20. Hukuk Dairesi 2011/17561 E. , 2012/4919 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Orman Yönetmi vekili ve Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava konusu ... köyü 101 ada 1 parsel sayılı 7598432,57 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliği ile Hazine adına tescil edilmiştir. Davacı ..., 22/04/2009 tarihli dava dilekçesinde, babası ...mirasçıları ile haricen yaptıkları taksim sonucu kendisine bırakılan taşınmazın orman parseli içinde kaldığını iddia ederek dava açmıştır. Mahkemece; davanın kabulüne, dava konusu (A) ile gösterilen 4201,33 m2 taşınmazın davacı adına, geriye kalan yerin orman niteliği ile tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Orman Yönetimi vekili ve Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro öncesi zilyetliğe dayanarak on yıllık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraza ve tapu iptali tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre 2007 yılında yapılan orman kadastrosu 24/08/2007 ila 24/09/2007 tarihleri arasında ilan edilerek 25/09/2007 tarihinde kesinleşmiştir.
Mahkemece, 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın orman ve fen bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 4201,33 m2"lik bölümünün kültür arazisi olduğu ve davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de, incelenen dosya kapsamına, yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporlarına göre mahkemenin değerlendirmesi yerinde değildir.
Şöyle ki; 10.10.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3402 sayılı Yasanın 4/3. maddesi; "Çalışma alanında orman bulunması ve 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosuna başlanılmamış olması halinde, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tespiti kadastro ekibi tarafından yapılır ve bu durum ekip tarafından iki ay önce Orman Genel Müdürlüğüne bildirilir. Buna karşılık iki ay içinde kadastro komisyonlarınca orman sınırlarının belirlenmemesi halinde kadastro çalışma alanı sınırları kadastro ekiplerince belirlenir ve çalışmalar bu kanun hükümlerine göre yürütülür. Kadastro ekiplerince bu şekilde tespit ve ilan edilen yerlerde orman kadastro işlemleri de ikmal edilmiş sayılır. Orman kadastrosu kesinleşmiş yerlerde bu sınırlara aynen uyulur." şeklinde iken, 22.02.2005 gün 5304 sayılı Yasa ile sözü edilen üçüncü fıkra değiştirilmiş ve aynı maddeye 4-5-6"ıncı fıkralar eklenmiştir. Bu değişiklikte 3. fıkra "Çalışma alanında orman bulunması ve 6831 sayılı Orman Yasasına göre orman kadastrosuna başlanılmamış olması halinde orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tespiti kadastro ekibi tarafından yapılır. Ancak; bu çalışmalarda kadastro ekibine Orman Genel Müdürlüğü taşra teşkilatınca
görevlendirilecek en az bir orman yüksek mühendisi veya ziraat mühendisinin bildirimden itibaren 7 gün içinde iştirak ettirilmesi zorunludur. Bu çalışmalara muhtar ve bilirkişilerin katılmaması halinde çalışmalar re’sen devam ettirilir." şeklini almış, eklenen 5. fıkra ise "Çalışma alanındaki ormanların bu ekipçe sınırlandırılma ve tespitleri yapılarak otuz günlük kısmi ilana alınır. Bu alanlarda orman kadastrosu yapılmış sayılır" şeklindedir.
Yasanın getirdiği bu yeni düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Yasanın 5304 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi uyarınca orman kadastro çalışmalarının yapıldığı, kadastro ekiplerince dava konusu 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tespit ve tescil edildiği ve kamu malı niteliğini kazandığı, 3402 sayılı Yasanın 16/D maddesi hükmünde "Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ormanlar, bu yasada hüküm bulunmayan hallerde, özel yasaları hükümlerine tabi olduğu"nun belirtildiği, bu nedenle ormanlar hakkında özel Yasa olan 6831 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanması gerektiği ve 6831 sayılı Yasanın 11/1. maddesinde de orman kadastrosunun kesinleşmesinden sonra ancak tapulu taşınmazlarda, tapu sahiplerinin 10 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açabilecekleri hükmünün bulunduğu, bu ilkelerin H.G.K."nun 08.06.2005 gün 2005/20-327-377 sayılı ve 28.06.2006 gün 2006/20-467-494 sayılı kararlarında da aynen benimsendiği anlaşılmakla, 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesinde belirtilen genel hükümlere göre de artık kesinleşen orman kadastrosuna ve orman parseline karşı zilyetliğe dayalı olarak dava açma olanağı yoktur. Bu nedenle, davacı gerçek kişinin 101 ada 1 sayılı orman parselinin fen ve orman bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 4201,33 m2"lik bölümüne yönelik olarak açtığı davanın, hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve kesinleşen orman kadastrosuna ve orman parseline karşı zilyetliğe dayanarak dava açılamayacağı gözetilerek, dinlenme olanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde açılan davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 02/04/2012 günü oybirliği ile karar verildi.