15. Hukuk Dairesi 2016/5005 E. , 2017/3604 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesi nedeniyle iş sahibi tarafından yükleniciye ödenen bedelin iadesi için başlatılan takibe vaki itirazın iptâline ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalı tarafından yasal süresi içinde temyiz edilmiştir.
Davacı, 15.01.2008 tarihinde kendisine ait taşınmaza yapılacak binanın projesi ile eklerini hazırlaması, ruhsatı çıkartıp tapuya işletmesi işlemleri için davalı inşaat mühendisi yüklenici ile anlaştığını, davalıya 15.01.2008 tarihinde 3.400,00 TL bedel ödediğini, ancak davalının sözleşme edimini yerine getirmediğini, projenin hazırlanmadığını belirterek, ödediği bedelin iadesi için başlattığı ilâmsız takibe yapılan itirazın iptâli, takibin devamı ve davalının %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesi istemiyle eldeki davayı açmıştır.
Dava asliye hukuk mahkemesinde açılmış ve asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla genel hükümlere göre yapılan yargılama sonucunda kabul edilmiştir.
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece her aşamada nazara alınması gerekir. Davanın açıldığı 19.11.2014 tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun"un amaç başlıklı 1. maddesinde, "Bu Kanunun amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarının koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerinin korucuyu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmelerini teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir. Tanım başlıklı 3. maddesinin (ı) sağlayıcı; Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (k) Tüketici; Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (l) Tüketici işlemi; Mal veya hizmet piyasalarında Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya
tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi" düzenlemeleri bulunmaktadır. Bir hukuki işlemin tüketici işlemi sayılabilmesi için yukarıda belirtilen tanımlara uygun olması gerekir.
Açıklanan hususlar gözetildiğinde somut olayda, davacı iş sahibinin, annesinin evinin üzerine kendisi için bir kat çıkmak istemesi sebebiyle davalı inşaat mühendisi yüklenici ile anlaştığı, taraflar arasında tüketici işlemi niteliğinde eser sözleşmesi kurulmuş olduğu sabittir. Dava açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6502 sayılı Kanun"un 73. maddesi uyarınca görevli mahkeme tüketici mahkemesidir.
Keşan’da ayrıca tüketici mahkemesi bulunmadığından, mahkemece ara karar verilerek tüketici mahkemesi sıfatıyla işin esasının incelenmesi gerekirken, genel mahkeme sıfatıyla bakılıp karar verilmesi doğru olmamış, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazları incelenmeden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 25.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.