Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/365
Karar No: 2019/3074
Karar Tarihi: 17.04.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/365 Esas 2019/3074 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından görülen bir davada, davacı müvekkilinin davalı şirketin kurucu ortağı olduğu ve mali sıkıntılar nedeniyle %51 oranındaki hissenin diğer davalıya devredildiği iddia edildi. Davacı, hisse devrini kabul eden ortaklar kurulu kararının geçersiz olduğunu ve müdür atanmasının da hukuka uygun olmadığını ileri sürerek davalılar aleyhine dava açtı. Mahkeme, 01/09/2010 tarihinde imzalanan hisse devrine ilişkin protokolün, 01/09/2010 tarihinde yapılan ortaklar kurulu kararı ile geçerli olduğunu ve bu kararın pay defterine işlendiğini belirtti. Mahkeme ayrıca, limited şirketlerde hisse devri için herhangi bir işlem sıralaması ve öncelik öngörülmediğini ifade etti. Davalı müdürün görevini kötüye kullandığına ve haklı nedenlerle azli gerektiğine karar verildi. TTK'nın 520 ve 162 maddeleri kararın temel dayanağıdır.
Kanun maddeleri detaylı olarak:
- 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) madde 520: Limited şirketlerde hisse devri işlemlerinin geçerliliği hakkında hükümler.
- TTK madde 543: Müdürün görevden alınması.
- TTK madde 162: Ortakların müdürü azlettirmeye yetkileri.
11. Hukuk Dairesi         2018/365 E.  ,  2019/3074 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 07/07/2017 tarih ve 2014/907-2017/483 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin kurucu ortağı olduğunu, mali sıkıntılar nedeniyle %51 oranındaki hissenin 01.09.2010 tarihli protokol ile diğer davalıya devir edilmesine karar verildiğini, ödemenin nasıl yapılacağının kararlaştırıldığını, 02.09.2010 tarihinde noterde devir sözleşmelerinin düzenlendiğini, belirtilen çeklerin ödenmediğini, noter devri öncesinde 01.09.2010 tarihinde ortaklar kurulu kararı ile devirlerin kabul edildiğini, bunun geçersiz olduğunu, aynı tarihte yine davalı gerçek kişinin müdür olarak atandığını, işlemlerin TTK’nun 520. maddesine uygun yapılmadığını, davalı müdürün edimlerini yerine getirmesinin beklendiğini, edimini ifa etmediği gibi şirketi hileli ve fiktif şekilde borçlandırdığını, şirket ve diğer ortakların zararına hareket ettiğini, hiçbir bilgi vermediğini, müdürlük görevini kötüye kullandığını ileri sürerek, 01.09.2010 tarihli ve 2010/6 sayılı mevcut olmayan hisse devirlerinin kabulüne ve keyfiyetin pay defterine işlenmesine, davalı gerçek kişinin müdür atanmasına dair ve 13.09.2010 tarihli müdürlük yetkisinin devamına ilişkin ortaklar kurulu kararının yok hükmünde ve geçersiz olduğunun tespitine, olmadığı takdirde müdürlükten azli ile kayyum atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı şirket vekili, hisse devir sözleşmelerinin TTK’nın 520. maddesine uygun yapıldığını, muvafakatin devir sözleşmelerinden önce verilmesinin sonuca etkili olmadığını, iddiaların yerinde bulunmadığını açıklayarak, davanın reddini savunmuştur.
    Diğer davalı vekili, ortaklar kurulu kararının yerinde olduğunu, azle ilişkin şartların bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ile davalı ... arasında 01/09/2010 tarihinde hisse devrine ilişkin protokol imzalandığı, 01/09/2010 tarihinde 2010/6 sayılı ortaklar kurulu kararı ile devrin kabul edildiği, aynı tarihte pay defterine işlendiği, 02/09/2010 tarihinde noter senedi ile devrin gerçekleştirildiği, limited şirketlerde hisse devrini düzenleyen 6762 sayılı TTK"nın 520 maddesinde herhangi bir işlem sıralaması ve öncelik öngörülmediği, ortakların izninin önce veya sonra alınması pay devrinin geçerliliğine etkili olmadığından davalının pay devralması ve buna dayalı olarak alınan müdür olarak atanması ve müdürlük yetkisinin devamına ilişkin 2010/6, 7 ve 8 sayılı ortaklar kurulu kararlarının yasal ve geçerli olduğu, terditli olarak talep edilen haklı nedenlerle davalı şirket müdürünün azli ve şirkete kayyım atanması talebi yönünden ise, TTK"nın 543 maddesi yollaması ile limited şirketlerde de uygulanması gereken TTK"nın 162 maddesi gereğince, her bir ortağın haklı sebeplere binaen müdürün azlini talep edebileceği, bu davanın sadece müdüre karşı açılması gerekmekle davalı şirkete husumet düşmeyeceği, bu nedenle davalı şirket yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... yönünden ise toplanan deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, davalı müdürün şirket kayıtlarını usulüne uygun tutmadığı, kayıtların düzenli olmadığı, şirketin herhangi bir mal ve hizmet almaksızın karşılıksız borçlandırıldığı, şirket paralarının davalı müdüre ait hesaptan işlem gördüğü, şirketin içinin boşaltıldığı, bu surette davalı müdürün müdürlük yetki ve görevini gereği gibi ve usulüne uygun yerine getirmediği, görevini ihmal edip kötüye kullandığı, kendi menfaatlerini şirket menfaatlerinin üzerinde tuttuğu, azil için haklı sebeplerin gerçekleştiği gerekçesiyle davalı şirketin 01.09.2010 tarihli 2010/6-7-8 nolu ortaklar kurulu kararlarının iptali davası yönünden davanın reddine, davalı ..."ın şirket müdürlüğünden azli davası yönünden davalı şirket yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... yönünden davanın kabulü ile davalının Manavgat Sevgi Özel Sağlık Hizmetleri Turz. İnş. ve Tic. Ltd. Şirketi müdürlüğünden azline karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden taraflardan ayrı ayrı alınmasına, 17/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi