33. maddesi uyarınca iki yıl yasaklanma, 7 kurs grubunun giderleri 434.446,16 TL ve 17.461,16 TL faizi olmak üzere toplam 451.907,32 TL'nin 15 gün içinde ödenmesinin istendiğini, 189 sayılı sözleşme kapsamında ise, 77 kişilik istihdam sayısının sağlanamadığı iddiasıyla sözleşmenin 23. maddesi uyarınca 1 yıl yasaklılık, yasaklılık süresinin 2 yıla çıkarılması ve cezai yaptırımın sürecin sonunda değerlendirileceğinin bildirildiği ve davalı tarafın her iki sözleşmeden doğan toplam 166.457,84 TL ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediği, bloke ettiğini davalı Kurumun ... ... Merkezinin 20.09.2013, 07.10.2013 ve 12.12.2013 tarihli yazılarıyla tesis edilen “yasaklama” kararlarının geçersiz ve yoklukla malul olduğunun tespitine, 12.12.2013 tarihli yazı ile istenen 451,907,32 TL tutarında bedel ödenmesi talebinin haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunun tespitine, 166.457,84 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda fesih işlemine dayanak yapılan "sahte belge düzenleme veya buna teşebbüs edildiği" iddialarının Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/67 Esas sayılı dosyasına konu edildiği, davacının sanık davalının katılan sıfatı ile taraf olduğu ceza yargılamasında maddi vakıa yönünden varılan kesin hükmün taraflar ve mahkeme için bağlayıcı nitelikte olduğu, ceza yargılaması neticesinde "... Kurs bitirme belgelerinin sahte olmaması " tespiti ile nitelikli dolandırıcılık suçunun yasal unsurları oluşmadığından CMK'nin 223/2-a maddesi uyarınca beraat kararı verildiği bu hali ile iptali istenen işleme dayanak yapılan sahtecilik iddiasının yerinde olmadığı, idarenin işleminin dayanaksız kaldığı, her ne kadar idari işleme yalnızca sahtecilik iddiası dayanak gösterilmişse de 118 sayılı sözleşmenin istihdam yükümlülüğünün hiç veya kısmen yerine getirilmemesi halleri de bilirkişi aracılığı ile denetlendiği 175 kişiden olan kursiyer sayısının % 51 oranındaki 89 kişi ve toplam 8.900 gün istihdam süresi yükümlülüğünün fazlasıyla yerine getirilmiş olduğu, yine taraflar arasındaki sözleşmenin 33.1(a) maddesi uyarınca davacıya usulünce yapılmış bir ihtar bulunmadığı, davacının idari işleme gerekçe sahte evrak düzenleme fiilini işlemediği, sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirdiği, davalı idarenin cezai işlem uygulamak için öncesinde yapması gereken ihtar ve mehil verme işlemlerini yapmadan cezai işlem uyguladığı hususları birlikte değerlendirildiği gerekçesi ile davacının davasının kabulü ile davalının 23/09/2013 tarih ve 07/10/2013 tarih ve 12/02/2013 tarihli yazıları ile tesis edilen "yasaklama" kararının geçersizliğinin tespitine,davacının davalıya 12/12/2013 tarihli davalı yazısı ile talep edilen 451.907,32 TL bedelle borçlu olmadığının tespitine, davalı nezdinde kalan 166.457,84 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesine dair hüküm, taraflarca istinaf edilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesince kursiyerlerin yetiştirilmesi ve işe yerleştirilmesi bakımından davacıların sahtecilik yaptıkları yönündeki iddialarının ise ceza davasına konu edildiği,dosya arasında bulunan Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesinin 15.06.2017 tarih, 2015/67 E., 2017/351 K. sayılı kararı ile, sanıklar ... ...,... ve ... hakkında,“Sanıkların tanıkları çalışıyor gösterdikleri iddia edilen iş yerlerinin idare ve vergi mevzuatına uygun olarak kurulmuş bulunan gerçek bir iş yeri olması, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına verilmiş bulunan işe giriş bildirgelerinin ve Türkiye İş Kurumu ile yapılan anlaşma gereğince verilen kurs bitirme belgelerinin sahte olmaması, sigorta primleri ödenmese dahi ilgili kurumun alacaklarını her zaman tahsil etme imkanının bulunması nedenleriyle katılan kurumların zararından da bahsedilemeyeceği hususları nazara alındığında... ” denilerek “yasal unsurları oluşmayan suçtan ayrı ayrı beraat” kararı verildiği ve kararın kesinleşmiş olduğu anlaşıldığı, HMK'nin 74 maddesi gereğince "suçun unsurlarının oluşmadığına "yönelik kesinleşmiş mahkeme kararı hukuk hakimini bağlayacağı,dosyada temin edilen bilirkişi raporunda, konu sözleşme hükümleri ve tüm kurum evrakları ceza dosyası kapsamı çerçevesinde mahkemece rapor benimsenerek hüküm kurulmasının isabetli olduğu,davacının katılma yolu ile her bir talep için ayrı ayrı ücreti vekalet isteminin yerinde olmadığı, objektif dava birleştirmesine göre açılan davada aynı sebepten neşet eden iddia için ayrı ayrı ücret istemi yerinde olmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş;hüküm,davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, taraflar arasında imzalanan 118 Sayılı Eğitim Hizmetleri Sözleşmesinin "sahte belge düzenlendiği veya buna teşebbüs edildiği" tespiti yapıldığı ilgili sözleşmenin 33.maddesi uyarınca 2 yıl süre ile yasaklanma, sözleşme kapsamında ödenen toplam 451.907,32 TL'nin iadesi ve 189 sayılı sözleşme kapsamında ise 77 kişilik istihdam sayısının sağlanamadığı gerekçesiyle sözleşmenin 23 maddesi uyarınca 1 yıl yasaklılık ,yasaklılık süresinin 2 yıla çıkarılması ve cezai yaptırım süecinin bildirileceği davalı tarafın her iki sözleşmeden doğan toplam 166.457,84 TL hak edişin ödenmemesi işlemlerinin iptali, borçlu olunmadığının tespiti ve ödenmeyen hak edişin tahsili istemine ilişkindir.
    Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ,davalı yetkilisi ... ..., ..... Ltd. Şti. ve ..... Ltd. Şti. yetkilileri hakkında "sahte evrak tanzimi suretiyle kurumu zarara uğratmak" suçundan açılan kamu davası sonucunda Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.06.2017 tarih, 2015/67- 2017/351 sayılı kararı ile sanıklar ... ..., ... ve ... hakkında beraat kararı verilmiş olduğu,ayrıca davacı tarafça sözleşmeden doğan istihdam yükümlülüğünün de yerine getirilmiş bulunduğu davalı tarafın 118 sayılı sözleşme ile ilgili tasarruflarının dayanaksız kalmış olduğu ve yerinde bulunmadığı , yine 189 sayılı sözleşme açısından da davacı tarafın sözleşmeden doğan istihdam yükümlülüğünü yerine getirmiş olduğu, davalı tarafın bu sözleşme ile ilgili tasarruflarının da yerinde olmadığı,davacı tarafın; davalı Kurumun ... ... Merkezi yetkilileri tarafından tesis edilen yasaklama kararlarının geçersiz ve yoklukla malul olduğunun tespiti, davalı kurumun ... ... Merkezi yetkilileri tarafından talep edilen 451.907,32 TL bedel ödenmesi talebinin haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunun tespiti ile davalı kurum nezdinde kalan 166.457,84 TL alacağın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesi taleplerinin mesnetli olduğu rapor edilmiştir.
    Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.06.2017 tarih, 2015/67 - 2017/351 sayılı kararı ile sanıklar ... ..., ... ve ... hakkında, “Sanıkların tanıkları çalışıyor gösterdikleri iddia edilen iş yerlerinin idare ve vergi mevzuatına uygun olarak kurulmuş bulunan gerçek bir iş yeri olması, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına verilmiş bulunan işe giriş bildirgelerinin ve Türkiye İş Kurumu ile yapılan anlaşma gereğince verilen kurs bitirme belgelerinin sahte olmaması, sigorta primleri ödenmese dahi ilgili kurumun alacaklarını her zaman tahsil etme imkanının bulunması nedenleriyle katılan kurumun zararından da bahsedilmeyeceği hususları nazara alındığında “yasal unsurları oluşmayan suçtan ayrı ayrı beraat” kararı verilmiştir.
    Ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda ;sözleşmeye göre amaçlanan % 51 istihdam oranı sağlanmadığı, kontrol ve denetimle sorumlu ..., bu oranı sağlayan işe giriş bildirgeleri ve bordroların sahte olup olmadığı,gerçeği yansıtıp yansıtmadığı hususlarını, istihdamın gerçekten sağlanıp sağlanmadığını istihdam edilenlerden alacağı bilgi ve basit sorgu sonucu kolaylıkla tespit edebileceği, Kurumun sözleşme uyarınca yaptığı ödemelerin ne kadar olduğu, sözleşmenin feshinin hukuka ve usule uygun olup olmadığı sözleşme uyarınca yapılan ödemelerin iadesinin gerekip gerekmediği, iade gerekli ise ne miktarın iade edileceği, kurum zararının olup olmadığı varsa kurum zararının ne kadar olduğu sair hususlar hukuk mahkemesinde değerlendirilecek hukuki ihtilaf konusu olduğu, hukuki ihtilafların halli sonucu iadesi gerekli miktar tespit edilmesi halinde geri alınabileceği, hukuki ihtilaf mahiyeti gözetilerek, dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı değerlendirildiği, kurum zararın varlığı ve miktarı iş bu ceza dosyası kapsamında kesin olarak sübuta ermediğinden, dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluştuğundan bahsedilemeyeceği, herhangi bir zarar oluşmadığı takdirde dolandırıcılık suçunun oluşmadığı, sanıkların sözleşmeye göre hakedişlerden yararlanmak için adı geçen bazı kişileri(kursiyerleri) gerçekte çalışmadığı bir işyerinde çalışıyormuş gibi göstermiş olsalar bile, sözleşmenin feshinin haklı olup olmadığı, feshin usule ve hukuka uygun olup olmadığı, kurumun yaptığı ödemelerden iadesi gerekli miktar olup olmadığı, iadesi gerekli ise ne miktarın iadesi gerektiği, iadesi gerekli miktarın hukuk mahkemesinde belirlenmesi halinde ilam sonucu tahsil edilebileceği sair hukuki ihtilafların hukuk mahkemesinde halli ile sübuta erebilecek olup işbu dosya kapsamında Kurumun zararı oluşup oluşmadığı tespit edilemediğinden, sanıkların nitelikli dolandurıcılık suçundan değil özel evrakta sahtecilik suçundan cezalandırılması gerektiği kanaati bildirilmiştir.
    Temyiz incelemesine konu iş bu davada ilk derece mahkemesince ; davacının idari işleme gerekçe olarak belirtilen sahte evrak düzenleme fiilini işlemediği, sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirdiği, davalı idarenin cezai işlem uygulamak için öncesinde yapması gereken ihtar ve mehil verme işlemlerini yapmadan cezai işlem uyguladığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş yine bölge adliye mahkesince suçun unsurlarının oluşmadığına yönelik kesinleşmiş mahkeme kararının hukuk hakimini bağlayacağı gerekçesine yer verilmiştir.
    Ceza mahkemesinde sanıklar nitelikli dolandırıcılık suçundan yargılanmış evrakta sahtecilikten herhangi bir soruşturma ya da kovuşturma yapılmamıştır. Aynı zamanda ceza mahkemesi beraat gerekçesinde verilen kurs bitirme belgelerinin sahte olmadığı,sigorta primleri ödenmese dahi ilgili kurumun alacaklarını her zaman tahsil etme imkanının bulunacağı belirtilmiştir. Ceza dosyasında kurum zararının oluşup oluşmadığı hukuk mahkemesinde ayrıca tartışılacağı belirtildiğine göre, sanıkların beraatine dair ceza mahkemesince verilen karar hukuk mahkemesini bağlamayacaktır.
    Bu durumda mahkemece,ceza mahkemesi beraat kararından bağımsız olarak sözleşmeye aykırılık oluşturup oluşturmadığı hususlarında değerlendirme yapılarak,gerekirse yeniden bilirkişi raporu aldırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usûl ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nin 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
    2-Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nin 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanununun 371 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 23/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi