Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/19107
Karar No: 2019/3857
Karar Tarihi: 30.04.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/19107 Esas 2019/3857 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, davalıdan tahsil edilmiş fazla ödemeleri geri istemiş ve taşınmazın tapusunun iptal edilip kendi adına tescil edilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın herhangi bir hukuki dayanağı olmadığını savunmuştur. Mahkeme, davacının oğlunun hesabından davalı hesabına ve başka hesaplara aktarılan toplam 102.993,52 TL'nin davacı tarafından davalıya gönderildiğini kabul etmiştir. Ancak, belirtilen tutarların doğrudan davacıya ait hesaptan davalı hesabına yatırılmadığı ve tazminat talebi yönünden davanın reddedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabul edilmesine karar verilmiştir. Tapu iptal tescil talebi hakkında ise kararda herhangi bir hüküm tesis edilmemiştir. Bu durum HMK 297/2. maddesine aykırıdır. Davacının ek karara yönelik temyiz itirazları reddedilirken, asıl karara yönelik temyiz itirazları süreden reddedilmiştir. Davalı vekilinin temyiz itirazı kabul edilmiş ve hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesi
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2. maddesi
14. Hukuk Dairesi         2016/19107 E.  ,  2019/3857 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.03.2013 gününde verilen dilekçe ile fazla ödemelerin davalıdan tahsili ile tapu kaydının iptali ve adına tescili talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 01.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı vekili tarafından, 18.05.2016 tarihli ek karar temyizi istemi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak ve tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı vekili; davalının tehdit ve şantaj yolu ile davacıya boş senet imzalattırdığını, boşlukların davalı tarafından doldurulmak sureti ile icra takibine konulduğunu, davacının yasal süresi içerisinde takibe itiraz etmemesi üzerine takibin kesinleştiğini, ... . İcra Müdürlüğünün 2008/4712 takip sayılı icra dosyasına göre davacının davalı tarafa 52.433,00TL borçlu olduğu, takip tarihinin 14/08/2008 olduğunu, müvekkili aleyhine yapılan icra takibinin kesinleşmesi üzerine davacının maliki olduğu üzerinde 4 katlı bina bulunan 3692 ada 13 parsel sayılı taşınmaz üzerine haciz konulduğunu ve 153.000,00TL bedelle davalı tarafça satın alındığını, davalının haciz sonucu satın aldığı taşınmazın tapu kaydını yeniden müvekkiline vermek vaadi ile müvekkilinden icra dosyasına mahsuben paralar aldığını, davacının davalı tarafa belge karşılığında ödemelerde bulunduğunu, davalı tarafın davacıdan söz konusu taşınmazın bedelini almasına rağmen tapu kaydını vermediğini ve para almaya devam ettiğini, ... 3. İcra Müdürlüğü"nün 2008/4712 nolu icra dosyasındaki 52.433,00TL"lik borcuna karşılık olarak taşınmazın 153.000,00 TL"na satıldığını, 130.000,00 TL"nin de davacı tarafından davalıya haricen ödendiğini, davalı tarafın müvekkilinden haksız kazanç elde ettiğini beyanla, ... . İcra Müdürlüğü"nün 2008/4712 takip sayılı icra dosyasında müvekkilinin yapmış olduğu ödemelerin tespitine, icra dosyasına yapılan fazla ödemelerin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ... İli, Merkez ... Mahallesi 3692 ada 13 parselde tapuya kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tapuya tesciline, mahkeme masrafları ve yargılama giderinin karşı taraf üzerinde bıkarılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacının açmış olduğu davanın hiçbir hukuki dayanağı olmadığını, söz konusu davanın hiç bir yasal dayanağı olmamakla beraber istirdat veya menfi tespit davası olarak kabul edilecek olsa dahi İİK."nun 72. maddesi gereği süresinde açılmadığını, ayrıca davanın konu ve talep kısmının birbirinden farklı olduğunu, açık ve belirli olmadığını, bu sebeple dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiğini beyanla açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Yargılama aşamasında davacı ile davalı arasında alacak ve borç ilişkisi olmadığını, davalı tarafça davacı tarafa herhangi bir ödeme yapılmadığını, 39.543,52TL tutarında davacı adına davalı hesabına aktarılan paraların kira ilişkisinden kaynaklandığını, bilirkişi raporunda davacı hesabından davalı hesabına aktarıldığı belirtilen tutarların aslında davacı hesabından aktarılmadığını davalının adı verilerek yatırılan tutarların başka akitlere ilişkin olduğunu beyanla reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalının savcılık soruşturmasındaki beyanları hükme esas alınarak bilirkişi raporunda belirtildiği şekliyle hem davacının oğlunun hesabından davalı hesabına hem de dava dışı ... hesabına davacı tarafça aktarılan miktarın toplam 102.993,52TL olduğu, ayrıca davacının tahliye emri gönderilene kadar haciz yoluyla davalıya geçen dava konusu evde kaldığı da gözetilerek hesap edilen 57.359,68TL kira bedelinin mahsubu ile geriye kalan 45.633,84TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davacı tarafça 12.05.2012 tarihli dilekçe ile kabul edilen 45.633,84TL’ye hangi tarihten itibaren yasal faiz uygulanacağı belirtilmediğinden talepte bulunulması üzerine mahkemece 18.05.2016 tarihli ek karar ile görüş isteminin reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili ve davacı ayrı ayrı temyiz etmiştir. 18.05.2016 tarihli ek kararı davacı temyiz etmiştir.
    1-Ek Karara yönelik temyiz istemi yönünden yapılan incelemede;
    Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacı tarafça Ek Karar yönünden yapılan temyiz itirazları yerinde görülmemiş; reddi gerekmiştir.
    2-Davacının asıl karara yönelik temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
    Mahkeme kararı hükmü temyiz edene usulüne uygun olarak 15.04.2016 tebliğ edilmiş olup, 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra 03.05.2016 günü temyiz isteminde bulunulduğundan HUMK"nun 432/4. maddesi ve 1.6.1990 tarihli ve 3/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince süresi geçirilen temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
    3-Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
    Her ne kadar hükme esas alınan bilirkişi raporunda çeşitli hesaplardan davalı hesabına aktarıldığı belirtilen tutarların tamamı olan 39.543,52TL ile davacıya ödenmek üzere ... hesabına ve akrabası ... hesabına aktarılan 63.450,00TL’nin toplamı olan 102.993,52TL’nin davacı tarafça davalıya gönderildiği kabul edilmiş ise de; belirtilen tutarların doğrudan davacıya ait hesaptan davalı hesabına yatırılmadığı anlaşılmıştır. Bu haliyle tazminat talebi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü usul ve yasaya aykırıdır.
    Kabule göre de; davacı tarafça hem tapu iptal tescil hem de sebepsiz zenginleşmeye dayalı tazminat talebinde bulunulduğu, taleplerin her biri hakkında hüküm sonucunda açık bir şekilde karar verilmesi gerektiği, tazminat yönünden davanın kısmen kabulüne karar verildikten sonra tapu iptal ve tescil talebi hakkında kararda herhangi bir hüküm tesis edilmediği görülmüştür. Bu haliyle tesis edilen hüküm HMK 297/2. maddesine aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacının ek karara yönelik temyiz itirazlarının reddi ile anılan ek kararın ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacının asıl karara yönelik temyiz itirazlarının süreden reddine, (3) numaralı bent uyarınca davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.04.2019 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi