8. Hukuk Dairesi 2017/9812 E. , 2020/198 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... vekili ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı alacaklı vekili, 26/06/2015 tarihli hacizde istihkak iddiasında bulunan davalı üçüncü kişilerin istihkak iddialarının reddine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı üçüncü kişi ... vekili; davaya konu mahcuzların vekil edeni tarafından satın alındığını ve diğer davalı İdareye verildiğini, bu durumda mahcuzların davalı idareye ait olduğunu belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı üçüncü kişi İdare vekili, davanın iki tarafının kamu idaresi olması nedeniyle zorunlu tahkim yasa yoluna gidilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalı şirketin yapım işini aldığı şantiyede bulunan malzemelerin, borçlu şirkete ait olduğuna dair karinenin mevcut olduğu, yapım işini üstlenen adi ortaklığın, eser sözleşmesi gereğince yüklenici sıfatının bulunduğu, BK’nin 471/son maddesi gereği aksine anlaşma bulunmadıkça eserin yapımında malzemenin yüklenici tarafından sağlanması gerektiği hususunun hükme bağlandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm, davalı üçüncü kişiler vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Dava, alacaklının İİK"nin 99. maddesine dayalı 3. kişinin istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
1. Davalı üçüncü kişi İdare vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Bir hak üzerinde uyuşmazlığa düşmüş olan iki tarafın anlaşarak, bu uyuşmazlığın çözümlenmesini özel kişi veya kişilere bırakmalarına ve uyuşmazlığın bu özel kişi veya kişiler tarafından incelenip karara bağlanmasına tahkim denir.
Kural olarak taraflar bir uyuşmazlığın çözümlenmesi için hakeme başvurmaya mecbur değildirler. Ancak, bazı hallerde bir uyuşmazlığın çözümlenmesi için hakeme başvurmak zorunludur ki; buna zorunlu tahkim denir.
Tahkimin hangi hallerde zorunlu olduğu, özel bir kanun hükmü ile belirlenir.
Mecburi tahkim hallerinden birinin düzenlendiği; 3533 Sayılı Umumi Mülhak ve Hususi Bütçelerle İdare Edilen Daireler ve Belediyelerle Sermayesinin Tamamı Devlete veya Belediye veya Hususi İdarelere Ait Daire ve Müesseseler Arasındaki İhtilafların Tahkim Yol ile Halli Hakkında Kanun"un 1. maddesi hükmünde açıkça; “Umumi, mülhak ve hususi bütçelerle idare edilen daireler ve belediyelerle sermayesinin tamamı devlete veya belediyeye veya umumi idarelere ait olan daire ve müesseseler arasında çıkan ihtilaflardan adliye mahkemelerinin vazifesi dahilinde bulunanları, bu kanunda yazılı tahkim usulüne göre halledilir." düzenlemesine yer verilmiştir.
03.07.2003 tarihli 4916 sayılı Kanun"un 24. maddesi ile değişik aynı Kanun"un 4. maddesi ise; “ Katma bütçe ile idare edilen daireler, belediyeler, özel bütçe ile idare olunan veya sermayesinin tamamı Devlet, belediye veya özel idarelere ait olan daire ve müesseselerin veya bu daire ve müesseselerden biriyle ikinci maddede yazılı dairelerden biri arasında çıkan uyuşmazlıklar, bulunduğu yerin ve taşınmaza ilişkin uyuşmazlıklarda, taşınmazın aynına yönelik olanlar hariç olmak üzere o taşınmazın bulunduğu yerin ve taraflar değişik yerlerde bulunuyorlarsa davalı durumunda olan daire veya müessesenin ve davalılar birden çok olduğu takdirde bunlardan birinin bulunduğu yerin yüksek dereceli hukuk mahkemesi başkanı veya hakimi tarafından hakem sıfatıyla çözümlenir.” hükmünü içerir.
Somut olaya gelince, davacı ... ile davalı ... 3533 Sayılı Kanun’un 1. maddesinde gösterilen kuruluşlardandır. Bu Kanun"un 2570 sayılı Kanun"la değişik 4. maddesi gereğince taraflar arasındaki uyuşmazlığın "Hakem" sıfatı ile çözümlenmesi gerekeceği kuşkusuzdur.
O halde Mahkemece, 3533 sayılı Kanun"un 1. ve 4. maddeleri hükümleri dikkate alınarak davalı idare aleyhine açılan davanın hakem sıfatı ile çözümlenmesi gerektiği gözetilerek dosya tefrik edilerek ayrı esasa kaydedilip, görevsizlik kararı verilmesi ve eldeki davada mecburi tahkimin bekletici mesele yapılması ve sonucuna göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
2. Bozma nedenine göre davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı üçüncü kişi İdare vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK"nin 366 ve 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalı üçüncü kişi ... vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca İİK"nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."a iadesine, 15.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.