22. Hukuk Dairesi 2014/4337 E. , 2015/15581 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma ve genel tatil alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar, davacının iş sözleşmesinin başka bir işçi ile kavga ederek işçiyi yaralaması sebebi ile haklı olarak feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiği, 29.01.2013 tarihli raporun tarafların iddia ve savunmalarını irdeler mahiyette olduğu ve davacının ödenmeyen işçilik alacaklarının bilirkişi raporu ile tespit edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalılar temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Anayasanın 141. maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.
Mahkemece; davalılar arasındaki ilişkinin niteliği, dava konusu alacaklardan ne şekilde sorumlu oldukları, davacının her iki şirketteki çalışmasının kim tarafından ne şekilde sonlandırıldığı, feshin haklı olup olmadığı, davacının ücretinin hangi gerekçe ile hangi tutarda belirlendiği, kabul edilen taleplerin hangi gerekçe ile kabul edildiği, reddedilen taleplerin hangi gerekçe ile reddedildiği tartışılıp açıklanmamış, bilirkişi raporundaki hesaplama doğrultusunda hüküm oluşturulmuştur. Mahkeme hükmünün gerekçesinin açıklanmaması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir
2-6100 sayılı Kanun"un 298/2. maddesinde gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı açık olarak düzenlenmiştir.
Mahkemece; hükmün gerekçesinde 29.01.2013 tarihli raporun hükme esas alındığı belirtilmesine rağmen, fazla çalışma alacağı yönünden 23.08.2013 tarihli üçlü bilirkişi raporuna göre hüküm tesis edildiği, yine genel tatil alacağında davalıların sorumluluğu belirlenirken de 23.08.2013 tarihli raporun esas alındığı anlaşılmaktadır. Gerekçeli karar tefhim edilen hüküm sonucuna açıkça aykırı olduğundan kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
3-Davacı kısmi ıslah ile dava dilekçesindeki miktarı artırmıştır. Dava dilekçesinde faiz isteğine göre, faiz konusundaki bu talep ıslah ile artırılan miktarı da kapsar, Bu itibarla, ıslah dilekçesinde faiz talep edilmediğinden, ıslahla talep edilen miktarlara faiz işletilmemesi, infazda tereddüte yol açılacak şekilde hüküm kurulması ve dava dilekçesinde talep edilen miktarlar yönünden davalıların sorumluluğunun gösterilmemesi de hatalı olup ayrıca bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma sebeplerine göre sair temyiz nedenlerinin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.