22. Hukuk Dairesi 2014/26519 E. , 2015/15457 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı şirketin mermer ocağında 90,00 TL günlük yevmiye ile 07.03.2013-10.04.2013 tarihleri arasında çalıştığını, 34 günlük ücret alacağı olduğunu ve davalı işverenin bu ücreti ödemediğini belirterek 3.060,00 TL ücret alacağını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı şirket adına duruşmaya katılan olmamış, cevap verilmemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Yargılamanın hukuka uygun ve sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunmanın ileri sürülebilmesi ve delillerin eksiksiz olarak toplanıp tartışılabilmesi, öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile olanaklıdır. Hasımsız davalar hariç olmak üzere, dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati karşı tarafa tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan davaya bakılamaz ve yargılama yapılamaz.
Davanın tarafları ile vekillerinin davaya ilişkin işlemleri öğrenebilmesi için, tebligatın usulüne uygun olarak yapılması, duruşma gün ve saatinin kendilerine bildirilmesi gerekmektedir. Duruşma günü ile tebligatın yapıldığı tarih arasında makul bir süre olmalıdır. Aksi takdirde tarafların hukuksal hakları kısıtlanmış olur.
Yargılama sırasında yapılan tebliğlerle ilgili tebliğ mazbatalarının ve ilgili diğer belgelerin dosyaya konulması gerekir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve bu Kanunun uygulanması için çıkarılan Tüzük hükümleri tamamen şeklidir ve titizlikle uygulanması gerekir. Bir davada yapılan teblig işlemlerinin usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığını hâkim kendiliğinden denetlemelidir. 19.01.2011 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun ile Tebligat Kanununda esaslı değişiklikler yapılmıştır.
Somut olayda, dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati davalı şirkete adresinde “muhatabın yetkilisinin oğluna imzasına” tebliğ edilmiştir. Tebligat Kanunu"nun 12. ve 13. maddeleri uyarınca, tüzel kişilere tebliğ yetkili temsilcilerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Temsile yetkili kişinin herhangi bir nedenle tebliğ yapıldığı sırada işyerinde bulunmaması veya bizzat alamayacak durumda olması halinde, kendisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürüne, bu da olanaklı değilse, tüzel kişinin o yerdeki memur veya işçilerinden birine yapılmalıdır. Bu sıraya uyulması yasal zorunluluk olup, aksi takdirde tebligat usulsüz sayılacaktır. Tebligat tüzel kişinin yetkili temsilcisine yapılmamış ve anılan kişilere yapılmışsa, bunun nedenlerinin açıkça ve ayrıntılı olarak tebligat mazbatasına yazılması gerekir. Öte yandan, Tebligat Kanunu"nun 10. maddesi gereğince tebligat, tebliğ yapılacak gerçek ve tüzel kişinin bilinen en son adresinde yapılır. Yukarıdaki açıklamalar ışığı altında değerlendirildiğinde, dava dilekçesinin ve duruşma gününün tebliğ işlemlerinin, mevzuat kapsamında yöntemince yapılmadığı ve bu nedenle geçersiz olduğu açıktır.
Bu nedenle, davalıya Anayasa’nın 36. maddesinde de açıklanan savunma hakkını kullanabilmesi için dava dilekçesi ve davetiyenin Tebligat Kanunu ve ilgili tüzük hükümlerine uygun şekilde tebliğ edilmesi zorunludur. Kamu düzenine ilişkin bu yönün dikkate alınmayarak davalının yokluğunda yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine 28.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.