14. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/4771 Karar No: 2012/6015 Karar Tarihi: 30.04.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/4771 Esas 2012/6015 Karar Sayılı İlamı
(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi 2012/4771 E. , 2012/6015 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.04.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil ile ecrimisil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekilleri ve asli müdahil ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, arsa sahipleri ile yüklenici arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince, yükleniciye isabet eden bağımsız bölümün arsa sahibinden satın alındığı iddiası ile tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Başlangıçta genel mahkemede arsa sahibine karşı dava açılmış, yargılama sırasında mahkemece yargılamaya tüketici mahkemesi sıfatıyla devam edilerek esastan sonuçlandırılmıştır.4077 sayılı Tüketicinin Korunması hakkındaki yasa açısından önemli olan davanın taraflarının Yasanın 3.maddesinde tanımları yapılan kişilerden olması, yerine getirilmesi istenen hakkın da yasada tanımlanan satıcı ile yine yasada tanımı yapılan tüketiciyi ilgilendirmesidir. 4077 sayılı Yasanın 3. maddesinin (f) bendindeki tanıma göre de; satıcı: kamu tüzel kişileri dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetler kapsamındaki tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri ifade eder. Davalı arsa sahibi yasada tanımlanan satıcı niteliği bulunmadığı, 4077 sayılı Yasanın 23. maddesinde hükme bağlanan tüketici mahkemesinin görev kapsamına alınmadığı görülmektedir. Dava konusu bağımsız bölüm her ne kadar inşaat sözleşmesi gereğince yüklenici hissesine isabet eden bağımsız bölümlerden ise de, halen tapuda davalı arsa sahibi ... adına kayıtlı olup 18.02.2009 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile davacıya satışı vaat edildiğinden ve yüklenici ile davacı arasında da bir akdi ilişki mevcut olmadığından davanın tüketici mahkemesinde değil genel mahkemede görülmesi gerekir.Mahkemece, kamu düzenine ilişkin olan görev hususu gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, 30.04.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.