4. Ceza Dairesi 2014/50297 E. , 2017/4884 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tehdit
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz davası isteğinin sanık lehine olduğu tespit edilerek ve hakkında hükmün açıklanması geri bırakılan ve CMK’nın 231/8. maddesinde üç bent halinde sayılan denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülükleri yerine getirmeyen sanığın durumu değerlendirilip, aynı maddenin 11. fıkrasına göre cezanın bir kısmının infaz edilmemesine, hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine ilişkin yeni bir hüküm kurulması mümkün ise de, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işleyen sanık hakkında açıklanması geri bırakılan hükümde herhangi değişiklik yapma imkânı bulunmadığı, hükmün ilk şekliyle açıklanması gerektiği gözetilmeden, denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlediği kabul edilen sanık hakkında hapis cezasının ertelenmesine karar verilmiş ise de, karşı temyiz olmadığından bu hususun bozmaya konu edilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede;
Sanığın 12/03/2010 tarih ve 2009/559 E, 2010/210 K. sayılı ilamla hükümlülüğüne karar verilip, CMK"nın 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, denetim süresi içinde yükümlülük yüklenmemesine, hükmün kesinleşmesinden sonra denetim süresi içinde 18.05.2012 tarihinde genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunu işlediği kabul edilerek, hükmün CMK"nın 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına ve sanık hakkında hükmedilen hapis cezanın ertelenmesine karar verildiği anlaşılmakla;
1-CMK"nın 231/11. maddesi uyarınca denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işleyen sanık hakkında, geri bırakılan hükmün açıklanacağının belirtilmesi, somut olayda; sanığın 18.05.2012 tarihinde işlediği genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan kurulan kararda da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın CMK"nın 223/1. maddesinde öngörülen hükümler arasında yer almaması ve sanığın bu suçtan öngörülen denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlememesi durumunda CMK"nın 231/10. maddesi gereğince kamu davasının düşmesine karar verilmesi ihtimalinin bulunması karşısında, denetim süresi içerisinde işlenmiş kasıtlı suçtan bahsedilemeyeceği gözetilmeden ve sanığın bu süre içerisinde başkaca kasıtlı suçlardan mahkum olup olmadığı araştırılmadan, hükmün açıklanmasına karar verilmesi,
2-Açıklanmasına karar verilecek yeni hükmün Yargıtay incelemesine tabi olacak ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hüküm olacağı bu nedenle kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan, Anayasanın 141. ve 5271 sayılı CMK"nın 34 ve 223, 230. maddelerine aykırı davranılarak gerekçesiz hüküm kurulması,
3-02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK"nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."nun temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin HÜKMÜN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 20/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.