Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı vekili tarafından borçlular hakkında 21.05.2007 tanzim 16.12.2009 vade tarihi ve 5000 Amerikan Doları miktarlı bonoya dayanılarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine geçilmiştir. Borçlular vekili yasal süresinde icra mahkemesine başvurarak, senedin müvekkillerine teslim edilen ekipmanların karşılığı olarak "teminat" amacıyla verildiğini, boş olarak verilen bu senedin alacaklı tarafça sonradan doldurulduğunu, anılan teminat senedine dayanılarak işbu takibin başlatılamayacağını belirterek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Alacaklı vekilince dosyaya sunulan 21.05.2007 tarihli satış noktası sözleşmesinin taraflar arasında düzenlendiği ve alacaklının belge altındaki imzaya karşı çıkmadığı görülmektedir.
Anılan sözleşmenin (E) maddesinde; "işbu sözleşmenin 18.maddede yazılı hallerle birlikte diğer hükümlere uyulmaması halinde müşteri (borçlu şirketin) 5000 Amerikan Dolarının ödeme tarihindeki (TL) karşılığı cezai şartını alacaklıya ödeyeceği, bütün bu edimlerden diğer borçlu Ali Alemdar"ın da garantör sıfatıyla sorumlu olduğu", yine özel şartların 5.maddesinde ise "...işbu anlaşma ile müşteri (borçludan) 5000 Dolar senet alınmıştır" ibaresinin bulunduğu görülmüştür.
Alacaklı vekilinin cevap dilekçesi içeriği, sözleşmenin tanzim tarihi, cezai şart bedeli ve tüm dosya kapsamından takip dayanağı senedin taraflar arasında düzenlenen sözleşme nedeniyle verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda dayanak belgenin TTK.nun 688/2.maddesinde öngörülen mücerret borç ikrarını içermediği tespit edilmiş olup, tarafların sözleşme doğrultusunda edimlerini yerine getirip getirmediğinin ve dolayısıyla alacağın tahsil edilip edilmeyeceğinin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle mahkemece, İİK.nun 170/a maddesi gereğince takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA),  06.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.