4. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/5769 Karar No: 2018/1480 Karar Tarihi: 05.03.2018
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/5769 Esas 2018/1480 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2016/5769 E. , 2018/1480 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 20/04/2015 gününde verilen dilekçe ile hakaret nedeni ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 18/02/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava; hakaret nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı; dava konusu olayın yaşandığı tarihte belediye başkanı olduğunu, davalının kendisine belediye çalışanlarının da bulunduğu yerde alenen hakaret ettiğini ve bu nedenle rencide olduğunu, derin üzüntü yaşadığını belirterek manevi zararın tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı; davacıya yönelik sözlerinde hakaret kastı taşımadığını, dava konusu edilen ifadenin toplumda da hakaret olarak algılanmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; davacının, olay tarihi itibariyle siyasi kişiliğinin bulunması ve bu nedenle davalının rahatsız edici sert üslubuna, eleştirilerine katlanması gerektiği hususu dikkate alınarak manevi tazminat koşullarının oluşmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesinde belirtildiği üzere kişilik haklarının zedelenmesinden zarar gören , uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. Davaya konu edilen olayda; davalı hakkında açılan kamu davası sonucunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise de, dosyada mevcut deliller ve özellikle ceza yargılamasında toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, davalının davacıya yönelik hakaret eyleminin sabit olduğu, olay tarihi, olayın oluş şekli, davalı tarafından sarf edilen sözler bir bütün olarak değerlendirildiğinde, eleştiri sınırlarının aşıldığı, kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği görülmüştür. Davalı tarafça sarfedilen ve davaya konu edilen bu ifadelerin, eleştiri sınırlarını aştığı, davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu kabul edilmelidir. Hal böyle iken; Mahkemece, davacı yararına uygun bir miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle istemin tümden reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 05/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.