12. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/16812 Karar No: 2010/28788 Karar Tarihi: 06.12.2010
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/16812 Esas 2010/28788 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2010/16812 E. , 2010/28788 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 3. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 30/12/2009 NUMARASI : 2008/327-2009/1803
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından borçlu hakkında, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan takibe karşı, borçlu vekilince itiraz edilerek, takibe konu edilen çek için imza inkarında bulunulmuş ve takibin iptali istenmiştir. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde alınan bilirkişi raporu doğrultusunda itiraza konu edilen tüm çeklerdeki imzaların borçlu şirket yetkilisine ait olmadığı gerekçesiyle kısa kararda "davanın kabulüne, takibin durdurulmasına", 30.12.2009 tarihli gerekçeli kararda ise aynı gerekçeye rağmen davanın reddine, ...karar verilmiş ve anılan karar, taraflarca temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Ancak, borçlu vekilinin 26.2.2010 tarihli talebi üzerine mahkemece evrak üzerinde verilen 8.4.2010 tarihli ek kararla " tavzih kararı verilmiş ve anılan tavzih kararının alacaklı vekili tarafından temyize konu edildiği anlaşılmıştır. HUMK.nun 455.maddesinde "Hüküm müphem ve gayrı vazıh olur veya mütenakız fıkraları ihtiva ederse, icrasına kadar iki taraftan her biri ilamın tavzihini ve tenakızın refini isteyebilir" hükmü yer almaktadır. Yasa maddesinde öngörüldüğü üzere, açık olmayan veya çelişkili fıkraları kapsayan hükümlerin tavzihi istenebilir. Hakim verdiği hüküm ile bağlıdır. Hakimin,sonradan hükmün yanlış olduğu veya kararda eksik hususlar bulunduğu kanaatine ulaşsa bile, hüküm temyiz edilip bozulmadıkça veya yargılamanın iadesine karar verilmedikçe verdiği kararı değiştiremiyeceği gibi, unutulan bir husus hakkında karara sonradan ekleme yapması veya bu konuda ek bir karar vermesi de mümkün değildir. Somut olayda, mahkemece verilen karar temyiz yoluna gidilmeksizin kesinleşmiştir. 30.12.2009 tarihinde verilen karar kesin hüküm halini aldığından bu haliyle hakim verdiği kararı yeniden inceleme konusu yapamaz. Hakim re"sen kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiyi gidermek amacıyla, asıl hükmü değiştirecek ve kesin hükmün sonucunu ortadan kaldıracak şekilde karar veremez. Zira kesin hüküm; kararı veren mahkeme de dahil diğer tüm mahkemeleri bağlar. Mahkemece bu husus dikkate alınmaksızın yazılı şekilde tavzih kararı tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup 18.04 2010 tarihli tavzih kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 06.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.