Esas No: 2021/12230
Karar No: 2022/16574
Karar Tarihi: 21.11.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/12230 Esas 2022/16574 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık hakkında, 5846 sayılı Kanuna muhalefet suçundan verilen beraat kararı temyiz edildi. Ancak, daha önce sahte bandrol nedeniyle verilen beraat kararının kesinleştiği ortaya çıktı. Bu durumda, ikinci kez aynı suçtan beraat kararı verilmesi hukuki değer taşımadı. Yargıtay, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiğine hükmetti. Ayrıca, 5846 sayılı Kanunun 81. maddesinde düzenlenen bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçu ile ilgili Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı ve TCK'nun 44. maddesindeki düzenleme dikkate alınarak, sanığın bu suçtan da en ağır cezayı gerektiren şekilde cezalandırılması gerektiği belirtildi. Detaylı açıklama ise şöyle:
- 5846 sayılı Kanunun 81/1 ve 81/13 maddelerine göre hüküm kuruldu.
- 5846 sayılı Kanunun 71/1 ve 81/4 maddelerine göre bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçundan da cezalandırılması gerektiği belirtildi.
- TCK'nun 44. maddesindeki düzenleme gereği, sanığın en ağır cezayı gerektiren suçtan cezalandırılması gerektiği vurgulandı.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5846 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Sanık hakkındaki 2015/976 esas sayılı dava dosyasında yer alan sahte bandrol eylemi nedeniyle kurulan beraat hükmünün temyiz edilmeden kesinleştiğinin anlaşılması karşısında; bozma üzerine mahkemece ikinci kez aynı suçtan kurulan beraat hükmünün ... vekili tarafından temyize konu edildiği ancak aynı suçtan ikinci kez kurulan beraat hükmünün hukuki değerden yoksun olduğu kabul edilerek, sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık müdafii ve katılan ... Telif Hakları ve Lisanslama Meslek Birliği vekilinin temyiz istemleri üzerine yapılan incelemede,
1- 2015/963 esas sayılı asıl dava dosyasında suç tarihinin 22.11.2011 ve 2015/967 esas sayılı dava dosyasında suç tarihinin 07.09.2010 olduğu hususu göz önünde bulundurulduğunda, sanık hakkındaki 07.09.2010, 13.09.2010, 28.09.2010 tarihli eylemlerin kendi arasında zincirleme suç; iddianame ile hukuki kesinti oluştuktan sonra işlenen 09.07.2011, 08.08.2011, 26.08.2011 tarihli eylemlerin zincirleme ayrı bir suç, 27.09.2011 tarihli eylemin bağımsız suç, 22.11.2011, 10.12.2011, 17.01.2012 tarihli eylemlerin kendi arasında zincirleme suç, 25.01.2012, 07.02.2012, 15.02.2012 ve 18.02.2012 tarihli eylemlerin ise kendi arasında zincirleme suç oluşturduğu gözetilerek hükümler kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-5846 sayılı Kanunun “haklara tecavüzün önlenmesi” başlıklı 81’inci maddesinde düzenlenen bandrol yükümlülüğüne aykırılık eyleminin aynı eserle ilgili olarak şikayet üzerine soruşturulan/kovuşturulan ve aynı Kanunun "manevi, mali ve bağlantılı haklara tecavüz" suçunu da oluşturduğu somut olayda; şikayetçilerin 6 aylık kanuni şikayet süresi içerisinde dava konusu edilen materyaller yönünden hak sahibi olduğunu kanıtlayan hukuken geçerli belgeleri ibraz etmesi nedeniyle sanık hakkında 5846 sayılı Kanunun 71/1 ve 81/13 maddelerine göre hükümler kurulmuş ise de;
Hükümden sonra 17/07/2020 tarih ve 31188 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi'nin 12.06.2020 tarih ve 2019/74 E., 2020/29 K. sayılı kararı ile, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 23/01/2008 tarihli ve 5728 sayılı Kanunun 143. maddesiyle değiştirilen 81’inci maddesinin on üçüncü fıkrasında düzenlenen “Bandrol yükümlüğüne aykırılığın aynı eserle ilgili olarak 71’inci maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde tanımlanan suçla birlikte işlenmesi halinde, fail hakkında sadece 71’inci maddeye göre cezaya hükmolunur. Ancak; verilen
ceza üçte biri oranında artırılır.” hükmünün iptal edilmesi ve 5237 sayılı TCK'nun 44’üncü maddesinde ise “işlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan cezalandırılır” hükmüne yer verilmiş olması karşısında;
Somut olayda, sanığın eylemine uyan bandrol yükümlülüğüne aykırılık eylemi ile ilgili hak sahibi kişilerin hukuken geçerli belgeleri süresi içerisinde sunarak şikayetçi olması nedeniyle hem manevi, mali veya bağlantılı haklara tecavüz başlıklı 5846 sayılı Kanunun 71’inci maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen suçun hem de aynı Kanunun 81’inci maddesindeki sanığın eylemine uyan ve re'sen takibi gerektirmesi nedeniyle CMK’nun 253 ile devamı maddeleri uyarınca uzlaştırma hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmayan bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçunun oluşacağı ve TCK'nun 44. maddesi gereğince sanık hakkında en ağır cezayı gerektiren bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçundan 5846 sayılı Kanunun 81/4. maddesi uyarınca hükümler kurularak sanığın hukuki durumunun yerel mahkemece yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafii ile katılan ... Telif Hakları ve Lisanslama Meslek Birliği vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.