Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2438
Karar No: 2021/3627
Karar Tarihi: 04.02.2021

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2020/2438 Esas 2021/3627 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2020/2438 E.  ,  2021/3627 K.

    "İçtihat Metni"



    BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : .... Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin 01.04.2005-11.02.2019 tarihleri arası davalı Bakanlık ile alt işverenlik ilişkisi içinde olan davalı ... Akaryakıt İh. İth. İnş. Tah. San. Tic. Ltd. Şti.’nde kesintisiz şekilde baş aşçı olarak çalıştığını, müvekkilinin çalıştığı süre boyunca Bakanlığa bağlı çocuk yuvası, sevgi evleri, gençlik merkezi ve en son kadın konut evinde çalıştığını, davalının haksız ve hukuka aykırı bir şekilde 11.02.2019 tarihinde müvekkilinin iş sözleşmesini feshettiğini ve kıdem tazminatına karşılık cüzi bir miktar ödeme yaptığını beyanla kıdem ve ihbar tazminatı, asgari geçim indirimi, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık ücretli izin, fazla mesai ile ücret alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı Bakanlık vekili, davacının müvekkil Kurumda ... Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne bağlı kuruluşların yemekhanesinde çalıştığını, ancak sorumluluğun diğer davalı şirkette olduğunu, Kurum mutfağında şirket tarafından çalıştırılmış bir personel olduğunu belirterek husumet itirazında bulunduklarını, Bakanlık olarak herhangi bir mesuliyetlerinin bulunmadığını savunarak haksız ve mesnetsiz iddialarla açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı şirket davaya cevap vermemiştir.
    İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
    Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu:
    İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalılar istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
    Bölge Adliye Mahkemesince, tanıkların dosya kapsamı ile uyumlu görülen beyanlarına göre çalışma dönemleri de gözetilerek yapılan hesaplama ile yapılan uygun indirimde isabetsizlik bulunmadığı, asgari geçim indirimi alacağı bakımından ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen hususların bu aşamada dinlenemeyeceği, bilirkişi incelemesinde sunulan ücret bordroları ile banka kayıtları dikkate alınarak mahsup yapılmak suretiyle alacak kalemlerinin tespit edildiği, herhangi bir eksik ve hatalı yön bulunmadığı gerekçesi ile davalıların istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar, davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır.
    Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı nedenlerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.
    Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği kabul edilmelidir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı definin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Başka bir anlatımla süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı define davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı defi dikkate alınmaz.
    Asıl işveren alt işveren arasındaki ilişkide birlikte (müşterek müteselsil) borçluluk kabul görse de, aralarındaki ilişki bir anlamda TBK 155. düzenlenen asıl borçlu/kefil ilişkisine benzemektedir. Alt işveren asıl borçlu, asıl işveren ve kefil ise alacaklıya karşı garanti yükümlülüğü altındadır. Bu itibarla asıl işverenin ileri sürdüğü zamanaşımı definden sadece asıl işveren yararlanır. Alt işverenin ileri sürdüğü zamanaşımı defi asıl işverene sirayet eder. Bu şekilde asıl işverenin sorumluluğu alt işverenin sorumlu olduğu miktarı aşmamış olur.
    Somut olayda, davacı 18.10.2019 tarihinde davasını ıslah etmiştir. Islah dilekçesi davalılara tebliğ edilmiş olup, davalı ... Akaryakıt İh. İth. İnş. Tah. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından süresinde ıslaha karşı zamanaşımı defi ile sürülmüştür. Hükmü temyiz eden davalı Bakanlık asıl işveren olup sorumluluğu alt işverenin sorumluluğu ile sınırlıdır. Dolayısıyla davalı alt işveren ... Akaryakıt İh. İth. İnş. Tah. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından süresinde yapılan ıslaha karşı zamanaşımı savunmasının asıl işveren diğer davalı Bakanlığa sirayet ettiğinin kabulü gerekir. Açıklanan nedenle, ıslaha karşı zamanaşımı savunmasının davalı Bakanlık yönünden de dikkate alınması gerektiği gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    3-Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
    İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
    Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
    Yukarıda fazla çalışmanın ispatı konusunda anlatılan ilkeler, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde yapılan çalışmaların ispatı açısından da geçerlidir.
    Somut olayda, dava konusu fazla çalışma alacağı, davacı tanık beyanlarına itibarla 01.01.2014-11.02.2019 tarihleri arası dönem yönünden davacının haftanın 6 günü 06.00-17.00 saatleri arası 1 saat ara dinlenme ile haftalık 15 saat fazla çalıştığı kabulü ile hesaplanmıştır. İşyerinde yemek götürme işi yaptığını beyan eden davacı tanığı Sedat K.; “davacının haftanın 5 günü 04.00-05.00 saatlerinde işe başlayıp 16.00-17.00 saatlerine kadar, cumartesi günleri ise 08.00-17.00 saatleri arası çalıştığını, yaz döneminde ise pazar günleri de görev yaptığını” ifade ettiği, işyerinde davacı gibi aşçı olarak çalıştığını ifade eden davacı tanığı Nurettin A.; “davacının haftanın 6 günü 07.00-17.00 saatleri arası çalıştığını” ifade ettiği, 15.03.2019 havale tarihli dava dilekçesinde ise davacının çalışma düzeninin haftanın 6 günü 06.00-17.00 saatleri arası olduğu iddia edildiği anlaşılmış olup dosya kapsamında dinlenen taraf tanık beyanları, yapılan işin niteliği ve özellikle davacı tanığı .....’nın beyanları ile davacının talebi birlikte değerlendirildiğinde davacının haftanın 6 günü 07.00-17.00 saatleri arası 1 saat ara dinlenme ile çalıştığı ve fazla mesaisini haftalık 9 saatle sınırlı olarak ispatladığı kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde davalı ... Akaryakıt İnşaat Taahhüt Turizm İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti."ye iadesine, 04.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi