MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Beraat

Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.
Bu açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde;
Görme özürlü (âmâ) olan katılan ..."ın, daha önceden tanıştığı emlakçılık yapan sanık ..."ın aracılığıyla kendisine bir daire satın aldığı, sanık ..."ın katılana bir takım belge imzalattığı, aradan zaman geçtikten sonra sanık ..."ın kendisine her hangi bir borcu olmadığı halde kardeşi olan diğer sanık ..."a senedi muvazaalı olarak ciro ettiği, sanık ..."un da senedi katılan aleyhine icraya koyduğu, sanık ..."un senedi sanık ..."tan olan alacağına karşılık aldığını savunmasına rağmen onun hakkında icra takibi yapmadığı ve bu şekilde sanıkların eylem ve fikir birliği içinde dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda; sanıkların eylemlerinin TCK"nun 158. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi uyarınca nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu ve delilleri takdir ve değerlendirme görevinin ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülmek suretiyle eylemin basit dolandırıcılık olarak nitelendirilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07/04/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.