10. Hukuk Dairesi 2014/18331 E. , 2015/19188 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve Mahkemenin davalı işveren ... yönünden 506 sayılı Kanunun 26"ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan sorumluluk koşullarının oluştuğuna ilişkin kabulünün ve kusur oranının yerinde olmasına göre davalı ... vekili ile davacı Kurum vekilinin tüm temyiz itirazılarının reddi gerekir.
2- Davacı Kurum; 11.07.2001 tarihli iş kazasında sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerden oluşan Kurum zararının işveren olduğu iddiası ile davalılardan ... Denizcilik Limited Şirketinden 506 sayılı Kanun hükümleri uyarınca rücuan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir
Söz konusu 506 sayılı Kanun’un 26’ncı maddesinin birinci fıkrasında işverenin sorumluluğu, ikinci fıkrasında ise üçüncü kişilerin sorumluluğu düzenlenmiştir.
İşverenler yönünden 506 sayılı Kanunda zamanaşımının (özel olarak) düzenlenmediği düşünüldüğünde; genel hükümler çerçevesinde çözüm arama gereği vardır. Gerçekten de olay tarihinde yürürlükte bulunun 818 sayılı Borçlar Kanunun 332/1"inci maddesinde belirtilen işçi-işveren arasındaki akde aykırılık eylemleri ve bu çevrede maddenin 2"nci fıkrası gereğince işverenin akde aykırı davranışları (işçi sağlığı ve iş güvenliğinin gerektirdiği önlemlerin alınmaması vs.) sonucu, 26/1"inci maddeyle vaki ilişkilendirme, bir bakıma akde aykırı hareketten doğan tazminat davaları hakkındaki hükümlere tabii olmakla; zamanaşımının, işverenler açısından Borçlar Kanununun 125"inci maddesine göre belirlenmesi gerektiği gözetildiğinde on yıldır.
Üçüncü kişiler yönünden ise 506 sayılı Kanun’un 26’ncı maddesinde üçüncü kişiler aleyhine açılan rücu davalarının tabi olduğu zamanaşımı süresine ilişkin açık hüküm bulunmamaktadır. Üçüncü kişi ile sigortalı arasında akdi bir ilişki de söz konusu değildir. Ancak anılan maddenin ikinci fıkrasında Borçlar Kanunu’na yollamada bulunulmuştur. Hal böyle olunca; üçüncü kişiler aleyhine açılan davalar dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun 60’ıncı maddesinde gösterilen bir ve on yıllık zamanaşımı süresine tabidir.
Öte yandan; uyuşmazlığa konu dönemde yürürlükte bulunan 506 sayılı Kanun’un 87’nci maddesi, davanın yasal dayanağını oluşturmakta ve “Sigortalılar üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bununla sözleşme yapmış olsalar bile, bu kanunun işverene yüklediği ödevlerden dolayı, aracı olan üçüncü kişi ile birlikte asıl işveren de sorumludur. Bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran üçüncü kişiye aracı denir.” hükmünü içermekte olup; asıl işveren ve taşeron yönünden de sorumluluk ve dolayısıyla zamanaşımı koşullarının 506 sayılı Kanunun 26/1"inci maddesi uyarınca belirlenmesi gerekecektir.
Davalı ... Limited Şirketi vekili asıl işveren ya da taşeron olmadıkları iddiası ile süresinde zamanaşımı def"inde bulunmuştur. Bu nedenle; yukarıdaki ilkeler kapsamında öncelikle statüsü belirlenmeli ve sonrasında belirlenen statüye göre tabi olduğu zamanaşımı süresi tespit edilerek zamanaşımı def"i değerlendirilmelidir.
Asıl işveren - taşeron ilişkinin kurulması için; alt işverenlik ilişkisinin asıl işverenin işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin asıl işte, asıl işin bir bölümünde veya eklentilerinde alt işverenin iş alması, alt işverenin bu işi için görevlendirdiği işçilerini kısmen bile olsa bu işyerinde aldığı işte çalıştırması gerekir.
Dava konusu somut olayda; iş kazasına maruz kalan sigortalı davalılardan ..."a ait tahmil ve tahliye işyerinde çalışmaktadır. Dava dışı Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi tarafından satılan şekerin diğer davalı ... Limited Şirketi"ne ait Kaptan ... isimli gemiye geminin vinci kullanılmak suretiyle yüklenmesi gerekmektedir. Yükleme işi ... işyeri çalışanlarınca yapılmakta olup sigortalı da geminin vincini kullanan vinç operatörüdür. Yükleme sırasında gemi vincinin milinin gemiye bağlantı noktasından kopması ile vincin bomu düşerek sigortalının oturduğu yere çarpması sonucu sigortalı sürekli iş göremezlik durumuna girecek şekilde yaralanmıştır. Sigortalı ile davalı ... Limited Şirketi arasında hizmet akdi unsurlarının bulunmadığı sabittir.... Denizcilik Limited Şirketi"nin ..."a ait işyerinde yürütülen mal ve hizmet üretimine ilişkin işte veya eklentilerinden iş almadığı ve işçilerinin de bu iş kapsamında çalışmasının söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır. İşin yapılmasına ilişkin... Denizcilik Limited Şirketi"nin veya çalışanlarının sigortalılar üzerinde herhangi bir
idari veya organizasyon görev ve sorumluluğu da bulunmamaktadır. Sigortalının ödünç iş ilişkisi ile davalı ... Limited Şirketi"ne verildiğine ilişkin de herhangi bir iddia ve delil bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı ... Limited Şirketi"nin üçüncü kişi olduğunun kabulü gerekecektir. Nitekim anılan davalının iş kazasının meydana gelmesindeki kusuru üçüncü kişi olduğu değerlendirmesine uygun olarak belirlenmiştir. Buna bağlı olarak söz konusu davalı üçüncü kişi yönünden zamanaşımı süresinin başlangıcının davacı Kurumun faile ve fiile ıttıla tarihinden itibaren bir, her hal ve koşulda olay tarihinden itibaren 10 yıl olduğu nazara alınarak zamanaşımı süresinin geçip geçmediğinin belirlenmesi gerekirken, davalı ... Limited Şirketi"nin işveren olduğundan bahisle yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı ... Limited Şirketi" vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan... Denizcilik Ltd. Şti."ne iadesine, 12.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.